Şimdi Göztepe’yi düştüğü yerden ayağa kaldırma zamanı.
Bugün Göztepe’de ‘baş’ olanlara ya da ‘baş olmak isteyenlere’ büyük görev düşüyor.
Haydi İzmirliler, büyük Göztepe’yi yeniden küllerinden ortaya çıkarmak için görev başına...
Hasan Sarıçiçek Türkiye Gazetesi
Nitekim düştü de..
Avrupa kupalarında yarı final oynayan ilk Türk takımı Göztepe, maalesef sönmüş bir yıldız gibi düşüverdi, profesyonel futbol dünyamızdan... Bu düşüş bir günde Aliağa Belediyespor yenilgisi ile mi geldi, değil elbette. Ne bir gün ne de bir sezon... Tam 20 yıl sürdü, düşüş hikayesi...
Yıl, 1997’diydi... FIFA’da 16 yıl dünya futbolunun patronaj katında görev yapan Necdet Çobanlı, ‘’Kulüplerin kurtuluşu ancak şirketleşme ile mümkündür’’ diye yöneticilerimizin kafasına bir kurt soktuğunda...
O günlerde nitelik ve nicelik sorgulaması yapılmadan, dünyadaki örneklerine bakılmadan bir şirketleşme furyası başladı.
Göztepe de şirketleşti. Şirketleşmez olaydı, o gündür, bugündür, toparlanıp kendine gelmek şöyle dursun yuvarlanıp tepe üstü çakılıverdi.
Bu nasıl oldu? Neden oldu? Bu saatten sonra bunları konuşmanın kime ne faydası olur?
Bir gerçek var ki, 82 yıllık tarih... Yani futbolumuzun asırlık çınarı, İzmir’in medarı iftiharı, yönetim yanlışları yüzünden ilk defa amatör kümeye düştü.
Bu düşüş için önce Göztepe’nin tarihi rakibi Karşıyakalılar ağlasın. Sonra İzmirliler, en sonunda da değerleri öğüterek yok edenlere seyirci kalan herkes ağlasın.
Çünkü bu şirket işi Vanspor’a uymadığı gibi Göztepe’ye de uymadı. Ama ‘’doğru model’’ kurulursa ‘’şirketleşme’’ bundan böyle uymayacağı anlamına da gelmez.
Hani bizde bir söz vardır, ‘’Balık ya baştan kokar ya da baştan pişer!’ diye.
İşte öyle bir şey... Uzun lafın kısası, şimdi ağlama zamanı değil.
Şimdi Göztepe’yi düştüğü yerden ayağa kaldırma zamanı.
Bugün Göztepe’de ‘baş’ olanlara ya da ‘baş olmak isteyenlere’ büyük görev düşüyor.
Haydi İzmirliler, büyük Göztepe’yi yeniden küllerinden ortaya çıkarmak için görev başına...