Karadeniz, akaryakıtta Balkan ülkelerinde büyümek istiyor. Alpet'i yüzde 25 oranında halka açmayı planlıyor. Üniversite kurmak için YÖK'ten onay bekliyor ve 30 milyon dolarlık gemi yaptırıyor. Forbes Dergisinin Eylül sayısında Hülya Ödemiş imzalı yazının tamamına
New York merkezli bir think thank kuruluşu olan Center of an Urban Future, şubat ayının
hemen başında yayınladığı bir araştırmayla tüm dikkatleri göçmenlerin üzerine çekti.
Araştırmada göçmen girişimcilerin Amerika'daki şehir ekonomilerinin göz ardı edilen ve çok
da anlaşılmayan bir parçasını oluşturduğu vurgulanıyordu, örneğin 2005'te Los Angeles'ta
en hızlı büyüyen 100 şirketin 22'si birinci nesil göçmenler tarafından kurulmuştu. New
York'ta ise Ekvatorlu Hektor Delgado gibi becerikli göçmenler, tek odalı bir seyahat
acentesinden şehrin çevresinde iki düzine şubesi olan ve yıllık 1 milyar dolar ciro elde
eden bîr işletme yaratabiliyordu. Göçmenler konusunda gelişmiş ülkelerin tümünde hala
ürkütücü bir kafa karışıklığı var. Bir yanda göçmenlerin düşük ücretlerle çalışmalarının
olası etkilerine yönelik kaygılar varken bir yandan da girişimci göçmenlerin kurdukları
Google, Yahoo ve eBay gibi şirketlerle ekonomide oynadıkları rol ortaya çıkıyor. Üzerinde
fikir birliğine varılan belki de tek konu, göçmenlerin girişimci ruhu.
Başarısının göçmen ruhundan kaynaklandığına inanan biri daha var. Altınbaş Holding Yönetim
Kurulu Başkanı İmam Altınbaş, şu sıralar core business stratejisini tamamen terk etmiş
adeta "en uzak noktaya nasıl yatırım yaparım" diye düşünüyor. Altınbaş, sürekli dışa
açılmak istiyor ve bunun genetik izlerden kaynaklandığına dair bir takıntı gelişmiş onda:
"Biz Horasan Türkü'yüz, atalarımız atlarla Anadolu'ya inmiş. Dışa açılma, kabuğuna
sığamama bizim yapımızda var."
Horasan'dan Gaziantep'e gelen Altınbaş ailesi başlangıçta önemsiz sayılabilecek bir iş
hacmine sahip kuyumculuğu seçmişti, ikinci bir göç kararı ile ailenin bir kısmı KKTC'ye
yerleşerek yatırım yaptı ve bugün yılda 2 milyar dolar ciro elde eden bir holding ve 300
milyon dolar aktif büyüklüğe ulaşan bir fînans grubunun sahibi oldu. 1974 sonrasında
KKTC'ye başlayan göç Altınbaş ailesini etkisi altına aldı. Adaya ithalat yasağı vardı ve
bavul ticareti çok cazip görünüyordu. Sarraflık yapan baba Mehmet Altınbaş bu fırsatı
değerlendirmek istiyordu. Uzun süre KKTC de hediyelik eşya ticareti yapan Altınbaşlar,
önemli bir sermaye birikimine ulaştı. Yasak ortadan kalkınca bavul ticaretinin de bir
önemi kalmamıştı. Bu kez Özal ile kuyumculuk yükselişe geçmişti. Özal, Türk Parasını
Koruma Kanunu'nu değiştirmiş ve sonrasında kuyumu sektör olarak kabul edilmişti. Kuyum
sektörü 1995'e kadar aralıksız büyürken bugünkü Altınbaş Kuyumculuk'un da omurgası oluştu.
Şirket, geçen yıl 1 milyar dolara yakın ciro elde etti. 35 ülkeye ihracat yapıyor, Türkiye
ve yurtdışında 105 perakende mağazası ve üç bin satış noktasından oluşan bir pazarlama
ağına sahip.
