Oğuz Reşat Sipahi

http://www.sipahi.tk

Bu hafta liglere Milli maç nedeniyle verilen ara nedeniyle bir futbol içerikli bir yazıdan ziyade kısa bir voleybol değerlendirmesi ardından bir otobiyografi kitabını tanıtmaya çalışacağım...

***

Göztepe 11 yıl sonra kadın voleybolunda parke salonlara geri dönüş yaptı. İlk maçı İstanbul Küçükyalı karşısında Atatürk Spor Salonu'nda yaklaşık 1000 civarı ateşli Göztepe taraftarının önünde 3-2 almayı başardılar... İkinci set dışında tüm setlere kötü başlayıp sonradan toparlandılar. Buna rağmen 2-0 öne geçip sonraki iki sette yine çok kötü başlayıp 4-6 sayı geri düşüp, zar zor toparlayıp 24-23 öne geçmeyi başarıp, maç sayısı kullanıp üzüntü verici ve moral bozucu şekilde 24-26 verdiler. Neyse ki yine kötü başladıkları son seti 15-13 ile 3-2 almayı başardılar... Taraftar maça müdahil olmak istediğinde sahaya oldukça olumlu etkidi. A Milli takımda da sıkça görülen servis hataları burada da vardı her ne kadar anlamakda zorluk çeksem de... Galibiyet galibiyettir. Emeği geçenlere alkışlar, darısı diğer maçlara... Göze batan oyuncular smaçör Melis Katipoğlu, Gizem Bayraktar, Aleyna Başak, Cansu Hoag ve Nehir Kurtalan oldukça etkiliydiler... Rakip özellikle Melis'i, ayrıca Gizem ve Aleyna'yı etkili blok ya da dublajlarla durdurmayı başardığında sayı almakta çok zorlandılar. Takım üst lige çıkabilir mi değerlendirmesi zor olsa da Göztepe camiası için kadınlara yönelik bir A takım olması ve bu A takımın ülkenin takım sporlarında belki de en başarılı olduğu Kadın Voleybolunda olması önemli... Ek olarak Göztepe'nin taraftarı ve camiası olan bir takım olması nedeniyle Türk voleybolu için de oldukça büyük bir gelişme. Genç jenerasyon için bir hatırlatma futbol takımı 2001-3 arasında Süperlig'de iken Göztepe kadın voleybolunda da en üst ligdeydi ve Avrupa Kupalarına gitme başarısı da elde etti. 

***

Yazının esin kaynağı biyografiye gelirsek, “Johan Cruyff-Benim oyunum”... Domingo yayınlarından yayınlanmış oldukça iyi-akıcı dilli çeviri Algan Sezgintüredi tarafından yapılmış...

***

Cruyff genç nesil tarafından pek bilinmeyen önemli bir futbol kahramanı... Hollanda ile özdeşleşen total futbolun önemli temsilcilerinden ve Barcelona özdeşleşen pas oyununun temel kuramcılarından...

***

1947 Amsterdam doğumlu, 2016 Mart’ta Barselona’da vefat etmiş. Bu iki şehir hayatının temel iki şehri gözüküyor.

***

Ajax’da, Barcelona’da, Los Angeles Aztecs’de, Washington Diplomats’da, Levante ve Feyenoord’da oynamış... Biyografisine göre 668 maçta 375 gol atmış ne yazık ki asist sayısı yok... Hollanda Milli takımında futbol hayatının önemli bir kısmında oynamayı tercih etmese de 48 maçta 33 gol atmış... Nispeten yeni jenerasyon için bir kaç ayrıntı; futbolcu olarak 9 Hollanda 1. Ligi şampiyonluğu-Eredvisie (8 Ajax ile 1 Feyenoord ile), 1 İspanya 1. Ligi Şampiyonluğu (La Liga), 3 Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası Şampiyonluğu (bugünkü adıyla Şampiyonlar Ligi adlı turnuvanın atası), 5 Hollanda Kraliyet Kupası, 1 İspanya Kral Kupası almış. Teknik direktör olarak Ajax ile 1 Barcelona ile 1 Kupa Galipleri Kupası (nispeten gençler için açıklama 1998-99 sezonuna kadar Avrupa’da ülkelerin kupa-ülkemizde şu an Ziraat Türkiye Kupası benzeri turnuvaların-şampiyonlarının katıldığı turnuva; o seneden sonra Uefa Kupası ile birleştirildi), Barcelona ile 1 Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası 4 La Liga Şampiyonluğu, 1 İspanya Kral Kupası kazanmış. 1999’da Avrupa’da asrın futbolcusu seçilmiş.

***

1974 Dünya Kupası’nda Hollanda Milli Takımında bir önceki şampiyon Brezilya’yı 2-0 yenip finalde Almanya’ya mağlup olmayı “Klasik bir çöküş öncesi gurur vakasıydı...” olarak yorumlamış...

***

Bir negatif ayrıntı sigara ile olan ilişkisini uzun süre sınırlayamamış. Bu ölümüne neden olan akciğer kanserine neden olmuş gözüküyor.

***

Cruyff Vakfı ve Enstitüsünü kurup ülkesinde futbol teknik direktörlüğünün kurumsallaşmasına ve pek çok ülkede 100’den fazla futbol sahası oluşturup altyapının gelişmesine katkıda bulunmuş... Hatalarını bulup düzeltip geliştirmede-sürekli gelişim sürecinde oldukça etkili bir karakter izlenimi veriyor.. Kitabın önsözünün son cümlesi “Her şeyden öte hayatımı daima daha iyi yapmak ve daha iyi olmak anlayışıyla geçirdiğimi söylemek istiyorum. Bu bakış yaptığım her şeyde geçerliydi. “... Bu gibi karakterler bulundukları ortamların gelişmesi için kritik önem taşıyor yorumunda bulunarak kitaptan seçtiğim bazı almtıları sizlerle paylaşacağım...

