Sn. Mahmut Kulein in Yeni Şafak Gazetesindeki köşe yazısının konusu, Turgayın Vakfı Vakıflar ve Özerklik (1/1/2003 - 11:38) Mahmut KULEİN - Türkiye'de vakıf sistemi denince akla neler gelir. Bilinen bir kaçını sıralayalım. -Daha iyi hizmet için, gönüllülük esasıyla halktan bağış toplamak. -Sicil, lisans, katılım payı vs. adı altında kulüplerden para toplamak.-Kamu gelirlerinden kaynak oluşturmak. -Gönüllülük esasıyla zorla bağış (haraç) toplamak vs. Yani özerk olmak için, bu sistemin bir diğer adı; "Kur Vakfı, Topla Parayı!" (KVTP). Öyle ya, maddi özerklik olmadan özerklik mi olur?.. Yakın bir zamanda büyük eleştiriler alan vakıflar vardı. Örneğin bütçe ödeneği yetersiz olan memur statüsündeki vakıf üyelerine zorlama gelir kaynaklarından ek kıdem tazminatı paylaştırdığı için tepki alanlar hatırlardadır. Hani, 1500 kadar üyesi olup da, aldığı 6 milyon TL. aylık üye aidatı dışında, 'silahlanmadan', yani silah ruhsatları, av tezkereleri düzenlemelerinde zorla aldığı bağışlarla 6-7 yılda gelirini 10 trilyonun üstüne çıkaran bir vakıf gibi. Vatandaş tepkisi, zorla bağışa son verdirmişti. Kamu kaynaklarının vakıflara aktarımını ise Başbakanlık 1997/98 yıllarında genelgelerle yasakladı. Birçok vakıf mahkemelik oldu. Vakıf yönetiminden azledilme kararları, basketbol Vakfı TÜBGEV'de olduğu gibi, "tüzüğünde bağış alma maddesi vardır" hükmüyle Yargıtay'dan döndü. Şimdi TRT'den gelen yayın paralarının, bağış mantığı ile bir spor vakfına aktarılamayacağını bilmek için herhalde hukukçu olmak gerekmez. Ama aktarılıyor. Efendim bu vakıf sistemi olmasa, yani şu kamudan gelen gelirler vakfa aktarılmasa, biz basketbolda bu günkü başarılı durumda olamazmışız. O zaman sormak ve öğrenmek kamuoyunun hakkıdır. Kamu paralarıyla bu başarılı icraatları gerçekleştiren vakıf görevlilerinin paylarına her ay ne düşüyor? Şayet aldıkları maaşlar ülkemizdeki bir müsteşarın, valinin ve hatta Gençlik ve Spor Genel Müdürü maaşlarının 3 ile 5 misli ise, o zaman milli takımımızı oluşturan Efes ve Ülker'in kapanacağı kehanetinde bulunan bu sisteme başarılı demek olanaklı mı? Hele yeni bir federasyon başkanı, tüzük gereği anılan spor dalındaki vakfın otomatik başkanı olamıyorsa, bundan daha BALLI ÖZERKLİK olur mu?! Kaynak:Yeni Şafak Gazetesi