Mustafa Dalyanoğlu
Bir vakitler Anadolu’nun bir köşesindeki bir ilçede , aramızda ismini ilk defa duyanların olduğu bir ilçede , belki de hayatımızın sonuna kadar bir daha hiç yolumuzun düşmeyeceği bir ilçede , bir sabah vakti daha yeni açılmış ve ekmekleri yeni ateşe atmış fırıncının şaşkın bakışları altında , hafif titreten bir saba rüzgarının eşliğinde GÜNAYDIN diyerek girdik fırına .
Fırıncının üzerimizdeki SARI-KIRMIZI ARMA’yı gördüğünde dudaklarına oturan gülümseme , İZMİR takımı olup 3.ligde oynayan bir takımın 700 km uzakta yaşayan ANTALYA’daki sevdalıları olduğunu duyduğunda avel bir bakışla birleşip NASIL YANİ sorusuna dönüşmesi bizlerin çok alışık olduğu bir andı.
Hele ki arkadaşlarımızı tek tek tanıtırken aramızda İZMİR’i hiç görmeden GÖZTEPE’ye sevdalı olanları görünce , futbolu ömrü boyunca TV başından izlediği takımlardan ibaret sanan bu abimiz FUTBOL – SEVDA – BAĞLILIK – AİDİYET gibi kavramların hiç te kafasındaki gibi olmadığını , aslında ANADOLU’da bambaşka bir dünyanın var olduğunu anladı .
Bizler o sabah o ilçede neşe içerisinde sıcak sıcak ekmeklerimizi fırıncının ücret almadan ısmarladığı çaylar ile yerken aramızda şu muhabbet geçmişti : “Bugün köy köy kasaba kasaba gezdiğimiz kardeşlerimiz ile ALLAH nasip ederse önce kendi stadımızda , sonra da Santiago Barnebeu’da omuz omuza yapacağız . “
O günlerde böyle bir inanç vardı hepimizde . Çünkü biz böyle görüyor böyle hissediyorduk. Kime söylesek AÇ TAVUK-DARI AMBARI güzellemesi yapıyor ya da alaycı bir gülüşle HADİ BAKALIM deyip geçiyordu ya da hayretten büyümüş gözlerle “MADRİD mi ? Kendi stadınız mı ? Bilader sizin daha tesisiniz yok , hentbol takımını öğrencilerin nafakasından kestikleri aylık 10-20 tl bağışla , piksel piksel yürütmeye çalışıyorsunuz , hangi stad hangi deplasman” deyip çemkiriyorlardı , küçümsüyorlardı.
Bizler böylle görüp böyle seviyorduk GÖZTEPE’yi. O ligde sahaya çıkarken sevdamızı haykırıyorduk ama biz zaten tribünde ŞAMPİYONLAR LİGİNDEYDİK .
Artık pırıl pırıl tesislerimiz var . İZMİR ‘de bir vakitler bizleri amatör kümeye düştüğümüz için internet sitelerinden çıkaracak kadar unutan ve geri dönemezler deyip ışıltılı sevdaların peşine düşen bir çok İZMİR’li şimdi yepisyeni stadda kombine alabilmek için sıra girmiş.
Bizler 50-100 kişi zar zor deplasmanlara giderken , “ya bilader işiniz mi yok “ deyip çilingir sofralarında göbeğini kaşıyan bir sürü insan şimdi herkesten çok GÖZTEPE’li olduğunu ispatlamak için YEMİN REPERTUVARINI ve FOTOĞRAF ARŞİVLERİNİ ortalığa saçar olmuş.
4-5 gol yiyip 1000 km gittiğimiz tribünde 2 saat susmadan haykıran , bir o kadarlık yolu coşkusundan hiçbirşey kaybetmeden dönen tribünlerden şimdi rakip takım oyuncusu ile özçekim yapacak kadar özünü kaybetmiş insanlara dönüşmüşüz ama ne gam . Stadımız yapılıyor .
Maç boyunca hiç durmayan yağmurun altında sırılsıklam olan binlerce arma sevdalısının 90.dakikada yediği 6.golden sonra ATATÜRK STADININ açık tribününde sanki maça yeni başlıyormuş gibi OMUZ OMUZA yaptığı günlerden , 75.dakikada stadı terkeden skor taraftarına evrilmişiz. Ne vakit böyle oldu ki bu iş ?
Velhasıl kelam ağalar , bu ligler bize göre değil . BİZ derken kendim ve etrafımdaki birkaç kişiyi kastediyorum . Sizler GÖZTEPE’mizi bildiğiniz gibi sevmeye devam edin . Ama inanın yüreklerdeki sevdalar aynı değil . Daha söylenebilecek çok şeyler var belki ama şimdi birdileri BÖLÜCÜLÜK YAPMA KARDEŞİM der .
En iyisi biz sessiz sedasız bir köşede kendi bildiğimiz GÖZTEPE SEVDASINI yaşamaya devam edelim sizler BİLET DEVİR YAPIN , GÜZEL GÜZEL MASALARDA ÖZÇEKİMLER YAPIN , MARATON TRİBÜNDE İZLEDİĞİNİZ MAÇTAN SONRA GİDİP EVİNİZDE BİZANS TAKIMLARININ MAÇLARINI İZLEYİN filan falan .
Allah göstermesin de yine bizlere ihtiyacınız olursa merak etmeyin biz yine burada olacağız…
NE OLURSA OLSUN GÖZTEPE’mize BİRŞEY OLMASIN….