Aile bankacılık ve akaryakıt sektörlerine de ilk KKTC'de adım attı. KKTC onlar İçin İyi
bir sınama alanı olmalı çünkü şimdiye kadar yatırım kararı aldıkları her sektörde büyümeyi
başardılar. Aile 1994-1996 yıllan arasında Altınbaşbank, Altınbaş Sigorta ve Altınbaş
Yatırım'ı kurdu. Offshore bankacılığın yıldızı parlıyordu. Dolgun ve yüksek sayılabilecek
karlar mudileri bu bankalara çekiyordu. Bu trendle fians sektöründe hızla büyüdüler. Banka
ve iştirakleri 2001 krizini yara almadan atlatsa da offshore bankaların itibarı alaşağı
edilmişti. Yeni bir isim ve yeni bir imaj gerekliydi. Ama daha Önce Toprak Factoring'i
satın alarak finans şirketlerinin bir ayağını Türkiye'ye uzattı. Ve nihayet geçen yıl
Altınbaş olan finans şirketlerinin adı Creditwest olarak değiştirildi. Aslında bankacılık
alanında da KKTC dışına çıkmayı öteden beri planlıyordu îmam Altınbaş. Ne var ki
Türkiye'de bankacılık lisansı almaya gücü yetmiyordu. 2001'den sonra Türkiye'de çok şey
değişmişti. Ancak bu durum stratejisini engellemedi. Geçen aylarda Kiev'de West Finance
and Credit Bank ismiyle bir banka kurdu. 10 milyon euro özsermayeye sahip bankayı kısa
zamanda Ukrayna'nın önde gelen bankalarından biri yapmayı hedefliyor.
Altınbaş, 1997 yılında akaryakıt sektörüne yatırım kararı aldı. Altınbaş Petrol (Alpet)
Önce KKTC'de büyüdü. Ardından 2001 yılında Türkiye'de faaliyete geçti. Sonrasında ise
Arnavutluk'ta (burada yerel ortağı Vil Oü ile hareket ediyor)...
Alpet, Türkiye'de agresif bir büyüme eğrisi çiziyor. Şu anda Türkiye genelinde 500, Kuzey
Kıbrıs'ta 52, Arnavutluk'ta ise 100 akaryakıt bayisi var. Türkiye'deki pazar payı yüzde 3
ve yedinci büyük akaryakıt şirketi konumunda. İmam Altınbaş 2010 yılına kadar Türkiye'nin
beşinci büyük akaryakıt şirketi olmanın peşinde. Yurtdışında ise sırada Kosova var.
Ardından Alpet'i Karadağ'da faaliyete geçirmek istiyor. Altınbaş Holding akaryakıt işinden
geçen yıl 1 milyar dolar ciro elde etti.
Altınbaş için sırada navlun ticareti var gibi görünüyor. İmam Altınbaş sessiz sedasız 13
bin metreküpe yakın kargo hacmi bulunan bir gemi siparişi verdi. Aralık ayında 30 milyon
dolarlık bu gemiyi teslim alacak. Söylediğine göre gemiyi kimyasal madde ve akaryakıt
taşımacılığında kullanacak.Ama hiç belli olmaz. Üç-dört yıl sonra hatırı sayılır bir
kapasiteyle orta büyüklükte bir armatör olarak karşımıza çıkabilir.
Bunun dışında İmam Altmbaş'm merakla beklediği bir cevap var. Bu kez babadan kalma
ezberini bozacak gibi görünüyor. İlk kez KKTC'yİ laboratuar olarak kullanmadan bir
sektörde yatırım yapma kararı aldı. Altınbaş, eski ODTÜ rektörlerinden Süha Sevük'e yeni
bir üniversite kurmak için tam yetki verdi. Proje YÖK'e sunuldu ve heyecanla kurumdan onay
bekleniyor. Olumlu cevap alınması halinde İstanbul'a bir üniversite kurulması planlanıyor.
Bu üniversite büyük olasılıkla 2003 yılında vefat eden Mehmet Altınbaş'in adına kurulacak
vakıf üzerinden yönetilecek. Bir üniversite yatırımı bugünkü şartlarda 60 milyon dolardan
başlayıp 500 milyon dolara kadar çıkabiliyor.
