İzmir'in gözyaşları!..(1)
Bir çınar daha devrildi. Son 6 yıl içerisinde 4 kez küme düşen ve yeni sezonda amatör kümede mücadele edecek olan Göztepe dosyası Ligtv.com.tr'de hayat buluyor. Taraftarlar, Göztepe'yi yakından tanıyan spor yazarları, bir dönem Göztepe formasını taşımış futbolcular ve eski yöneticiler Göztepe'nin neden bu hale geldiğini ve kurtuluş reçetesini masaya yatırdı. Ligtv.com.tr Editörü Ahmet Sivaslı'nın hazırladığı ve 4 bölüm halinde yayınlanacak olan Göztepe dosyamızın ilk bölümünü taraftarlara ayırdık. Aliağa Belediyesi ile oynanan maçta taraftarın tepkisi büyüktü. 10 yaşındaki çocuk maçın atmosferine dayanamayarak hastaneye kaldırılırken diğer taraftarlarda Göztepe'nin bu halini farklı biçimlerde sahaya yansıtıyorlardı.
Bazı taraftarlar tribünlerden sahaya atlarlarken bazıları da koltukları kırarak,sahaya yabancı madde atarak tepkilerini gösteriyorlardı. Maçtan sonra Göztepeli futbolcular polis nezaretinde tesislere değil teker teker evlerine bırakılıyordu. Peki bu tepki kimeydi? Transfer yasağı nedeniyle neredeyse halı saha maçından alıp getirilen genç futbolculara mı yoksa son 7-8 yılda yapılan yönetim hatalarıyla Göztepe'yi bu durumlara getiren yöneticilere miydi? Dedelerinden, babalarından aşılanan Göztepe ruhunu içlerinde hisseden ve bunu bir yaşam biçimi olarak benimseyen taraftar suçu futbolcularda değil, yönetimlerde buluyordu. 3.ligde düşme tehlikesi yaşarken bile 1.ligdeki bazı kulüplerden daha çok seyirciye oynayan Göztepe için taraftar güzel günlerin geleceğine inanmaktan vazgeçmiyor. Ve Ligtv.com.tr'de söz bugün taraftarda... ŞAHİN ERHAN: "Acıyı Uzaktan Yaşamak" Sevmek büyük bir sorumluluktur. Büyük şair Nazım Hikmet şöyle der; Düşmesinler peşimize, evinde ağlayanların gözyaşlarını ağır bir zincir gibi boynunda taşıyanlar... Göztepe sevgisinin sorumluluğunu taraftarlar olarak her zaman taşıdık. Kimsenin gözyaşını "Boynumuzda ağır bir zincir gibi" taşımadık. Aklımızda, ruhumuzda her daim Göztepe sevgisi oldu. Ama aynı sorumluluğu taşıyamayan (maalesef) yönetici kartvizitli insanlar dolayısıyla, ben burada; İstanbul'da karanlık bir odada, bütün dostlarım İzmir'in dört bir yanında, gözyaşlarına boğulmuş durumda hınçla, öfkeyle, acıyla yumruklarını göğe doğru kaldırıp hesap soracağımız "O" günü bekliyoruz.. Artık ne sağduyu çağrıları kar eder, ne de itidalli olma teskinleri.. Evet artık konuşma devri bitti.. Hesap sorma zamanı geldi. Cesaretimizi Koca Kaptanlardan, Adnan Süvariler'den, Avrupa da destan yazan şanlı tarihimizden alıyoruz. Artık söz eylemini yitirdi... Herkesin konuştuğu, kimsenin ne olacağını bilmediği bu dönemde bizlerde aydınlatalım dedik reçete yazanları. Evet 22 Nisan günü belkide hayatımızın en büyük acılarından birini yaşadık, kimimiz göz yaşı döktü, kimimiz evine kapandı dışarı çıkmadı, kimimiz evine bile gitmedi, kimimiz bağırdı- çağırdı, kimimiz… Ama hiçbirimiz bırakmadı sevdasını beş senedir bırakmadığı gibi ve ölene dek bırakmayacağı gibi. Bizler hazırız toprak sahalarda Armamızın dağıttığı tozu yutmaya.. Ama sizler diyorsanız “bizler hazırız yeni sevdalara yelken açmaya"… hadi size selametle… Ben Karşıyakalıyım... Benim en büyük düşmanım Göztepelilerdir. Bunu babamdan öğrenmişimdir, o da babasından öğrenmiştir. Ben karşıyakalıyım... Göztepeli bir şeye a derse, ne olursa olsun ben b derim. Amaç her koşulda zıt olmaktır. Ben Karşıyakalıyım... Her Altay, İzmirspor vs maçında küfür ederim karşımızdaki tribüne bakarak... "Ulan rakip Göztepe olacaktı" derim.. Ben Karşıyakalıyım... Ben Göztepe düşmanıyım. Ve sonuna kadar, sonsuza kadar da böyle olacak.. Göztepe ölmedi, ölemez!! Ben bu dünyadan, Süper Lig'de Göztepe maçı izlemeden gitmeyeceğim.. Göztepe tekrar gelecek ve bu sefer tüm Türkiye bizi, ikimizi konuşacak. Ben Karşıyakalıyım. Ben varsam, Göztepe'de var olacaktır... TARAFTARDAN SONRA GÖZTEPE'Yİ SPOR YAZARLARI MASAYA YATIRIYOR... |