Oğuz Reşat Sipahi
Ömrümüzden bir hafta daha geçer iken, Göztepe'miz ne ilk ne son bir kez daha mağlup oldu kendisine hemen her zaman ters gelen rakibine. Üstüne üstlük oluşturduğu türbülans ne ilk ne son bir kez daha teknik direktör değişimine neden olarak...
***
Kasımpaşa'nın başında Göztepe'mizin Tamer Tuna'dan önceki teknik direktörü Kemal Özdeş vardı. Bir nevi halef selef maçıydı.
***
Maç güzel havada ama abuk, değişken yönlerde esen ve sert bir rüzgar altında oynandı.
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kasımpaşa kamp ziyaretinin (20 Ekim 2019) Ümit Öztürk hakem olarak atanınca (23 Ekim 2019) ve bu Ümit Öztürk adındaki pek çok Göztepeliye göre #FutbolunkatiliTürkhakemi Ümit Öztürk ile iki takımın çıktığı maçların galibiyet sayılarına baktığımda (Göztepe altı maçta bir, Kasımpaşa 11 maçta 5 galibiyet) Göztepe'mizin işinin çok zor olduğu açık ve netti. Hakem maç boyunca beklendiği üzere kötü niyetliydi Göztepe'ye karşı... Bütün gri pozisyonlarda rakipten yana tavır aldı. Quaresma Poko'yu yok etmeden bir kaç dakika önce ki niyeti aldığı o sırada belli gibiydi, Quaresma'nın Poko'nun bileğine basışına yalnızca sarı kart verdi ki bunu Göztepe'den kim yapsa Poko dahil kırmızı kart görüyor... Poko'nun yok edildiği pozisyonu da pas geçti... Maçın kopmasına neden olan penaltıya gelirsek... Ceza sahasında rakibin topuna dokunulmasına rağmen o sirada yapılan temaslara penaltı çalacaklarsa her maç pek çok ekstra penaltı vermeleri gerek... Aynı maçın sonuna doğru Göztepe lehine de bu tip bir pozisyon oldu hakem kendinden beklendiği üzere es geçti. Bir senaryoda Ümit Öztürk Quaresma'yı maçın başında atsa bambaşka bir maç olacak Poko sakatlanmayacak ve rakip bir eksik kalacak...
***
Peki hakem bu kadar kötüyken takım süper miydi? Maça çok da kötü başlamadı Göztepe'miz... Poko, Quaresma tarafından yok edilinceye kadar da pozisyon zenginliği olmasa da oyun hakimiyeti Göztepe'deydi. Q7 yaptığı hareketi defalarca izledim. Bilmeden yaptığını kesin olarak söyleyemiyorum dilerim bilinçli değildir. Bilinçli ise büyük bir kötülük... Bunu yapabilmek için ya da yaptıktan sonra bu kadar tepkisiz olabilmek icin iyice gözü dönmüş bir karakter olmak gerek ben dahil pek çok sporsevere göre...
***
Klasik üçüncü bölgede isabet yoktu paslarda, yenen gole kadar ve sonrasında... Poko çıktıktan iki dakika sonra uzaktan hatta uzaydan direk dibine giden bir şutla gelen golle yenik duruma düştü takım. Geçen seneden beri yenik düştüğü maçları çevirmedeki zorluk devam etti ve yenildi Göztepe. İlk devre rüzgar daha çok Göztepe'den yanayken daha çok şut çekebilirlerdi.
***
Castro formasını neden çıkarttı Poko ilk sakatlandığında ve değişiklik işareti yapıldığında? Tamer Hoca demeden çıkartmaz kanısındayım, o zaman Tamer Hoca neden karar değiştirdi bilmiyoruz. Bildiğimiz Titi-Alparslan ikilisi bozulunca üç gol daha yedik. Bozulmasa da yer miydik hep söylediğimiz gibi hayatta kontrol grubu yok...
***
Sorun şu ki Poko bir süre yok bir rivayete göre altı hafta, diğer rivayete göre altı ay... Lakin Poko alternatifi pek yok... Poko alınabilen puanların önemli bir sebebi. Aslında takımda aynı seviyede alternatifi olan pek de oyuncu yok... Bir senedir yok bir kısım Göztepeliye göre solbek, diğer açıdan varolan solbek Berkan olmasa golü yok takımın... Jerome yine girilebilen bir kaç pozisyonu gol yazamadı... Takımın belki de en rahat dikine giden adamı Halil son pas ve tercihlerde çok daha iyi olabilir gibi gözüktü. Beton bir kaç maçtır kendinden beklenmeyen hatalar yaptı. Bu kadar abuk rüzgarda takım nedem bu kadar geri pas yaptı anlaması zor. Bu kadar geri pasa hata eninde sonunda olacaktı söz konusu olan takımda belki de tekniği en iyi olan adam Beto bile olsa... Yei gelmişken zemin devre arasında sulanmasa o kadar, Beto'nun ayağı kayar mıydı? Buna karşı penaltıda Göztepe teknik heyetine neden o kadar salladı anlaması zor. Futbolun güzelliği her zaman böyle saçmalıklar olabilmesi belki de... Kasımpaşa maçı da öncesinden de anlaşıldığı üzere beklendiği gibi geçti. Herşeyin beklendiği gibi olduğu maçta keşke daha az travma alabilseydi Göztepe'miz...
