Gol atamadan geçirdiğimiz bir haftadan sonra deplasmandan alınan bir puanı gelecek haftalarda umut ışığı olarak gören GÖZTEPE’liler ile hala gol atamamış olmamızın ligin kalanı için karanlık bir tablo çizdiğini savunan GÖZTEPE’lilerin yoğun şekilde fikir teatisi içine girdiği ve hiç alışık olmadığımız halde yer yer sinirlerin gerildiği bir haftanın ortasına gelmiş bulunuyoruz. Halbuki olaylara ne kadar sağ duyulu ve sakin yaklaştığı bilinen bir tribün olarak nam salmışızdır.
Sayın KOKOVİÇ, Yunus Emre ve Ali Dere’den toplamda bir sol bek çıkaramadığı için sevgili Mamah’tan sol bek yaptı. Mamah’ta en azından rakibe gol pası vermeden maçı bitirerek hocasını mahcup etmedi. Lakin acizane görüşümüz, ligin kalanı bu tür macera arayışlarına prim vermez. İsmail KÖYBAŞI kardeşimizin bir an önce geri dönmesi en büyük dileğimiz umudumuz. Tabii maç kondisyonu da apayrı bir şey.
Maç sonrasında sayın KOKOVİÇ’in açıklamalarına baktığımızda; onun yedek kulübesinde cep telefonundan bambaşka bir maç izlediğini bizim ise izlerken hareketsizlikten ve pozisyonsuzluktan zar zor bitirebildiğimiz biter bitmez de kanal değiştirdiğimiz bir maç izlediğimize inandık iman getirdik. Çeviri doğru ise, GÖZTEPE’miz sayısız pozisyona girerken acaba biz nelerle uğraşıyorduk... Whatsap'da Göztepelist ve sair dost meclislerinde birbirimizi yemekten kaçırdığımız bişeyler mi vardı diye çok düşündük ama bulamadık… Yeni transferimiz olup kendisine Bilal mi yoksa Mesut mu diye sesleneceğimize henüz karar veremediğimiz kardeşimizin direkten dönen topunun da hakkını verelim. Flaşsporun adeta sloganı haline gelen "FUTBOL ŞEYTAN İŞİ" deyişine hak verdirecek şekilde o vuruş gol olabilse idi muhtemelen "Mart sonu şampiyon oluruz..." cümleleri havada uçuşurdu.
Maç devam ederkene "Oynanmak istenen oyun şablonunda Levandowski gelse gol atamaz ama sonuçta forvetimiz Mame Diouf ya bir şekilde bi tane kıstırır belki..." deyip ümit edip dururken ….Bir de baktık ki oyundan çıkmış. Anlayamadık birbirimize de anlatamadık. Vardır Hocanın bir bildiği diyecektim ki... Yerine giren oyuncuya baktım, sonra Mame biladerin kariyeri aklıma geldi vazgeçtim kendimi hırpalamaktan…
Sevgili Tijaniç’in topu sol ayağı ile dürtüp fileler ile buluşturamadığı mesafeye baktım, 8-9 metre filan. Sevgili Tijaniç’in ısrarla topu isteyip 8-9 metreden, toplam genişliği 7.32 metre olan kale çizgisinden geçirebilmek amacı ile topa üfürük ya da halk deyimi ile "şey" gibi vurmasının teknik ve taktik kerametini düşünmek ise bizi çok aştığından Tijaniç’i ve kabiliyetini Allah’a ya da yine herhangi bir kiralık takıma havale etmenin çok daha kullanışlı olduğuna karar verdik.
Beyler! Kendinize gelin artık. Tren kaçmasın. İzahını yapamadıklarımızın mizahını yapıyoruz. Tamam yenilebiliriz. Tamam kazanamayabiliriz. Ama lütfen sahada futbol adına güzel şeyler gösterin. Mesela gol atın gol. Maç bitince kazanamadık ama takım kazanmayı aslında hak etmişti diyebilelim. Bu hafta sadece bu kadar diyelim de artık hep beraber ÇORUM maçına yoğunlaşalım…
NE OLURSA OLSUN GÖZTEPE’mize BİRŞEY OLMASIN…
Av.MUSTAFA DALYANOĞLU