Atletico Madrid'e üç gol atan Göztepe...
Yağmur çamur demeden peşine düştüğümüz Göztepe...
Dayanılmaz sevginle taptığımız Göztepe...
Kulüpten yapılan açıklamaya göre, Göztepe'de iletişim faaliyetleri, yeni görevine başlayan Ünver Ergün tarafından yönetilecek
Sn Ergün'ün Göztepe için yazdığı eski bir köşe yazısı....
Bundan bir kaç yıl önce Bilgin Grubu, Göztepe'yi devraldığında camia pembe bulutlar içinde kendini bulmuştu...
Ardından 14 yıl sonra Birinci Lige çıkmanın getirdiği zafer sarhoşluğu, kulübe değil, sahadaki kişilere yaradı...
Kimsenin yüzüne bakmadığı bir çok futbolcu Bilgin Grubu'nun akıttığı paralardan nasibini aldı. Profesyonellik kisvesi altında bazı futbol tüccarları köşeyi dönerken, Türk futbolunun çınarı için için kemirildi.
Geleceğe hiç yatırım yapılmadı... Şan şöhret peşinde koşuldu.
1925 yılında Türk futboluna doğan güneş, bugün karanlık bir yolda kendine ışık arar duruma düştü. Parasızlık, vefasızlık, küskünlük, ilgisizlik koca çınarı devrilme noktasına getirdi.
Dağ fare mi doğurdu?
Bilgin Grubu'ndan gelen paraları yatırıma değil, har vurup harman savurmaya kalkan zihniyetin yol açtığı girdap, Türk futbolunun temel taşlarından birini daha yutmaya yetti.
Arkada kalan trilyonluk borç, yapılan yanlışlar, futbolcuların açtığı davalar, dünya markasını sıradan bir isme dönüştürürken önce Süper Lig'e mendil sallandı, hemen ardından İkinci Lig A Kategorisi'ne veda edildi.
Sonra bir Burak İkizoğlu ortaya çıkarıldı. "Dağ fare doğurdu" ya da "Denize düşen yılana sarılır" örneğinde olduğu gibi...
İkizoğlu bir umuttu... İkizoğlu bir kurtarıcı olarak lanse edildi... "18 sponsor firma arkamızda... Göztepe Koleji'ni kuracağız... Tesis için arsa alacağız... Atatürk Stadı mabedimiz olacak..." söylemleriyle camia tatlı yalanlarla kandırıldı. Kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklar, camiayla paylaşılmayan düşünceler yanlış, doğru bir çok yoruma neden oldu.
Bu hallere mi düşecektin?
Bugün gelinen noktada çift başlılık, güvensizlik, Göztepe'yi yeni bir kaosa sürükledi.
İkizoğlu'nun cicim aylarında futbolculara verdiği çekler bir süre sonra kendisini göreve çağıran kulüp yönetimi tarafından tanınmadı. Büyük umutlarla Göztepe'ye gelen futbolcular paralarını alamayacaklarını anlayınca tek tek İzmir'i terk etmeye başladı.
Taraftar eski heyecanını yitirmiş, artık takımını desteklemeye bile gelmiyor.
Lisans çıkaramayacakları için transfer yapamayan futbol takımının forması zorunlu olarak alt yapıdan gelen çiçeği burnunda gençlere teslim ediliyor.
Borçlar her geçen gün faiziyle büyüyor. Alacaklılar kapıda sıraya girmiş bekliyor. Bir zamanlar formasını giyebilmek için can atan bir çok futbolcu, artık Göztepe'ye güvenmiyor. Güvenmediği gibi çevresindeki arkadaşlarına da "Sakın gitmeyin" uyarısında bulunuyor.
Atletico Madrid'e üç gol atan Göztepe... Yağmur çamur demeden peşine düştüğümüz Göztepe... Dayanılmaz sevginle taptığımız Göztepe...
Sen bu hallere mi düşecektin?