Oğuz Reşat Sipahi
Haftada iki maç yapılmaya başlanınca, ikinci maç oynandığında ilk yazı Perşembe günü değerini yitirebiliyor. Bu yazı iki maç üzerine... Belli bir kısmı Alanya maçı öncesi bir kısmı da sonrasına ait. Uzunluk içim kusura bakmayınız. Buradan yazı içinde belirttiğim noktaya kadar Kayseri maçı ile ilişkili, sonrası Alanya maçı...
Neresinin süper olduğunu anlamanın imkânsız olduğu Süperlig’de, İzmir’in yegâne temsilcisi Göztepe, haftayı sevgili Mehmet Altan’ın deyimiyle nispeten kötü oyunu bir puan ile süsleyerek kapattı.
Oyun ile çok mutluluk vermese de, ne mutlu Göztepelilere ki takım, 11. haftayı 10 maçta 15 puan ile altıncı kapattı. Halen ligde en çok gol atan 7. en az gol yiyen 4. takım.
Hakem ile başlayacak olursam, Göztepe için önceki maçlardaki tecrübeler ile uğursuz geldiğini ifade edebileceğim Yaşar Kemal Uğurlu, bence maç sonucuna etkiyecek bir hata yapmadı. Kayserispor’un kendine göre haklı sebeplerle ağladığı pozisyonda oyuncuları Göztepeli oyuncunun topuğuna -neyse ki gereksiz- temas edip düşmesine neden oluyor. Aynı pozisyon Göztepe aleyhine olsa görüşüm değişmezdi. Nazar değmesin Göztepe iki haftadır hakem hatası konuşulmayacak maçlar yaşıyor umarım devam eder. Umarım Rizespor maçında maç sonucuna etki eden hatalarıyla en ünlü hakemlerden Özgür Yankaya bu olumlu istatistiği telafi etmez.
Göztepe’nin kendi sahasında iken neden siyah forma ile başladığını anlamanın zor olduğu Kayseri maçında, iki takım da ilk 45 dakikayı bütün fırsatlarda oyunu durdurarak geçirdi. Bu sezonun ilk yarısı boyunca oynanacak 20 haftadaki 200 maçta geçen sezonun 17 haftasındaki 153 maç kadar oyunda kalacak mı emin değilim.
Topa daha çok sahip olan Göztepe idi. Buna karşı Fernandes’i kenarda oturtacak kadar geniş kadrosu olan Kayserispor, pozisyona girme açısından daha aktif görüntü verdi; ne mutlu Göztepelilere ki skor yapamadılar. Maçta iki takım da becerikli olsa birbirlerini üçlemeleri olasıydı. İrfan Can Eğribayat [Kahveci değil :-) ama o da olsa hayır demezdim] nazar boncukluk devam ediyor. Göztepelilerin çocuğu Halil Akbunar daha ne yapsın bilmiyorum. Dilerim formu devam eder ve A Milli Takım seçicilerine gözükmeyi başarır. Soner çok eleştiriliyor ama hem 6 hem 8 numara oynamaya çalışırken (fazla yetenekli olunca böyle olabiliyor) elinden geldiğince ikisinde de faydalı olmaya devam ediyor. İkisi de topu alınca üç kişiyle boğuşuyor. Bunu alan boşaltmak için daha etkili kullanabilirler mi İlhan Hocanın takdiri. Sonuçta “İyi ki varlar…” Soner ve Halil olmasa bu kadar puan toplamak ne kadar olasıydı hayatta kontrol grubu olmadığından tahmin etmesi zor. Paluli defansif anlamda ara ara zorlansa da, kanat bindirmelerini iyi orta ve asiste çevirmeyi başarırsa enerjisi ile Milli Takım adayı olabilir. Titi beklenenin üstünde hata yaptı özellikle pasla çıkışlarda. Mihojevic de gayet iyi son birkaç maçtır penaltı da yaptırmıyor. Yalçın-Berkan daha yaratıcıydı. Ndiaye-Obinna ise bu maç beklenenin altındaydılar. Bu yoğun tempoda doğal olarak dalgalanıyorlar. Gülemre henüz kanatların rota ve hızına tam alışamadı, alışınca çok daha farklı olacaktır.
Göztepe açısından olumlu taraflar… Bir arada oynama alışkanlıkları artıyor. Bu sezon bir kez daha yenen gole tepki verebildiler. İkinci golü de aradılar, atamadılar, yemediler de. Rakip ceza sahasında topla buluşulan anlar futboldaki en değerli anlar. Göztepe’nin o önemli anları daha verimli değerlendirmesi daha çok puana neden olabilir.
Takım süper mi oynuyor? Hayır. Ama lig 21 takım ve kimse süper oynamıyor. Bana göre ortalamaya yakın ya da az üstünde oynayan (o da ara ara) yalnızca 5-7 takım var. Ligde yenilmemek o kadar kritik ki beraberlikle iki sıra yükselebiliyorsun. Üst üste üç galibiyet seni uçurabilir veya üç mağlubiyet olumsuz taraflara götürebilir. Göztepe için çok iyi alan daraltıp, süper mücadele edip kapılan toplarla geçiş oyunu denen stilde hızlıca çıkmaya çalışmak en önemli silah. Göztepe’miz zor gol yemese ve beraberlikler olmasa, puan sıralamasında bu seviye olmazdı.
