Bir İngiliz takımından asla ama asla aşağı kalmayacak futbol KÜLTÜRÜNE SAHİP GÖZTEPEMİZİN MAÇINA gidiyoruz. Hem de gururla, göğsümüzü gere gere ŞEREFLİ ŞAMPİYON, EFSANE GÖZTEPE, ŞANLI GÖZTEPE LAKAPLARI BİR TAKIMA KOLAY VERİLMİYOR. Güzelyalı pazarının Çarşamba günleri, hemen stadın tribün arkasında kurulduğu 70’li 80’li yıllar bir film şeridi gibi geçiyor gözümün önünden. Sado’lar, İsmail’ler, Kenan’lar, Fuji’ler, Şarlo’lar ve çürük meyve sebze kokuları ile çamur deryası Göztepe stadı, Kömür, odun kokusu birbirine karışıyor……
Rakip Akhisar olsun ne fark eder. Zaten Akhisar’a sorsan Göztepe’yi anlata anlata bitiremez.
Stada giriyorum. İnanılması güç bir manzara. kapalı tribün full. Maç başlıyor çocuklar varını yoğunu ortaya koyuyorlar. Eli belinde kimse yok. Bu bile bize yetiyor. Tribünler coşuyor. Zafer çakıyor kafayı uzak köşeyi VER COŞKUYU.
İkinci yarı biraz sıkışıyoruz ama haftalardır tekniği ve ara paslarıyla kendini gizliden gizliye hissettiren Recep ortaya çıkıyor, çakıyor topu çivi gibi maçı noktalıyor.
Bu esnada arkamdaki 65 yaşındaki adamın yüzüne bakıyorum. Korkuyorum. Heyecandan mosmor siyanotik bir hal almış ve haykırıyor, tıpki 2 hafta önceki 75 yaşında +35 derecede açık tribünde Göz Göz Göztepe diye haykıran Göztepeli amca gibi…İşte futbol kültürü, işte İzmir GÜCÜ, işte Göztepe gerçeği. Nesilden nesile aktarılan efsane, kente mal olmuş bir futbol MİTOLOJİSİ. Mutlu oluyoruz. Eve huzur içinde dönüyoruz. Ama bu bize yetmez yetmemeli. Tıpki Yenigün Gazetesi yazarlarından ve yeni yöneticilerimizden sayın Seçkin Öner’in ihsas ettirdiği gibi Göztepe 4. lig takımı değildir. Göztepe İzmir kentinin bir kent kültürüdür. Yeri geldiğinde İzmir International fuarı, yeri geldiğinde saat kulesi, yeri geldiğinde varyant, İzmir kordonu, Altınyol’dur. Kısaca GÖZTEPE İZMİR’in TA KENDİSİDİR.
Özant ÖNÇAĞ