İstemiyor işte, gerek duyulmuyor çünkü. O'na bir kez rastlamak yetiyor, bir ömür boyu peşinden koşturabilmek için...Kimimiz 40'ında yakalanıyor bu sevdaya, kimimiz üniversitede lisede, kimimiz doğarken, kimimiz ise dayısının amcasının kendisine sevdirmeye çalıştığı İstanbulluyu içine sindiremediği bir anda...Sn. Murat Esen'in yazısının devamı için Geçtiğimiz ay satışa sunulan İnadına Göztepe adlı derlemeyi bir çırpıda büyük bir iştahla okudum. Orada Murat Gültekingil şöyle diyordu, Göztepe ne İzmir'in diğer takımlarına benzedi ne de en iyi zamanlarında dahi İstanbul takımlarına benzemeye çalıştı. Asla 4. büyük hevesiyle yaşamadı. İşte böyle bir sevdanın bekçisiyiz biz, ne yalan söyleyeyim ben okurken gözyaşlarıma hakim olamadım. Belki de bu farklılıktı, 18 sene boyunca 2.ligde kalmasına rağmen taraftar sayısının gün be gün katlanarak artmasına yol açan, Göztepemin...Şu günlerde camia olarak kenetlenmeye en çok ihtiyaç duyduğumuz zamanlardayız...Belki de Göztepe tarihinin en kritik 3-4 ayı önümüzde, olmak ya da olmamak. Tabi bu olmamak kavramı gerçekleşse dahi ancak kağıt üzerinde olabilir, aşıyı almış olanların kalbinin derinliklerindeki sevgiyi sökemez ama yeni neslin önüne de koca bir kaya koyar. "İzmir futbolunun iyiye gitmesini isteyenler" gibi bir güruh türedi son zamanlarda. Sevgili eski başkanımız, camia büyüğümüz, İZTO Başkanı, yüzbinlerce Göztepelinin oturduğu ilçelerin belediye başkanları da bu güruhta yer aldıklarını İzmir'in en az sevilen kulübü Altay'a ellerinden gelen desteği artlarına koymayarak gösterdiler. İşte tam burada başlığın önemi ortaya çıkıyor, Görünen Göztepe Kılavuz İstemez sevgili büyüklerimiz! İzmir'de biraz olsun futbolun, sporun gelişmesini istiyorsanız maalesef şu sıralar yanlış adrese destek veriyorsunuz. Neden mi? Çünkü Göztepe yitirilen tüm prestije rağmen, Altay yıllarca 1.ligdeyken 18 yıl 2.ligde kalmasına rağmen hala Türkiye çapında en çok tanınan ve sevilen İzmir kulübüdür. Göztepe, İzmir'in büyüklüğünü hakkıyla taşıyacak yegane kulüptür. Göztepe, şampiyonluktan sonra -verildiği yıllarda- en prestijli kupa olan Cumhurbaşkanlığı Kupası'nı İstanbul dışına çıkartan ilk kulüptür. Göztepe, devirlerinde dünyaca ünlü kulüpleri yenmeyi başarmış, Türkiye'de henüz Avrupa neresidir bilinmediği zamanlarda bugünkü adıyla UEFA Kupası'nda "Yarı Final" oynamış ilk Türk takımıdır ve bu başarısı halen yalnızca GS tarafından egale edilmiş ve geçilmiştir. Göztepe kriz üstüne kriz yaşadığı dönemde taraftarınca kulüp bünyesinde bir hentbol şubesi kurabilen enteresan bir kulüptür..! Göztepe, sezonluk biletli seyirci ortalamasında İstanbulluları geride bırakabilen kulüptür, İzmir'de İstanbullularla oynanılan maçlarda kale arkasına tıkışanların kulübü değildir. Göztepe onurdur...Göztepe gururdur...Göztepe tüm İzmir'i çepeçevre sarmış bir fenomendir.Demek ki ne de haklıymış sevgili Murat Gültekingil yazısında, Göztepe kendisini anlayabilenlerin kulübüdür. Asla, başkalarının eteklerinde dolananların, gururunu paraya ikame edebilenlerin, benliğini unutanların, Türkiye'nin gördüğünü göremeyenlerin, koca çınara üvey evlat muamelesi yapmayı reva görenlerin kulübü de değildir, çöplüğü de ! Hal böyle olunca...Gören gözlere kılavuz gerekmez, gör-e-meyenlerse gölge etmesin başka ihsan istemez..!