Şu günlerde Almanya'da tartışılan çok önemli bir konu var. Bundesliga denilen Alman 1.Lig'i şampiyonu Bayern Münih'in şampiyonluğunun geri alınması söz konusu. Çünkü oradaki kurallara göre çok büyük suç işledi. Ne mi yaptı ? Naklen yayın şirketinden, fazladan tam 20 milyon euro aldığı ortaya çıktı. Sayın Süleyman Alasya'nın yazısının Havuz gelirlerinin tüm kulüpler arasında eşit olarak dağıtıldığı Almanya'da, kızılca kıyamet koptu. Bayern bu kuralı çiğneyerek açıktan aldığı 20 milyon euro ile başını belaya soktu. Bayern'le lig maratonunda girdiği mücadele sonunda ikinci olan Leverkusen'de şimdi isyan bayrakları açıldı. Böylece Bayern'in şampiyonluğu tartışılmaya başlandı. Eğer alınan para kanıtlanırsa, Alman Futbol Federasyonu, belki de Bayern'in şampiyonluğunu geri alacak.

Oralarda hiç bir kulüp, "Benim seyircim fazla, reytingim çok, ben daha büyük kulübüm. O nedenle havuz gelirinden en büyük payı ben alırım" diyemiyor. Şampiyon adayına da, geçen yıl şampiyon olana da, düşme tehlikesi yaşayana da havuz gelirinden eşit pay veriliyor. Bu konuda koyulan kurallar, herkese eşit uygulanıyor. Şampiyon takım, alt sıralardan bir takımı psikolojik ve maddi olarak ezemiyor. Federasyon, tüm kulüplere eşit mesafede duruyor.
Havuz gelirinin başarıya endeksli pay dağıtımı adil değil onlara göre. Konuştuğum bir Alman meslektaşım, "Şampiyon olan daha fazla pay alırsa, diğer kulüplerin gelişmesi engellenir. Düşünsene, eşit silahlarla mücadele etme hakkını ortadan kaldırıp, birine daha çok parasal olanak tanıyorsun. Bu adaletli mi?" dedi. Avrupalı'dır söyler, ama haksız mı?
Türkiye Futbol Federasyonu, önce tüm kulüpler adına naklen yayın kuruluşlarıyla masaya oturuyor. Havuz gelirini kulüplerin liglerde yer aldığı sıralama, seyirci sayısı, gösterdiği uluslararası başarıya göre değerlendirip dağıtıyor. Ama bu dağıtım, Galatasaray'la Altay arasında uçurum denecek kadar farklı. Fenerbahçe ile Malatyaspor arasında nedereyse katlanıyor. Bu fark, kulüpleri Federasyon Genel Kurulları'nda temsil edecek delege sayılarında bile aynı. Örneğin üç büyükler 6 delege gönderirken, Anadolu kulüpleri 4 delegeyle temsil ediliyor.
Anlayacağınız havuzun oluşturduğu pasta her kulübün gücüne, lobisine ve reytingine göre değişik. Peki adil mi? UEFA kriterleri ve Avrupa uygulamalarına göre değil. Bu gelir, tüm kulüpler arasında eşit olarak dağıtılamaz mı? Hayır... Çünkü ülkemizin genelinde böyle bir eşitlik ne yazık ki yok. (Haberekspres)