Oğuz Reşat Sipahi
Ülkedeki bitmeyen devalüasyonlar, Türkiye Futbol Federasyonu’nun muhteşem yönetimi, Beinsports’un bitmeyen “daha da az ödeyeyim” talepleri sayesinde Avrupa Kupalarında küme düşen, el birliği ile Süper’den daha çok Bitik Lig haline getirilen ligimizde Göztepe’miz haftayı iki mağlubiyetle kapadı. Beraberliklerin değerini kaybedince anlıyorsun. Bu sonuçlarla İzmir’in ligdeki tek takımı Göztepe dört maç üst üste mağlup olmuş oldu.
Hatayspor maçı önceki maçlar gibi 45 dakika düşük tempolu geçti. İlhan Hoca bunu yoğun maç temposunda takımı koruma yöntemi olarak seçmiş gibi duruyor. 45-60. dakikalar arasında tempo başlıyor. Atarlarsa ne hoş, atamazlarsa hele ki 60. dakikalarda yiyince takım golü karşılamakta zorlanıyor bu yoğun maç temposunda. Hatayspor maçındaki yenen gol o ana kadar sahanın en iyi adamı olan Yalçın Kayan’ın muhtemelen yorgunluktan kaynaklanan dikkatsizliğinden geldi. Buna karşı penaltı yaptırılmasa sabaha kadar oynansa rakibin gol atacak hali yok gibiydi.
Takımın hem Galatasaray hem Hatay maçında ortak sorunu ara ara yaşanan konsantrasyon kaybıydı. Yine ortak bir problem 45-60 arası tempodan sonra kısa bir yorgunluk anı oluşuyor. Buna oyuncular profesyonel zaman kazanma tekniklerini daha iyi kullanarak çare bulabilirler. Profesyonel zaman kazanma yöntemlerine örnek olarak Hatayspor’un attığı gol sonrası hareketlere bakabilirler.
GS maçının öyküsü ise Göztepe açısından ders alınması gereken anlarla doluydu. Üç golde de bu seviyede olmamasını beklediğimiz ironik hatalar var. Bu hataların sebebini yorgunluğa bağlamak istiyorum. Ben oyuncuları düşünmek bile istemiyorum, kendi adıma maç trafiğinden taraftar olarak yoruldum. İlk gol sahadan çıkarken baskıda top kaybı, ikinci gol Gassama’nın uluslararası yankı bulan trajikomik ters kademe koşusu, üçüncü golde ise dörtlü orta saha bloğunun izleyip izin verdiği pasa Atınç ve daha da ilginci Berkan’ın kendilerinden beklenmeyen düzeyde kötü kademe kaybı var. Rakibin ikinci golüne kadar berbat oynayan takım o dakika toparlandı. Göztepe’nin golünde “Göztepe’nin Çocuğu” Halil Akbunar’ın ortasına Soner Aydoğdu’nun Ronaldomsu jeneriklik vuruşu vardı. Buna karşı Soner daha basit pozisyonlarda topu içeri göndermekte başarılı olamadı.
Göztepe için Gs maçı için önemli bir eksik ☺ vardıysa çok şükür ki penaltı yaptırmamayı başarmaktı.
Kalecilere parantez... İrfan Can penaltılarda erken atladığında, geri zekalı olmayan her penaltıcı topu boşluğa itebiliyor. Refleksi bu kadar iyi bir kaleci olarak penaltıların bir kısmını kurtarabilirdi kanımca... Megyeri de GS maçından mutluluk verici şekilde yediği gollerde bariz hatası yoktu.
Ona buna şuna rağmen Hatay ve GS maçlarında Göztepe’miz en az 10 civarında net pozisyon buldu. Yalnızca birini değerlendirebildi. Üçlü Oligarşiye karşı böyle birbirinden basit goller yerken, girdiğin beş pozisyondan birini değerlendirirsen mağlubiyet kaçınılmaz oluyor.
Hatay maçında hakem Volkan Bayarslan tam da kendinden beklediğimize uygun olarak Göztepe’nin net bir penaltısını es geçti. İki maçta Bayarslan ve Mete Kalkavan rakibin sertliğine aşırı tolerans gösterdi.
Bütün bu ahval ve şerait altında takımın bence Soner-Halil ile birlikte en yaratıcı oyuncusu Guilherme Costa Marques’in (Gülemre) gidişi, her şeyin tuzu biberi oldu. Bunun GS maçı öncesi olmasına ise diyecek bir söz bulamıyorum. Anlaşılan Guilherme’yi alan gamsız bir şekilde takımı ortada bırakma riskini de almış oluyor.
Alanya maçı sonrası üç galibiyet ve mağlubiyete neler olabilir diye düşünmüştük. Üç seri mağlubiyetle İlhan Hocanın maç başı puanı 1.63’den 1.28’e düştü. Ben elindeki zaten dar olup giderek de daralmaya devam eden (Poko ve Gülemre’nin gönderilişi ve son covid-19 vakaları tuzu biberi oldu) rotasyonu yoka yaklaşan kadroyla, Türkiye’de daha fazla puan alabilecek bir teknik direktör çıkacağını sanmıyorum. Sorun hep dediğim gibi kadronun darlığında, Gülemre’nin gidişiyle takım en düşük değerli üç takım arasına girdi Transfermarkt’a göre. Bu sorunu çözmek ise İlhan Palut’un işi değil.
Sonuç olarak iletmesi benden olsun tüm taraftarın oyunculardan ricası ellerine kollarına ayaklarına hakim olmaları ceza sahasında. Covid-19 açısından da taraftarın beklentisi oyuncuların daha dikkatli olmaları. Üç maçta üç puan alabilirdi takım, buna karşı sıfır çekti. Cumartesi ligin flaş ekiplerinden Karagümrük ile oynayacaklar. Umarım Göztepe’ye hakem zulmü biter, futbol şansı yanlarında olur ve kötü gidişe son verirler.