Ergenlik "yetişkinliğe ilk adım" evresi, çocukluk çağı ile yetişkinlik çağı arasındaki geçiş dönemidir. Çocuksu tutum ve davranışlarının yerini yetişkinlik tutum ve davranışlarının aldığı bu dönem, taraftar altyapısını oluşturan ve tribünlerin geleceğini şekillendiren en önemli evredir.
10'lu yaşlarda kazanılan yeni davranış ve tutumlar bireyin gençlik dönemini şekillendirecek, delikanlılık çağının göstergesi olacaktır. Bu dönemin özellikleri arasında beğenmek, beğenilmek, takdir edilmek, aidiyet, sahiplenme, liderlik gibi vasıflarda bulunmaktadır.
İlköğretim 6-7-8. sınıfına denk gelen 12-14 yaş grubu yani ergen bireyler, hayatı ve kendini tanıma ile birlikte karakteri şekillenmeye başlar. Ailede, okulda sevilen, sayılan bireyler sevmeyi-saymayı; hakaret edilen, zarar gören, değer verilmeyen bireylerde olumsuz davranışları öğrenir. Ergenlik döneminde öğrenilen davranışlar tutum haline gelmeye başlayacağı için de karakterde kötü yönde şekillenecektir.
Bu yaşlarda en önemli çevre arkadaş grubudur. Hep denir ya "bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim" diye. Laf olsun diye söylenmemiştir. Çünkü arkadaşı gibi olmaya çalışmak, onun sahip olduğu şeye sahip olmak istenir hep. Kıskançlıkta, hırsızlıkta, merak sonucu zararlı alışkanlıklara başlamakta bunun sonucudur.
Bu merak ve birbirini etkileme doğu yönlendirilirse iyi kazanımlara da vesile olabilir. Düzenli ders çalışmayan, boş zamanlarını nasıl değerlendireceğini bilemeyen kişiler örnek aldığı kişilerden çok şey kazanabilir. Arkadaş tarafından hediye edilen bir cd'de dinlediği bir müzik, içine kapanık olan kişiyi arabesk yaşantıdan çıkarıp daha aktif bir iletişim becerisi kazandırabilir. Arkadaşından aldığı şiir kitabını okumaya başlayan ve ilk kez şiir okuduğu gün şiir yazmaya başlayan çok kişi vardır.
Bu mevzunun bizi en yakından ilgilendiren tarafı ise Göztepeli bir öğrencinin çevresini aşırı derecede etkilemesidir. Ergenliğin birçok özelliği yanında enerjinin harcanacağı bir alan olması, kendini ifade etmenin bir yöntemi olduğu içinde taraftarlık ergen açısından çok önemli ve değerlidir.
Arkadaşı tarafından hediye edilen bir Göztepe atkısı, şapkası ile ya da sürekli yapılan Göztepe muhabbetleri, cep.tel. fotoğraflar ve tezahürat kayıtları ile gönüller kazanılmaktadır. Hazırbulunuşluk düzeyi yeterli hale gelen; tarihimizi, tribünlerimizi, tezahüratlarımızı öğrenen bu gönüllere aksiyon kazandırmak, kinetik hale getirmek için geriye tek bir şey kalır. Kutsal armanın bir müsabakasında tribündeki yerini almak. İşte ğrenci bileti burada devreye giriyor.
Bir çoğumuz ilköğretimde ya da lisede tanışmıştır Göztepe'mizle. Konak-Üçyol-Üçkuyular üçgeninde ikamet edenler aileden, mahalleden Göztepeli olduğu için bu anlamda daha şanslı. Ailesi, okul veya mahalle arkadaşları ile bir kez maça geldikten sonra zamanla kanı sarı-kırmızı atmaya, kalbi Göz-Göz, Göz-Göz diye atma başladığı için tribün sayfalarındaki yerini alıyor. Ancak bizim taraftarımız İzmir'in heryerinde. Her ilçede, her semtte mutlaka Göztepeli vardır. Ve bu semtlerin çoğunda en fazla taraftarda bize aittir. İşte bu yüzden de İzmir=Göztepe'dir.
Lakin ergenlerin heyecanı henüz aşka dönüşmediğinden geçicidir. Bu geçici dönemde mantık yerine duygular ağır bastığı için, Tv'den gazete'den işportadan çevreden en çok ulaşılabilen, en çok propagandası yapılan kulüplere meyledilmektedir. Ülkemizde her alanda olduğu gibi sportif alada da İstanbul hegamonyası devam etmektedir. Propaganda ise en iyi sportif başarı ile olur. Spor denince de akla önce futbol gelmektedir. 4 ay sonra futbol takımımız 2.ligde yarışmaya başlayacak olsa da bu ergen için sportif başarı adına yeterli değildir.
Futbol'da artık kulüpler bazında yerimizde sayıyor olmak, hep aynı takımların şampiyon olması, Avrupa'da başarı elde edilememesi, bu takımların ulaşılamayan ve bize maddi-manevi uzak takımlar olması gençleri İzmir takımlarına yönelmeye itmiştir. Bu yönelme bizim lehimize olduğu gibi 2-3 senelik süreçte aleyhimize de olabilir.
İzmir'i temsil etmek adına şuan 2 adım geride olmamız, İzmir takımlarına yönelen gençleri kaybetmemiz anlamına geliyor. Hele ki bizim çöküş dönemimizde meydanın boş kalması diğer İzmir takımlarına yaramıştır. Hem 2 üst ligde olmaları, hemde dağıttıkları bedava kombineler, 1tl ye alınıp bedava dağıtılan öğrenci biletleri sayesinde tribünlerini hareketlendirmişlerdir. Her ne kadar Göztepe ismi bedava bilet ve kombineye galip gelse de yeterli değildir.
Bizim gibi bir maziye sahip olmayan, sportif başarıya nail olamamış ancak şuan 2 üst ligde oynayan takımların bile 1tl öğrenci bileti uyguladığı ortamda daha fazla geç kalınmamalıdır. Taraftar dernekleri ve temsilcilikler aracılığı ile öğrenci bileti uygulamasına başlanmalıdır. Ayrıca önemli maçlarda bilet fiyatlarında da indirime gidilmelidir. Önümüzdeki 5 maçın 3'ü evimizde. Bize bu gruptan şampiyon olarak çıkmak yakışır. Şampiyonluk ise dolu tribünlerle anlamlıdır.
Taraftara yönelik atılan 1 adıma karşı biz 10 adım atarız.
Bugün 10bin süper ligde 50bin taraftarız.
18.04.2009
Baki KARAKOÇ
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.