***
Normal bir hakem olsaydı yenilmemeyi başarırlar mıydı bilmiyorum ama berabere kalabilirlerdi çok da zor olmadan...
***
O oldu, bu oldu ve şu oldu... Bir bakıma öyle ya da böyle iki haftada iki puan gitti. 9 maçta 9 puan ile düşme hattının bir sıra üstüne demir attık. Geçen sezon biterken ki halimiz nedeniyle aksi ispatlanıncaya kadar (38 puanı bulmak) düşmenin ilk adayıyız. İlk devre 18 puan kritik bir sınır. Kalan 8 maçta 9 puan alabilmesi için takımın deplasmandan sıra dışı puanlar alması gerek ki iç saha maçları hep zor. 18 altı puan düşme olasılığımızı artırırken üstü puan kalma olasılığını artırıyor....
***
Derken dün Başkan Mehmet Sepil'in hakem isyanı ve teknik direktör ve oyunculara uyarısı gelirken, bugün de Tamer Hoca'nın ailemizin TT'sinin istifa haberi geldi.
***
Tamer Tuna elbet daha iyi hocadır, bazı hocalardan; bazı hocalardan da daha kötü... Tamer Hoca'dan daha iyi hocalar varsa da belki bize denk gelmedi, belki de geldi de biz onlara yeterince sabretmedik daha iyi performans alabilecek kadar. Kemal Özdeş Hoca bu maçı aldıysa da, geçen sezon gittiğinde neden gitti diyenler çok azdı.
***
Tamer Hoca hiçbir şey yapmasa, bize hayatımızın gördüğümüz, belki de göreceğimiz en rahat Süperlig sezonunu yaşattı, geçen sezon da ligde tuttu Başkan ile birlikte. İstifa mı etti; kovuldu mu? İstifa ettiyse Beto'nun penaltı sonrası hareketi isyanı (bu ülke ne yazık ki bir Muz Cumhuriyeti pek çok kişinin görüşüne göre sevgili Beton ve Muz Cumhuriyetlerinde bu gibi hakemler daha çok oluyor, videoya bakıp bu penaltıyı verebilenler), Başkan'ın beklenmedik düzeydeki sert demeci ya da başka bir sebepten mi? Kovulduysa kovulacak kadar kötü bir performans gösterdi mi? Atılamayan penaltıların post-modern absürt tiyatrolardan fırlama hakemlerin tek sebebi Tamer Hoca olmasa gerek...
***
Sonuç olarak Cem Karaca'yı Rahmet ile anarak, dönüp dönüp -fasit dairemizde- aynı yere geliyoruz. Ömrümüz teknik direktör değişiklikleri ile geçti, geçmeye de devam edecek. Sorun şu ki hiçbir teknik direktöre bir "fitbol" bakış açısını oturtup, geliştirebilmesine yetecek kadar zaman ve fırsat veremiyoruz Göztepe sistemi olarak ve/veya futbolcuları ve taraftarı yönetemiyorlar... Bu armanın en büyük başarılarını getiren "Efsane takım" 10-12 senede efsane oldu. Ve büyük oranda bu süreci Adnan Süvari yönetti teknik direktör olarak... Yeni gelen hoca kısa vadede-ligde kalma adına, bu devrenin kalan dokuz maçından çok puan alabilme adına-çözüm olur umarım... Ama orta uzun vadede camia değişmedikçe, sabretmeyi öğrenmedikçe- o da istediğimiz kadar başarılı olamaz. Göztepeli Oğuz Sarvan Merkez Hakem Kurulu'nda hakkımızı savunmazsa kıyak geçmeye pas adil bir hakem yönetimi göremezsek, İzmirli siyasetçiler bu takım için lobi yapmazlarsa işimiz zor yolumuz uzun olur...
***
Her şey sadece Göztepe'miz için...
Not: facebootaki fotoğrafın kaynağı: http://www.gunebakis.com.tr/spor/umit-ozturk-hakemligi-birakirim-h24453.html