Maça bir saat kala Cumhuriyet Meydanında araba klaksonlarının çalışından zaten belliydi. Göztepe yaşıyordu. Nabzı Göz Göz Göztepe diye atıyordu. Birinci kordondan Kıbrıs Şehitleri’ne kıvrıldığınızda gördüğünüz manzara umudunuzu iki kat daha arttırıyordu. Kimi dersanelerinden kırmış kimi evlerinden yola koyulmuş Göztepe atkılı gençler Göztepe’nin maçına gidiyorlardı.
Bu yıl nedense açık tribüne gidiyorum. Belki bir yılgınlık oldu. Ne de olsa yıllardır kapalı da kapalı….
Maç başladı. Kütahya önceleri baskılı ve hakim gibi görünüyordu. Fakat bir türlü ataklarını olgunlaştıramıyordu. Derken Giresun’un Bulancak kazasında 4 sene önce alt yapı antrenörü İsmail Alan tarafından Göztepe alt yapısına getirilen üstün tekniği ile filizlenen Recep topun dibine girip topu ağlarla kucaklaştırıyordu. Dakika 40 idi ve gol tam zamanında gelmişti. Kapalının sağındaki taraftar grubu başlama düdüğünden beri hiç susmamıştı.
Maçın ikinci yarısında Göztepemiz taktik gereği mi? yoksa psikolojik olarak mı ? Geriye yaslanarak oynamaya başlamıştı. Doğal sonuç olarak da Kütahya üstümüze üstümüze geliyordu. Yine de Emre ile kontrataklarla gol arıyorduk. Bu ataklardan birinde Emre’nin şutunda top Kütahya kalesinin çatalından döndü.Bu belki de maçın kader anıydı. Derken beklenen oldu. Dakika 75’de beraberlik golünü yedik. Takımımız çabuk toparlandı başta Emre ve Recep olmak üzere rakip savunmayı yıpratmaya başladık. Atak üzerine atak geliştiriyorduk. Kaleci Erdinç kalesinde devleşiyor, el degajları ile efsane kalecimiz rahmetli Ali Artuner’i anımsatıyordu. Son dakikalara 1-1 girmiştik. Kazandığımız bir korner atışında gözü kara ve hava toplarında çok iyi zamanlama yapan Özkan kafa ile topu Kütahya ağlarına havale etti ve binbir türlü sıkıntı ve sorunlarla boğuşan Göztepe camiasına bir galibiyet armağan etti. Forvetimizin önemli ismi Zafer ve orta sahamızın etkili ismi Ufuk’tan yoksun çıktığız bu maçı kazanmasını bildik. Maç sonunda 90 dk susmak bilmeyen taraftarımız takımlarını bağrına bastı.
Bundan sonra yapılması gereken Göztepemizi bir an önce hiç de hak etmediği bu konumdan kurtararak layık olduğu en üst kategorilerde mücadele etme hedefine oturtmak olmalı ve bunun için ne gerekiyorsa el birliği ile yapılmalı.