Altınbaş'in bu yatırım kararını alırken yakın arkadaşı Yakındoğu Üniversitesi'nin kurucusu
Suat Günsel'den etkilenmiş olması ihtimal dahilinde. Günsel, geçen yıl Forbes dergisinin
dolar milyarderleri listesine de girerek dikkatleri üzerine çekmişti. İmam Altmbaş'ı
tanımayanlar KKTC'de Günsel gibi bir rakipten çekinmiş olabileceğini akıllarına getirseler
de durum pek öyle değil. Altmbaş'm bankacılıkta Ukrayna'yı seçmesi bunun teyidi gibi.
Karadeniz'e kıyısı olan ülkeler şu anda birçok bankanın İlgisini çekiyor. Örneğin Garanti
Bankası Ukrayna'daki imkanları araştırmak üzere ülkedeki ilgili kurumlarla görüşmeleri
başlattı. Ancak büyük bankaların Ukrayna'ya olan ilgisi Altınbaş'ı korkutmuş gibi
görünmüyor: "Para herşey demek değil. Ekonomik gücün varlığı tek başına başarı için
yeterli değil. Bir kurum büyüdüğü oranda yavaşlıyor, çevikliğini yitiriyor. Karar alma
sürecinde bizim kadar çevik olamıyorlar. Biz bu avantajımızı kullanacağız, onlar ekonomik
güçlerini. Bu rekabet edemeyeceğimiz anlamına gelmez,"
Aile kontrolündeki bir holdingi yönetmek Altmbaş'a başkalarının riskli olarak gördüğü
kararları alma serbestisi sağlıyor. Altı kardeşin ortancası konumundaki İmam Altınbaş 2007
yılı itibariyle bir numaralı koltukta. Herkes kadar kazanmayı seviyor. Daha büyük olmak
için gözle görülür hedefleri var. Söylemesi yapmasından kolay ama büyük bir sıçramayı
mümkün kılabilecek projeleri var. Bu yayılmacı stratejiyle belki de küçük çapta bir
tersine kavimler göçü başlatıp birkaç endüstriyel vandahn canına okuyabilir. Kimbilir
belki de Horasan'a kadar yayılır. Küresel oyuna girmeye çok hevesli. Yatırım planlarını
Özellikle Karadeniz'e kıyısı olan ülkeler ve Balkanlar üzerine inşa etmiş. Bankacılıkta
Ukrayna'dan sonraki muhtemel hedefi Gürcistan. Akaryakıtta Kosova, Karadağ ve diğer Balkan
ülkelerinde büyümek istiyor. Yakın zamanda Alpet'i yüzde 25 oranında halka açmayı
planlıyor. Halka arzdan elde edeceği geliri büyük ihtimalle yatırım projelerini hayata
geçirmek için kullanacak. Holdinginin mutlak güç kaynağı Türkiye olacak şekilde yeniden
yapılanıyor. Altınbaş, yakın zamanda Hitit Mesken adlı yeni bir şirket kurarak gayrimenkul
projeleriyle ilgileneceğinin ilk sinyalini verdi. Biri Çorum'da beşi Antalya'da bulunan
Altınbaş bayilerinin küçük hissedar olduğu şirketin yüzde 70'i holdinge ait. İlk projenin
Antalya'da olacağını söylüyor Altınbaş. Proje kapsamında bir dizi villa İnşa edilmesi
planlanıyor. Öte yandan Antalyalı ortakların varlığı uzun zamandır turizm sektöründe
yatırım yapabileceğine dair işaret veren Altmbaş'ı bir otel ya da tatil köyü yatırımına da
sürükleyebilir. Holdingin son yatırımı ise futbola oldu. Altınbaşlar, TMSF'nin Bilgin
Grubu'nun borçları dolayısıyla devraldığı Göztepe AŞ’yi düzenlenen ihale sonucunda 1
milyon 305 bin YTL ile aldılar. KKTC'ye gelince: Altınbaş ekonomik izolasyonun er ya da
geç kalkacağına inanıyor. Ailenin adaya karşı duygusal bir bağı var. Babası Mehmet
Altmbaş'm adaya defnedilmesi bunun en çarpıcı kanıtı. İzolasyon kalkarsa adaya mutlaka
yeni yatırımlar gündeme gelebilir ama şimdilik laboratuar olarak kalacak gibi görünüyor.
Altınbaş bu şekilde, ekonomik izolasyonla çevrili bir adada test ettiği ve dünyaya yayılan
yatırımlarıyla göçmen girişimciliğin en garip örneklerinden biri oldu. (2)