Hiç dikkat ettiniz mi? Akşam üzeri Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray forması giymiş minikler sırtlarında çantalarıyla yorgun ama mağrur yürüyor sokaklarda. Bir futbol okulu antrenmanı sonrasında babalarının gönül verdiği renklerin farklı edasıyla evin yolu tutularken bile çıkarılmıyor formalar. Süleyman Alasya nın yazısının devamı... Bu kentin hemen hemen tüm semtinde büyük pankartlarla açılan Fenerbahçe Futbol Okulu, Beşiktaş Futbol Okulu, Galatasaray Futbol okulu gibi geleceğimizin garantisi çocuklarımıza spor eğitimi (!) veren okullar mantar gibi bitmeye başladı. En sonunda İzmirspor Osman Kibar tesislerinin de Fenerbahçe Spor Okulu tarafından kiralandığını öğrendim. Efendim İzmirspor un antrenman saatlarının dışında aylık 2 milyar kira geliri elde ediliyormuş. Yani adamlar utanmasalar yatak odamıza girip futbol okulu açacaklar bizim İzmir hala birleşip Avrupa kapılarına dayanacak bir takım kurmaya çalışıyor. Hepinizi yürekten kutluyorum.Altay ın internet sitesinde açtığı sanal çarşıda 15 adet forma, 20 adet kahve takımı falan satılırken, Beşiktaş Kordon da açtığı resmi ürün mağazasında satış rekorları kırıyor. Yarın Fenerbahçe nin mağazası, öbür gün Galatasaray ın kredi kartı derken İzmir, üç büyükler emperyalizminin sömürü alanı içinde ezildikçe eziliyor. İzmir futbolunun kurtuluş reçetesini bile İstanbul kadılarından sorar olduk dostlar. Adamlara, -İzmir futbolu nasıl kurtulur?- diyerek karşılarında el pençe divan dururken, hepsinin ara sıra maça gelip ki o da geçmişte kaldı-rakı balık ve çöpşiş edebiyatından başka İzmir le bağlantısı yok. Ama sorduk ya işleri aşağılamak. Olsun bize müstehak. İzmir futbolu ne zaman kurtulur? Bu kentte yaşayan tüm genç nüfusa daha ilkokul çağından itibaren spor eğitimi verebildiğiniz zaman. Peki kulüpler nasıl kurtulur. İşte o ilkokuldan itibaren eğitmeye başladığınız çocukların anneleri, babaları, büyük anneleriyle sosyal iletişim kurduğunuz zaman. Ya sosyal iletişim nasıl kurulur? Yönetime geldiğiniz de illa da, -Tribünleri doldurun maç bitince de evinize dönün- demeyip kulüp bünyesinde taraftarın dışında bir kitle oluşturabildiğiniz zaman. O zaman, -Para verin kulübü yöneteyim- diyenlere pek rastlanmaz çünkü o kitlenin hizmet karşılığında kulübe nasıl sahip çıktığını görürsünüz.Biz bunların hiç birini yapamadan, elimizden gelenlerin de yarısını yapıp yarısını beceremeden İzmir futbolunu kurtarmaya çalışıyoruz. Her kulübün bu kentin kultürüne yaptığı katkıyı açık açık ortaya koyması gerek. Yani önce, -Ben ne yaptım da bunlar başıma neden geldi- sorusunun yanıtı çok önemli. Çünkü biz neden-sonuç ilişkisi içinde bugüne kadar hep sonuç üzerine tartıştık. İzmir futbolu çöküyor, kulüpler ikişer ikişer düşüyor, devlet borçları trilyonları buluyor. Biz elimizde mendil başımıza geleni ağlayarak dünyaya haykırıyoruz. Yahu neden? Neden oldu tüm bunlar? Neden bir çözüm önerisi, toplumsal bir araştırma, bir arama konferansı yapılıp somut sonuçlar elde edemeyiz? Kentin her tarafını üç büyük kulübün spor okulları ve mağazaları işgal etti. Çocuklarımıza spor eğitimi verme adına bir çuval da para alıyorlar. Eee, tabi Fenerbahçe bu. Apartmanlara boylu boyunca Fener bayraklarının asıldığı bir kentin en işlek çarşısı ne yazık ki Altay ın merkezi sayılabilecek Alsancak ın tam orta göbeğinde. Hele İzmirspor a ne demeli? Bu sezon kadrosunda alt yapıdan yetişen sadece bir oyuncusuyla mücadele edip toplama takımla düşen bu İzmirspor değil mi ki Fenerbahçe spor okuluna kendi tesislerini kiralıyor, ben daha ne diyeyim dostlar? Bu kafayla kulüpleri birleştirsen, toplayıp birbirinden çıkarsan, yeniden bölüp beşle çarpsan ne yazar?