Azerbaycan ile Kayseri'de oynadığımız milli maçın sonrası, kaldığım otelin "roof"una çıktım. Üç genç işadamıyla tanıştım. Üçü de Kayserili ve üçü de Beşiktaşlı. Tesadüf bu ya... Daha önce, Galatasaray'ın Bordeaux ile İstanbul'da karşılaştığı maçın oynandığı akşam da yine Kayseri'de ve yine aynı oteldeydim.

Salonda, TV ekranının karşısında yaklaşık 100 kişilik bir grup. Galatasaray gol attığında, inanın sanki Ali Sami Yen'deymişçesine bir taraftar coşkusunu yaşamıştım. Orada tanıştığım bir avukata da üç genç işadamıyla sohbetteki soruyu sordum:

Kayserilisiniz... Kayseri'de yaşıyorsunuz... Ama Kayserispor'u değil de başka takımları tutuyorsunuz. Peki, en azından Kayserispor'un maçlarına gidiyor musunuz?

"Arada bir" cevapları beni fazla şaşırtmadı.

Zira benzer tablolarla, yıllar boyu ülkenin dört bir yanında maç izlerken de karşılaşmıştım.

Geçtiğimiz ay sonu, bilyoner.com'un 1 milyon kişiyle yapıldığı belirtilen anket sonuçlarını okuduğumda, önce Kayseri'de yaşadıklarımı anımsadım.

Kimilerine göre gerçeği yansıtmadığı iddia edilen o anket, ülke genelinde üç büyüklerin taraftar oranının yüzde 88 olduğunu vurguluyordu. Galatasaray'ın yüzde 35'le başı çektiğini, Fenerbahçe'nin yüzde 33'le onu izlediğini, Beşiktaş'ın yüzde 20'lerde gezindiğini, Trabzonspor'un taraftar oranının yüzde 4 olduğunu, diğer kulüplerin toplam taraftar sayısı içerisinde sadece yüzde 8'lik bir payı bulunduğunu.

Açıkçası hiç yadırgamadım.

Futboldaki rekabet, lig kurulduğundan beri bir kısır döngü içererek sürüp gidiyor bu ülkede. Şampiyonluklar 4 kulübün tekelinde. Daha doğrusu tekelindeydi. Trabzonspor çeyrek asırdır, Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş üçlüsünün arasına giremiyor. Bu tekel, kolay kolay kırılacağa da benzemiyor. Çünkü üç büyükle diğerleri arasında, hele şimdilerde aşılması çok zor bir uçurum var. Kamuoyu ilgisi, medya ilgisi, yaptırım gücü, bilinirlik, tanınırlık, ticari ve ekonomik güç, devlet kademesindeki etkinlik, aklınıza ne geliyorsa sistem kıyaslanmayacak boyutta üç büyük lehine işliyor. Taa yıllar öncesinden, yarım asrı aşan bir zaman diliminin ötesinden başlayarak bu gücü oluşturan en etkin faktör, şimdilerde bizzat büyüklerin boy hedefi haline gelen basın.

Bu ülkenin dün olduğu gibi bugün de medya başkenti İstanbul. On yıllar öncesinden başlayan üç büyük destekçiliğinin bugün vardığı nokta ise Anadolu'nun aidiyet duygusunu yitirişi.

Ligin oynanacağı 12 kentin, Trabzon dışında ve 8'inde -Antalya, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Eskişehir, Gaziantep, Kayseri, Manisa-Galatasaray, 3'ünde - Ankara, İstanbul, Sivas-Fenerbahçe'nin daha fazla taraftara sahip olması, bunun bir ölçüde göstergesi.

İstanbul ve Trabzon'u saymazsak, o kentlerden Diyarbakır, Eskişehir ve Sivas dışında kalanların hiçbiri, taraftar sıralamasında üç büyüklerin arasına bile giremiyor.

Adanalının, Antalyalının, Balıkesirlinin, Erzurumlunun, Erzincanlının, Giresunlunun, Karabüklünün, Kayserilinin, Malatyalının, Ordulunun, Rizelinin, Siirtlinin yüreği önce kendi takımı için atmazsa, Türkiye'de futbol nasıl kentsel aidiyet duygusuyla buluşacak? Kalıcı başarılar, taraftar desteğiyle bütünleşip nasıl sağlanacak? Ekonomik büyüme, ticari gelir nasıl artacak? Güçlü lobiler nasıl oluşacak ve kulüpler nasıl ayakta duracak?

Futbolun vazgeçilmez değerlerinden biri tabii ki taraftar. Ve taraftarlık olgusu, taa yolun başındaki basın dayatmalarıyla bu ülkede yanlış yerleşmiş durumda. Hiçbir Batı ülkesinde böylesine bir garabet yok. Orada insanlar, öncelikli ve ağırlıklı olarak kendi kentinin takımının taraftarı.

Oysa bizde ya Galatasaray ya Fenerbahçe ya da Beşiktaş'ın.

Büyükle, güçlüyle, hükmedenle anılmak, aslında bizim milletçe de karakteristik özelliklerimizden biri.

"Yönetim uyuma, taraftara sahip çık" sloganlarıyla en ufak bir sorunda sıklıkla karşılaştığımız bir ülkede yaşıyoruz. Fakat nedense, "taraftar uyuma, kentinin takımına sahip çık" diyecek bir yapılanmaya gitmeyi ise beceremiyoruz.

Futbolda çok yönlü kalkınmanın yollarından birinin, bizdekinin aksine aidiyet duygusunun oluşmasından geçtiğini de galiba pek bilmiyoruz.

Zeki ÇOL, Zaman, 8.7.9

http://www.gencligiminkatilisin.com/ adresinden alınmıştır.

YORUMLAR

KÖŞE YAZILARI

  • İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var? İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var?
    Written by Oguz Resat Sipahi 10 May 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Hangi takımın daha çok taraftarı var? Bu soru çok iç gıdıklayan bir soru biliyorum. Pazar Pazar maçlar da yok. Nereden aklıma geldi diye sorarsanız Dövletimiz sağolsun. İnstagramda Kumluca-Olimpos alanının yüce Dövletmiz tarafından 1. derece sit alanı konumund...
  • Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik...
    Written by Oguz Resat Sipahi 12 Nisan 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk *Ülkemizde 1098, dünyada 108.319 kişiyi covid19'un kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... *Ne mutlu bizlere değil ki ülkemiz, covid19 açısından müreffeh ülkeler düzeyini yakalama ve aşma yolunda koşar adımlar ile ilerliyor... Yine de arada iyi şeyler de var...
  • Gözyaşları... Gözyaşları...
    Written by Oguz Resat Sipahi 21 Nisan 2019
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Uzun zamandır yazasım gelmiyordu ligin ilk devresinde yazacak birşey yoktu pek, ya da dünyevi dertlerden yazasım gelmedi... Ligin ikinci devresinde de yazasım gelmedi bu sefer çoğunlukla dünyevi ailevi dertlerden... Dünkü gözyaşlarına kadar... Taraftarımızın,...
  • Göztepe TEK Büyüktür. Göztepe TEK Büyüktür.
    Written by Özkan Cengiz 28 Nisan 2018
    Özkan Cengiz ozkan@ozkancengiz.net Göztepe TEK Büyüktür. Yıllar önceydi amatördeydik, takıma tribünlerin yoğun tepkisi vardı, hoca ve oyuncular fazlaca tepki alıyorlardı. O günlerin yöneticileri ile bir araya geldik. Şaşkındılar, bize nasıl profesyonel çalıştıklarını anlatıyorlardı. Video analizler...
Diğer yazılar:

Diğer başlıklar

Twitter