Haberekspres yazarı Sn.Süleyman Alasya nın inegöl maçı ile ilgili yazısı .

İlk on beş dakikada sergilenen hareketli oyuna dikkat. Genç futbolcuların İlk on beş dakikada sergilenen hareketli oyuna dikkat. Genç futbolcuların enerji üretimi sahanın her yerine canlılık kattı. Aslında ben işte böyle bir maç izlemek istiyordum. Ama ilerleyen dakikalarda tecrübe eksikliği ister istemez baş gösterdi. Herkesin elinden geleni yaptığı, sürekli tempo yükselttiği ve bir oraya bir buraya hamle üstüne hamle denendiği dakikalarla, ikinci yarının sonlarındaki mucizevi savunma tabloları beni keyiflendirdi.Topun olduğu her yerde mutlaka peşinden koşan bir Göztepeli nin olması o kadar kolay değil. Bu durum, rakibe boş alan bırakmadığınız anlamına gelir ki adamın anasından emdiği sütü burnundan getirir. Hele 31 derece sıcakta.Rakibin organize atağıyla Göztepe nin yediği gole diyecek yok. Ama o pozisyonun başlangıcında iki Göztepeli nin atağı önleme çabası bence iyi bir gelişme. Çünkü eskiden rakip o belgeden elini kolunu sallayarak gitmiyor muydu? Şimdi yetersiz de olsa müdahale etme isteği var.Oyunu yönlendirmek, kanat değiştirmek, rakibi üzerine çekmek, boş alan yaratarak o alanda arkadaşını topla buluşturmak, topu oyalayarak yorulan arkadaşını dinlendirmek tecrübe meselesi. Ama boş verin. Bu çocuklar tecrübeyi oynayarak edinsin. Bırakın gol yesinler, atsınlar. Örneğin maçın sonundaki o savunma tablolarıyla daha da deneyim kazanılır.Bugün birçok meslektaşımdan, dünkü maçın ağır eleştirilerini okuyacaksınız. Sergilenen futbol kötü, yetersiz kabul ama umutsuz değil. Takımın içinde birkaç tane parlayan adam var. Ama birkaç kişinin parlaması önemli değil. Çünkü bu takım genç ve genç olduğu kadar da birbirine eşit bir takım. Sadece oyunu yönetecek, topa basan bir adam eksikliği sırıtıyor. O nedenle gereksiz enerji tüketimi yorgunluğun başlaması açısından güçlükler yaşatıyor. Göztepe yi dünkü gibi kabullenip kimseyi suçlamadan ve kimseyi aşağılamadan yola devam etmeli. Dünkü tablonun yeterli olduğunu kimse iddia edemez. Ama bu tablonun her geçen gün ivme kazanacağı gerçeğini de kimse inkar edebilir mi?