Barış Yengiloğlu-Milliyet-17 Haziran 2009
Göztepe Başkanı Sayın İnan Altınbaş’a iki mektup kaleme alıp, gördüğüm hataları bu köşeden yazmıştım. Okumamış olup merak edenler, internetten (http://www.goztepelist.org/goztepe/haberler/7946-nan-altnbaa-mektuplar-1-ve-2.html) bakabilir. Mektuplarıma eleştiri geldi. Uzaktan değil tam bu köşeden, yıllardır birlikte olmaktan ve yazılarını okumaktan keyif aldığım ağabeyim Bülent Buda’dan. Ben ihtiyar derim Bülent Ağabeyime ancak aldanmayın, çok delikanlıya taş çıkarır. Tükenmez kalemdir. Azıcık, tartışalım, işi biraz derinleştirelim istemiş. Öte yandan eski futbolcudur, uzun topu atayım Barış’a, koşsun demekle kalmamış bana mektup yok mu? diyerek kıskanmış sanırım.
Bu mektupta sana Bülent Ağabeyciğim.
Sevgili ağabeyim Bülent Buda sözlerine ‘Göztepe dışındakiler bu zor koşullarda inim inim inleyip boğuşurken, Barış Yengiloğlu da spor müdürü geçiniyor, tutmuş, Sayın İnan Altınbaş’a köşesinden mektuplar gönderiyor.’ Diyerek başlamışsın.
Öncelikle sen beni iyi tanırsın, ben aldığım maaş dışında bir şeyle geçinmem. Sanattan da anlarsın, Fütüristler, manifestolarında derler ki ‘İsimleri sıfatlarından ayırın, ismin rengi ortaya çıksın.’ Altına imza atarım. Ayrıca, ‘iki ayağının üzerine kalkmakla insan olunmaz.’ Diyenlerdenim. Sıfatlarla değil ismimin rengiyle, ilkelerimle ayaklarımın üstünde durmaya çalışıyorum.
Oysa Göztepe’de “su sıcak, sabun komili” durumları var. İşler yürüyor. Takım, adım adım Süper Lig yolculuğunu sürdürüyor. Barış’ın derdi ne ki? Yok şampiyonluk kupasını İnan Altınbaş kaldırmış... Kaldırıversin ne olacak? Diyorsun.
Göztepe’de işler yürüyor gibi görünüyor. Nerde tesis? Altyapıya iki saha lazım. Profesyonel şube yapay saha da idman yapıyor, sakatlanan futbolculara ne olacak bunlar senin değerlerin değil mi? Tavşanlı maçında sağ ön çapraz bağları kopan Serkan Yıldık halen ameliyat için niye bekliyor. Göztepe’nin altı boş. Altı boş olan şey çabuk çöker. Ben altını doldursunlar diye nacizane bilgilerimi paylaşıyorum. Hiç kimseyle kişisel bir derdim yok. Olursa, gazetemizin bize verdiği bu köşeleri kullanmam. İnan Bey’i de tanımam. Kupa kaldırmasına gelince, iki açıdan önemli Bülent ağabeyciğim. Birincisi, yıllarını profesyonel futbolcu olarak yaşayan sen, Göztepe kaptanı Evren ve arkadaşlarının hissettiklerini iyi anlarsın diye düşünüyordum. Yanılmışım. İkincisi, Sayın İnan Altınbaş, başarılı bir işadamı ancak spor kulübü idare etmek, başkanlık yapmak farklı bir iş. Siz bu konuda tecrübeli değilsiniz. En azından bizlere kulak verin lütfen. Dedim.
O kadar da değil...
Sonra, ‘Yok dernekte üye kayıtlarına ilişkin sorunlar varmış’ diyerek başlamışsın. Barış, gençliğin ve de taraftarlığın romantizmiyle alınganlık gösteriyor. Bütün Göztepeliler anlamalı ve de kabullenmeli. Kulübü artık gerçek ciddi bir işadamı satın aldı. Bu insanlar, hayatın bütününe işadamı algısıyla bakar. Buna spor da dahildir. Herhalde sayın Altınbaş’a da Göztepe geçmişinin öyküsü anlatılmıştır. Yani Dinç Bilgin dönemindeki bol paraya rağmen uğranılan yıkımın hazin, ibretlik hikayesi.’ Demişsin.
‘Yok dernek’ diyerek başlamışsın. O kadar da değil. Küçük görüp, o taşı çekersen yapı çöker. Temel taş olduğunu açıklamıştım. Yaş 34 gencim ancak tecrübesiz değilim. Gazeteci olmaya çalışıyorum ve mesleği yaparken duygusal davranıp, kulüp ayırmamam gerektiğini iyi biliyorum. Göztepe’yi satın aldılar bir bakış açısı. Yarışmacı haklarını dernekten kiraladılar, başka bir bakış açısı... Dernekte kim var? Yine aynı kişiler. Eee... Ha kel Hasan, ha Hasan kel. diyorsun içinden... Dağ nerde, Balta girdi. Balta nerde suya düştü. Yani, Dinç Bilgin nerde? Göztepe nerde? Taraftar nerde. Bilmece değil bu aslında çok basit onu da anlattım. Kulüp burası, Mithatpaşa Caddesi adresinde, Türkiye genelinde yüz binlerle ifade edilen taraftarıyla Göztepe Spor Kulübü. Babadan kalma şirket değil, adı Göztepe A.Ş’de olsa... Yalnız işadamı gözlüğüyle bakılırsa kaybedilir derim.
Son olarak ‘Şimdi sana ben sorayım sevgili Barış’cığım... Sen iyi bir Göztepelisin. O yıkım günlerinde, derneğin nasıl pazarlandığının, amatör kümeye gidişin, ne tür beceriksizliklerle hızlandırıldığının hesabı bugüne kadar görüldü mü, konuşuldu mu, kimse sorgulandı mı? Birileri de aynaya bakıp, günah çıkardı mı da -bana göre- İzmir’in gelecekteki tek Süper Lig adayının yeni yapılanması sorgulanıyor? Bence çok tuhaf...’ Demişsin.
Yıkım: Derneğin, şirkette, yüzde üçlük payı var, yönetim atamıyorum, siz atayın demek zorunda kalan Dinç Bey’in kararıyla başladı. Şirkette başlayan, dernekte devam eden, sen de Dinç Bey’in çöküşü, ben diyeyim beceriksiz yöneticiler, başkaları desin art niyetli yönetim Göztepe gemisini yaraladı. Ama batıramadı. Yani bak geldik mi? Derneğin önemine. Bu çatıda bütünleşip, kalıcı, gözle görünür, kendi ayakları üzerinde durabilen bir kulüp yaratılmalı. Tesisleri yapılmalı. Taşınmazları olmalı. Altyapısı olmalı. Geçmişi sorgulayıp ders alalım elbette ancak yeni yapılanmayı da sorgulamalıyız. Eski kaptanlar gemiyi terk etti, yada güverteden düştüler. Biz gemideyiz. Tek isteğimiz, kaptan İnan Altınbaş ‘yelkenler fora’ desin, yeni ufuklara hep birlikte yol alalım.
Sevgili Ağabeyim mektubuma son verirken, sağlık ve afiyetle daha çok uzun yıllar başımızda olman dileğiyle ellerinden öperim.