"Şampiyon olamadık ama; şampiyon olmuş gibi güzel günler yaşadık. İstanbul egemenliğine meydan okuduk, üç büyükleri karşımızda savunma oynattık. Avrupa'ya açıldık, önemli başarılara ulaştık. Kimileri para kazandı futboldan, biz itibar kazandık" diyordu bir röportajında Ali Artuner.
Yeni nesil bilmez, merhum Ali Artuner, bu ülkenin gelmiş geçmiş en büyük kalecileri arasındaydı. Başarının doruklarında dolaşan bir efsanenin adıydı.
Tıpkı takımı Göztepe gibi... Ali-K.Mehmet, Çağlayan-Hüseyin, B. Mehmet, Nevzat-Nihat, Ertan, Fevzi, Gürsel, Halil onbiri, Türk futbol tarihinde bir çırpıda sayılacak 10 unutulmaz kadro varsa mutlaka ve mutlaka onlardan biri olarak anılırdı.
Türkiye'yi uluslararası alanda ilk büyük başarıyla, Ali İhsan ile Fuji Mehmet'in de eklendikleri o kadro tanıştırdı. Adı sonradan UEFA Kupası olarak değiştirilen Fuar Şehirleri Kupası'nda 1968-69 sezonunda yarı final oynadı. 1964-71 yılları arasında 5 kez Fuar Şehirleri, 2 kez Kupa Galipleri Kupası'na katıldı. 2 kez Türkiye Kupası, 1 kez Cumhurbaşkanlığı Kupası'nı aldı.
Adnan Süvari önderliğindeki Göztepe, bu ülke futbolunda Anadolu ateşini yakan ve uzun süre bayraktarlık yapan ilk takımdı.
Zaman, geleceğe yatırım yapmayanlar için acımasızdır. Göztepe için dönülmez yolculuğun başladığı süreç, o efsane kadronun dağılmasının sonrasına rastladı.
İzmir'in kendi değerlerini yok eden o acımasız rekabeti... Üst üste yaşanan yönetim bunalımları... Kaynak üretmede oluşan sıkıntı... Endüstriyel futbol sürecine ayak uydurmakta çekilen sancı... Ekonomik krizin bir çığa dönüşüp büyümesi... Ve tüm bunların sonunda bir kurt sürüsü gibi o ulu çınarı içten içe kemirmesi derken, Göztepe'de inişli çıkışlı ve bunalım yüklü bir dönem kapıyı çaldı.
2003 sezonunun bitiminde Süper Lig'e son kez veda eden takım, 5 sezonda 4 kez küme düştü ve geçtiğimiz hafta profesyonel liglerle vedalaştı.
2005 Haziran'ında TamSaha'da yayınlanan bir Göztepe yazısının spotunu şöyle yazmıştım:
"Bir efsaneydi o. Bir futbol devrimi öncüsü, Türkiye'nin Avrupa'daki ilk yarı finalisti, ligin büyüklere kök söktüren taş gibi ekibi. Ali Artuner'i, Fevzi Zemzem'i, Gürsel Aksel'i, Nevzat Güzelırmak'ı, Mehmetleri, Çağlayan'ı ve daha niceleriyle... Adnan Süvari önderliğinde Ege'den yükselen bir umut güneşiydi. Sonra o güneşin önü kara bulutlarla kaplandı. Umut ışıkları, ağır ağır yerini karanlığın soğuk yüzüne bıraktı. Ve yıllar süren direniş, bir türlü aşılamayan kaos ortamında 3. Lig'e düşüş ve bir dramatik hüzünle sonlandı."
Şimdi, üzücü de olsa o spota, eksik kalan son satırları Hadi Özkanay'ın dizeleriyle eklemenin zamanı:
"Saçların tarumar, gözlerinde nem,
Ateşe benzerdin, küle dönmüşsün.
Bir eser kalmamış, eski halinden,
Yazık geçmez akçe, pula dönmüşsün."
http://www.zaman.com.tr/webapp-tr/yazar.do?yazino=531778 (25.04.2007 - Zaman)