Söylemesi bile zor aslında...Dili varmıyor insanın. 'Kötü' diyeceğiz ya, istemesek de... 'Maalesef' diyeceğiz ya, sahadaki oyuna bakarak. 'Üzgünüz' diyeceğiz ya futbol bilgimize güvenerek. Kızdıracağız belki birilerini, yine internet sitelerine düşeceğiz ama, sergiledikleri futbolla Göztepe'ye, vereceğimiz ''Play-off'a gider'', İzmirspor'un da ''ligde tutunabilir'' notu kırık ne yazık ki...
Şimdi, Teknik direktörler 6 günde 3 maç yapmak zorunda kaldıklarından dem vuracak.
Oyuncular kramp dakikalarını, bitiş düdüğü ile çime yapışmalarının nedenini yorgunluğa bağlayacak. İzmirsporlular diyecek, ''Biz dev ile mücadele ettik'', Göztepelilerin karşılığı, ''Bize geldi mi hep önce gol yememeyi düşünüyorlar'' olacak. Belki, zengin ile yoksul benzetmesi yapılacak; birinin arkasındaki şirketin büyüklüğü, diğerinin asgari ücret politikasıyla yönetildiğinden bahsedilecek.
Bunların hepsi doğru. Ama bir doğru daha var, o da ortaya konan hadeflere ulaşılabilecek sportif başarının kırıntılarının sahada olup olmadığı. İşte burada ayrılıyoruz.
Tabloya baktığında Göztepe namağlup; iki galibiyet 4 beraberliği var; 10 da puanı. Ama maç kazanamıyor. İzmirspor, 2 galibiyet, 2 beraberlik ve 2 yenilgiyle 8 puana sahip.
Ancak, sahada sergilenen futbola baktığınızda iki takımın da maçı kazanabilecek oyun güçleri, şahsi becerilere sahip oyuncuları yok. Önceden mahallelerde ''iki taş bir plastik topla'' oynanan herkesin bireysel becerilerini ortaya koyduğu maçlara benziyor ortaya konan futbol. Ürkütücü olan da bu. Bakın Balıkesirspor'a, 5 maç 15 puan. Şampiyonluğa oynuyorum diyorsan, kim çıkarsa çıksın karşına, tabelada en yüksek rakam senin olacak.
''Bizim gücümüz bu kadar... Genç bir takımız... Finansman, minasman'' demek demogoji yapmaktan ileri gitmiyor. Atı alan Üsküdar'ı geçiyor, bize de eşeği Niğde'ye sürmek kalıyor. Ne yazık ki.. (Yeni Asır)