İlhan Palut Hoca ve ekibi başarısız mı? Takımın kadro değeri Transfermarkt sıralamasındaki yeri tam kadro olsa 17.lik. Hiç tam kadro oynamadığını vurgulayarak, puan sıralamasındaki yeri ise altıncı sıra. Covid-19 oyuncu sayısı artmadığı sürece, haftalar ilerledikçe, oyuncular birbirlerine alıştıkça gidişat daha da iyi olacak. Bu bağlamda İlhan Hocaya başarısız demek haksızlık kanısındayım.
15 puan tesadüf mü? Bu görüşe katılmıyorum. Dokuz kere tesadüf mü olur?
Kanımca sorun şu. Çoğu taraftar 15 puanın daha fazlasını istiyor. Ama mevcut şartlarda Başkan Mehmet Sepil borçlanmamak istiyor. Bana göre bu, sorun değil avantaj. Yönetim gücü kadar para veriyor ve borçsuz devam etmeye çalışıyor. En azından ifade edilen bu. Dilerim hala borçsuzdur Göztepe. Kendi adıma bir Göztepeli olarak borçsuz-bu seviyede kalmayı, borçlanarak Avrupa Kupaları peşine gitmeye yeğlerim.
Gelecek sezonun seyircili olma olasılığı yüksek. Bu sezon ligde kalmak da hayati. Neyse ki Göztepe’den kötü izlenim veren çok takım var. İlhan Hoca nazar değmesin ilk 10 maç, maç başına 1.5 puanı tutturdu. Devre sonuna kadar kalan maçlarda ortalama 1 yaparsa 25 eder. Umarım üstüne çıkar.
Buradan sonrası Alanya maçı için...
Tarihsel olarak düşme hattı takımlarının vazgeçilmez dostu, liderlerin ise can düşmanı Göztepe’miz, Sivasspor gibi göreli olarak zor durumda yakaladıkları rakiplerini önceki maçlara göre nispeten daha iyi bir oyunla yendiler. İlk 10 dakikada zorlansalar da İlhan Palut Hocanın takdire şayan ileride basma hamlesiyle oyunu dengeye getirdiler. Çok şükür ki sezonun Denizli ve Fb maçları dahil en olumlu oyunuydu. Takım gelen üç puanla liderin 5 p gerisinde, düşme hattının 9 p üstünde 5. Sırada an itibariyle. İlhan Hoca ise maç başı 1.63 pde.
Kritik bir + olarak bu maç daha az duran top verdiler rakibe. 60.dkya kadar gol yemedikleri her maç puan ya da puanlara adaylar. Bu maçta da gol Göztepe açısından olabilecek en iyi dakikalarda geldi.
Ali Şansalan ben hakem olsam penaltı verebileceğim bir pozisyona penaltı değil yorumu yaptı. Bunun sebebinin lige denge getirme işlevi olabileceği görüşüne katılıyorum. Buna karşı Beinsports’un özete koyduğu Göztepe lehine olan pozisyon da gri pozisyon olarak yorumlanabilir şahsi kanımca. Olumludan bakarsak dört maçtır hakem katliamı yaşamıyoruz umarım bu devam eder. Her iki takım açısından da daha çok hakem hatası olmayan maç izleyebileceğimiz günleri görebiliriz belki gelecekte.
Takıma gelirsek. Göztepelilerin Çocuğu Halil Akbunar bu maç da skor katkısı yapmayı başardı. İdmanda gözüktüğüne göre sakatlığının çok ciddi olmama olasılığı var. Tripic durdu durdu olağanüstü bir gole daha imza attı. Kubilay 6 numara gibi oynayınca daha rahat 8 numara oynadı izlenimi veren Soner nazar boncukluk seviyede yaratıcıydı. Kaç ara pas yaptı sayamadım. Gülemre de oldukça iyiydi. Kendi adıma en sevdiğim topçu tipi yaratıcı ve tahmin edilemez olanlar. Gülemre de çok tahmin edilemez oynuyor insana fitbol zevki veriyor. Sağ çizgiden sol ayağının dışıyla vurduğu gerçekten çok etkileyici bir vuruştu. Alparslan’ın dönüşü birinci bölgeden topla çıkmalarını kolaylaştırdı ve hızlandırdı. Mihojevic iyiydi ama eline koluna daha fazla sahip olsa daha az penaltı gelecek mi stresi yaşar taraftar. İrfan Can Eğribayat -yine bir boşa çıkış yapsa ve maçın başlarında kritik bir hata yapsa da- ligin başından beri oldukça hızlı bir ilerleme gösterdi; bu maçta da kurtarışları ve soğukkanlılığı ile skora katkıda bulundu. Umarım formu yükselerek devam eder. Takımın tamamı ortalamanın üstündeydi ve dördüncü kez gol yememeyi başardılar.
Kaybetmek bünyelere iyi gelmiyor. Rize’den de sakatlıksız + puan ya da puanlarla dönülürse alttan uzaklaşma konusunda biraz daha rahatlanır. Başarılar Göztepe.
Not: Yılmaz Vural Hoca yoğun bakımdan çıkmış. Geçmiş olsun dileklerimi bir kez daha iletiyorum.
