Maçtan günler önce hazırlıklarımız başlamıştı Denizli'deki arkadaşlarlagözünaydın'a gitmek için. 525 bilet kotasından ne yapacağımızı bilmemiştik. Derken sayıyı 14'e ulaştırıp bir minibüslük olunca vira bismillah deyip demir aldık Denizli'den. Ama minibüsü tutunca bir şekilde gireriz dedik ne de olsa. Aydın'dan hatırı sayılır dostlar arandı biletler ayırtıldı rakip tribünden. Bu sefer de GÖZTEPEMİZ'in tribününe nasıl gireceğimize dair kafa yorulmaya başlandı. İlk başta aydın'ın tribününe girmeye karar verdik. Yola çıkmadan bir gün önce de Ahmet Erdan kardeşimizin kıyağı sayesinde aslolan yerimize geçmiş olduk.
Maç sabahı puslu ve de bir o kadar da kapalı bir havada uyandık Denizli'de. 5 aylık Serdar Burak'ıma sakın anneni üzme oğlum yoksa bir daha deplasmana zor kaçarsın babanla birlikte dedim. Eşim de uyanmamıştı, sesizce giyinip mutfakta bir şeyler atıştırırken dilimden otomatik olarak "Sen uyu, ben deplasmana kaçayım!" deyiverdim gülümseyerek. Rüyamda maçı 1-0 kazanmıştık. İlk gol soldan bir orataya sağ üst doksana takılan bir ilk yarının son dakikalarında olmuştu. "Hayırlara çıkar ya rabbi!" dedim evden ayrılırken. Üst komşum ve de bir mesai arkadaşımla beraber Denizli Kipa'dan minibüsümüze bindik.Saat sekiz buçukta yola erkenden çıktık. minik bir mola ile Aydın kipaya saat 10:30 gibi gelmiştik. İlk iş hemen adyın tribününe gidip biletleri almamız oldu. 14 bileti alırken adamla anlamsızca bakıştık. sonra iki koldan stad kapılarının açılmasını bekleme adına mini bir şehir turu attık. Bir kaç kişi bizleri göz ucuyla takip etse de sorunsuz bir şekilde stadın önüne geldik. 11.30u gecerken saatler hafif telefon diplomasileriyle evsahibi takım biletiyle GÖZTEPEMİZ tarafının kapılarını mini bir törenle açtırdık. Bizden sonra aydın ve de ilçelerinde okuyan üniversiteli kardeşlerimizle beraber stadı yavaş yavaş istila etmeye başladık. 30 kişiyken bile stada yettik diyebilirim.
Stada girince o kadar yıldır bu stada hiç bir sey yapılmadığını gördük. Yavaş yavaş harabeye dönmeye başlamış stad. Tüm ekipler tekmili birden staddaki yerini alınca bizim taraf resital vermeye başladı. Asi Kankalar bizle uğraşmaya karar verdiğinde bize bakmaktan ne yapacaklarını şaşırmışlardı. Öyleki yağmursuz bir havada ve de kapalı tirbünlerinde bir ihtiyar delikanlı maç boyu şemsiyeisni kapamadı. (Gerçi son dakikalarda o şemsiyeyi ne yaptı bilemiyorum? ... ) İzmir'den ekipler stada gelmeye başladıklarında bir delikanlı da bize doğru dönüp GÖZTEPE ATKISIYLA bizi tahrik etmeye çalışıyordu. Stad amiriyle görüşüp arkadaşın maç izleme hevesini kursağında bıraktırdık. Sanırım maçı Ege TV'den izleme için dışarı aldılar ya da açık tribüne götürdüler arkadaşı.
Maç tribünde ve de sahada bizim üstünlüğümüze geçtiği sıralarda sağ kanatta duran top oldu. İçim sıkıştı yanımdaki arkadaşa geliyor dedim. Gol geliyor aynı rüyamdaki gibiydi. Demeye kalmadan birbimize girdik sevinçten. tüm stad bizi dinlemeye başlamıştı. "Haydi bizim aydın, yine gözünaydın. Hani beklyordun yine salak yaptın!" diye tempo makara başlamıştı. Devrearası stadın arkasındaki evlerden su ikmali yapılıyordu. Bu da hoş bir enstantaneydi bizim adımıza. Gergin çıktığımız yolculuk acaba 2 farklı birmaç kazanır mıyız bugün? diye geyiklere yelken açıyordu. Ama ne yalan diyeyim kimse bu konuda ümitli değildi. Bizimkilerin tempolu yüklenmeleri ve de Recep'in golünden önce yine kahinliğim tutmuştu abi geliyor tut beni dedim! Gol oldu ben yığıldım. hafiften bir kalp sıkışıklığı yaşadım. Sevinçten birbirimize girmiştik yine. Bu golden sonra kısa bir süreliğine de olsa gerginlğimiz gitmişti. Kolay alırız derken hakem, 2 numara ve de bizim tecrübesizliklerimize hocamızın yine son dakika çaresizliği bizim gerilmemize neden oldu. tam son dakikada golü yedik ve de +5 dakika uzatıldığını görünce tırsmaya başladık. Sağlı sollu kornerlerle sanırım 7-8i buldu sayı ki hakeme rağmen bu sert virajı almasını bildik. Gel de hayıflanma son dakika golleriyle kaçan puanlara.
Bu arada Asi Kankalar'dan bizim fotografimizi çekip dışarda bizi aramaya geleceklere yine yukarıdaki "Haydi bizim aydın, yine gözünaydın. Hani bekliyordun yine salak yaptın!" makarasını armağan ediyorum.
Balıkesir maçında bize sudan sebeplerle ceza verenlerin bu maçtaki olaylarda ne yapacağını cidden merak ediyorum doğrusu. Küfrün bini bir para maçın ilk başlarından itibaren. Sahaya atılan maddeler ve de stad dışından içine atılan taşlar! Umarım Yöneticilerimiz uyumuyordur. Bizden yani yönetimden maçı kim izledi bilmiyorum ama şunu diyebilirim: "Bize ayrıldığı iddia edilen 525 kişilik yeri biz misliyle doldurduk. Kapı kapansa bacadan gireriz evel Allah! Artık bu taraftarın bu sevgisini nolur anlayın ve de yabana atmayın!"
Futbolculara da bir iki lafımız var tabi. Bu şekilde oynayabiliyorsanız her maç oynayacaksınız kardeşim. En azından bu işin bir vasatı olmalı! Ayrıca maç sonrası el edip gitme eğilimi de gözümüzden kaçmadı. Bu taraftarın büyüklüğünü siz de idrak edin lütfen.Son dakika stresi yine bizi yedi bitirdi.
Haftaya bu maçın oynanacağı stad Alsancak olmalı ve de balkon dahil her yer doldurulmalı. Başımızdaki yönetimin ticareti bildiğine şüphem yok. Yapın bir kıyak sürümden kazanın! Kapalı 5 açık - balkon 2.5 ytl. Siz bizden hesap sorun o stadı dolduramazsak da, o kadar!...
Son olarak bir iki satır da taraftarımıza. Maç bitince 1000 kişiye denebilecek en güzel şeyin Yahya Kemal'den alıntılayacağım mısralar olurdu herhalde:
"Bin atlı o gün çocuklar gibi şendik
Bin atlı o gün gözünaydın'A gittik - geldik."
"Eve gelince eşim bana Sen uyu ben deplasmana kaçayım ha! dedi...
Kızım da Göztepeli babam benim yendik dimi dedi!
Dersaadete hoş geldim!
Sen de
hoş gel
GÖZTEPEM!
"Denizli TAYFA" adına
Hakan TAŞPINAR