Fırat Yiğit Milliyet'e verdiği röportajda ilginç açıklamalarda bulundu.
Gündemimizde zorunlu olarak kongre var. Açık ve net bir taahhütte bulunuyorum, "300 milyarla geldim ve Göztepe'yi daha iyi yerlere taşıyacak insanlara bu parayı vermeye hazırım. Belki yöneticilik yapmam, ama aktif desteğimi veririm. Futbolcu satışına kesinlikle karşıyım. Kongreyi ocak ayından önce yapsak, biliyorum ki Enver, Gökhan, Anıl, Aydın, Süleyman, Metin, kaleci Serhat, Celal gibi iyi vitrin yapan oyuncularımız kesin satılacak. Hiçbir futbolcunun satılmayacağına dair bir karar aldırabilsem, hemen görevi bırakırım. Önlem olarak kongre tarihini transfer sonrasına alacağız. Genel kurulda yapılması gereken en önemli şey, bu kulübe atanarak değil, seçilerek başkan bulunmalı. Bende seçilerek gelmek istiyorum.
Göztepe'de pırıl pırıl bir kadro var. Gençler inanıyorum ki Göztepe'nin geleceğini kurtaracak. Şu anda kulübe gelmiş hiçbir resmi teklif yok. Ama menajerler futbolcuların akıllarını bulandırıyor. Onlara da önlem aldık. Çok komik rakamlar konuşuluyor. Bazıları bana, "Başkanım, 30 milyar, 50 milyar teklif ediliyor" diyor. İki katı da olsa hiçbirini satmam. Kaleci Serhat, "Askerliğim var, ne olacağım" dedi. "Ben sana bakarım askerde" dedim. Çok temiz çocuklar hepsi. Aramızda en fazla 7-8 yaş var. Şu anda ben de onların durumunda olabilirdim. Yaşadıkları herşeyi iyi anlıyorum.
Göztepe A.Ş'nin şu anda 30 trilyon lira borcu var. Devlet, 2010'a kadar hiçbir kulübe yaptırım uygulamayacak. Devlet yardımı ile ana para 7-8 trilyona indirilip ödeme yapılabilir. Ya da bir başka seçenek TMSF alabilir Göztepe'yi. Ancak bunun şartlarının oluşması gerek. Ama Göztepe'de herşey abartılıyor, çözümsüz gösteriliyor. Tuğsuz'la bazı hesapları konuşmak istedim. Telefonlarıma çıkmadı. Alt yapının, kulüp binası altındaki çorbacının kira gelirlerini peşin almış. 400-500 milyar toplamış. Fırat Yiğit olarak bana "Bunların hesabını niye sormadın" demezler mi?
Göztepe'nin temel sorunu para. Yönetimdeki akadaşlarım iyi niyetli. Ancak maneviyatla herşeyi yapamazsınız. Üç dört gün önce ilginç bir olay yaşadım. Yönetici Eray Aytekin bana kulübe harcanmak üzere 35 milyar getirdi. Kabul etmedim. "Kongre arefesindeyiz, karışık duygular içindeyim. Her an görevi bırakabilirim. Ama bu parayı Göztepe için sakla" dedim. Kendisi bu tavrıma çok şaşırdığını söyledi, "Benim bu şekilde 250 milyarım gitti. İlk kez bir başkan verdiğim parayı kabul etmedi" diyerek şaşkınlığını dile getirdi.
İzmir Ticaret Odası'nın sezon başında İzmir kulüplerine başarı oranına göre dağıttığı primler vardı. Tuğsuz, dağılımın adil olmadığını gerekçe gösterip Göztepe'nin payını istememişti. Bu rakam şimdi 19 milyar lira. Ve ben yeni başkan olarak parayı İTO'dan talep ettim. Ömer Dinçer, İTO Başkanı Sayın Ekrem Demirtaş'ı arayıp durumu iletti. Kendisi, Dernek yönetimimizde bulunan Hüseyin Akdoğan'ı tanıdığını bildirmiş. Ben de Akdoğan'la görüştüm, "Göztepe'nin hakkı olan bir para bu. Senin aramanla olacaksa bir görüş" dedim. Aradı, ancak Sayın Demirtaş "İki üç hafta yoğunum sonra görüşelim" demiş.Aradan bir ay geçti ama sayın Demirtaş'tan haber çıkmadı. Bunun üzerine geçtiğimiz gün ben görüştüm. Sayın Demirtaş'la da uzlaşma sağladık. Göztepe'nin hissesine düşen payı da alacağız.