Ahmet Talimciler
Milliyet-14 Mayıs 2009
Türkiye’de futbol sahalarında olduğu kadar hayatın diğer alanlarında da yoğun bir biçimde kullanılan küfür etme alışkanlığının yaygın bir etkisi bulunmaktadır. Küfür ile futbol maçları adeta özdeşleşen iki ayrılmaz bütün olarak görülmeye bile başlamıştır. Futbol sahalarının erkek egemen değerleri üreten alanlar olduğunu düşündüğümüzde, bu birlikteliğin böylesine nasıl yoğunlaşabildiğini biraz daha anlayabiliriz.Yoğun bir biçimde toplumsal hayatın her alanında küfür etme alışkanlığına sahip bir toplumuz. Evde, okulda, iş yerinde, askerde, tribünlerde, trafikte kısaca her yerde küfür aracılığı ile kendimizi rahatlattığımızı sanıyoruz. Küfürün sadece erkeklere özgü olmadığını aynı zamanda kadınların da küfürü kendi paylarına, işlerine geldiği biçimde kullandıklarını da unutmamalıyız.
* * *
Küfür, şiddetin sözel bir türüdür. Küfür kullanımı çoğu zaman bastıramadığımız öfkemizin sözel yollarla dışa vurumu biçiminde gerçekleşmesini sağlamaktadır.Konu futbol olunca, futbol üzerinden erkeklik kimliğinin oluşturulduğunu ve bu kimliğin oluşturulması sırasında cinsel içerikli bir takım küfürlere başvurulduğunu da görmekteyiz.Tutmuş olduğu takımla hayatı arasında kurmuş olduğu saplantılı bağın arkasına saklanan pek çok kişi için, galip gelmek adeta bir cinsel rahatlama ifadesi anlamına gelebilmektedir. Bu durum gazetelerin şampiyonluğa oynayan takımların mücadelesini ifade eden karikatürlerde kupanın kadın olarak göstermesiyle bile anlaşılabilir. Kupayı alan eşittir kadını alacaktır ve bu mantık yenme ve yenilme anlayışının tıpkı cinsellikteki nitelemelerle bağlantılı bir biçimde kullanılmasına kadar gidebilmektedir.
Rakip takım yenilmesi, sahip olunması gereken kadını simgelemektedir. Hakemin bu terminoloji içinde her iki taraftan da olmayan bir dille anılıyor olması da tesadüf değildir.
* * *
Karşıyaka ve Göztepe taraftarları üzerinde yaptığımız bir çalışmada her iki takım taraftarına tribünde kendilerini en fazla nelerin rahatsız ettiğini sorduğumuzda, en fazla küfürlü tezahürat cevabını vermişlerdi.Aynı taraftarlara tribünlerde en çok hangi davranışı yaparsınız diye sorduğumuzda ise, küfür ederiz cevabı ilk sıradaydı. İlginç bir biçimde taraftarları en fazla rahatsız eden ve en fazla başvurdukları şey küfürdü. Türk argosunun son derece zengin terminolojisi de işin içine karıştığında futbol sahalarından parke salonlara kadar sıkça taraftarın ağzından dolu dolu küfürlü tezahüratlar dökülmektedir.
* * *
Küfürlü tezahürat son olarak Göztepe’nin oynadığı karşılaşmada yankı buldu ve durumdan rahatsızlık hisseden pek çok Göztepeli, bu durumun önüne geçilmesi için bir an önce harekete geçilmesi gerektiğini vurguladılar.Bu durum öyle hemen ortadan kaldırılabilecek bir sihirli değneğin deymesi ile sonlandırılacak bir süreç değil. Eğitim sürecinin önemi kadar toplumsal yaşantı içindeki küfür kullanma alışkanlığımızın da en alt seviye indirilmesi büyük önem taşımakta. Son olarak özellikle taraftar temsilcisi gruplara büyük iş düşüyor, onların tribünlerdeki küfür ve şiddete başvurmama davranışları geniş kitleler için rol modeli olacaktır.