***

Futbol bir hata yapma, hatayı inceleyip ders çıkarma ve gocunmama sürecidir.

***

Oyunculuğumda öğrendiklerimin çekirdeğinde, her şeyden üstte gereksinilen dört şey var: İyi çim temiz soyunma odaları, ayakkabılarını kendi temizleyen futbolcular ve sağlam kale ağları... ... Çocuklara kramponsuz ayakkabı giydirin, dengelerini korumayı daha iyi öğrenirler.

***

Bir dezavantajınızı avantaja çevirebilirsiniz (burada cılızlığına örnek vermiş).

***

Her daim futbolu bu beş özelliğinin korunması ve geliştirilmesi için çalışıyorduk: şut çekmek, kafa vurmak, top sürmek, pas vermek ve top kontrolü...

***

Topa tek dokunuşu futbolun zirvesi sayıyorum. Ama tek dokunuşu, tek top oynamayı kusursuzlaştırmak için antrenmanlarda topa binlerce kez dokunmak gerekir. ***

Yıldız bir oyuncunun kirli malzemelerini yıkanmak üzere eve götürmesini bugün anlayabilmek zordur belki ama insanı şekillendirenler bu gibi tecrübelerdir.

***

İyi futbolcu topa sadece bir kere dokunup nereye koşacağını bilen futbolcudur.

***

Bir çok futbolcu bolca takipçisi olduğunu söylüyor. Peki onlar kimi takip ediyor? Görebildiğim kadarıyla hiç kimseyi... Sağlam durmak değil sınırlı olmaktır bu. Sadece futbolcu olmak değil futbolculuk bittiğinde hayatına devam edebilecek bir insan olarak gelişmek de çok önemlidir.

***

Kafası çalışmayan üst düzey futbolcu olamaz. Mümkün değildir.

***

Elbette her daim kazanmaya çabalarsın ama daha önemlisi bunu nasıl yaptığınızdır. Taraftarınızın ne istediğini kavramalı ve ona uyum göstermelisiniz.

***

Öğrenmek istemeyenleri eğitmek imkansızdır. 

***

Teknik direktör olarak Barcelona ile Samporia’yı 1-0 yenerek Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası Şampiyonu oldukları maç için... Bu akşam sahadaki takım, hep hayal ettiğim takımdı. Seyirciye hitap eden, taraftarın içinde bir şeyleri serbest bırakan, akıllıca gözlemlenmiş takviyeler ve kendi yetiştirdiği oyuncularla dolu bir takım...

***

En yetenekli oyuncular genelde hakiki iyi insanlardır. Hiçbir spor dalında aşırı başarılı ama aynı zamanda nahoş, pislik bir sporcu görmedim şu ana kadar.

***

Ajax’a bakış açısına göre olumlu tavsiyelerde bulunurken gördüğü eleştiriler için kendi perspektifimde Göztepe dahil pek çok kulüp için de çok tanıdık.. "Kurallara uymam mı yoksa konuşmam mı Ajax’ın yararına idi?"

***

Kulübün her parçası A takımı desteklemelidir. İster çalıştırıcı veya malzemeci, ister saha bakıcısı, ister delege, ister çamaşırcı hepsi A takımdır. Herkes ilk 11’e hizmet edecek şekilde çalışır. Böylece herkes vazgeçilmez olur. 

***

Sorun daha iyi bilenin bilmeyen tarafından kenara itilmesi ile başlar. Daha iyi bilenlerin yol göstermesine izin verilmelidir. *** Biz futbolun zirvesindekiler her daim her zaman baskı altındayızdır. Hepimizin kendini kaybettiği anlar olur.

***

Menajerler oyuncularınıza ödev veriyor musunuz hiç? Takım çalışmaları iyidir, hoştur ama oyuncuları aynı zamanda bireysel becerilerinin de takım yararına geliştirilebileceğini anlamaları gerekir.

***

Sahte yaşamadım hiç; çocukluğumdan beri güzel ve illa hatalardan kaynaklanmadıklarını öğrendiğim kötü anlar dahil her şeyi, olduğu gibi karşıladım. Bir aksilik veya başarısızlık muhtemelen bir takım düzeltmeler yapmanız gerektiğini gösteren bir işarettir. Böyle bakmayı öğrenirseniz tüm tecrübeler olumlu bir şeye dönüşür. İnsanlığımızı zenginleştirir. Hüsrana uğramayı öğrenir ama asla mahzun kalmazsınız...

***

Ülkemizin en popüler sporu tartışmasız bir şekilde futbol... Daha bilinçli sporcular, yorumcular ve taraftarlar için okumak kendini geliştirmek önemli. Her üç grup için de oldukça önemli bir kitap Cruyff otobiyografisi okumayanlara önerilir. 

YORUMLAR

KÖŞE YAZILARI

  • İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var? İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var?
    Written by Oguz Resat Sipahi 10 May 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Hangi takımın daha çok taraftarı var? Bu soru çok iç gıdıklayan bir soru biliyorum. Pazar Pazar maçlar da yok. Nereden aklıma geldi diye sorarsanız Dövletimiz sağolsun. İnstagramda Kumluca-Olimpos alanının yüce Dövletmiz tarafından 1. derece sit alanı konumund...
  • Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik...
    Written by Oguz Resat Sipahi 12 Nisan 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk *Ülkemizde 1098, dünyada 108.319 kişiyi covid19'un kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... *Ne mutlu bizlere değil ki ülkemiz, covid19 açısından müreffeh ülkeler düzeyini yakalama ve aşma yolunda koşar adımlar ile ilerliyor... Yine de arada iyi şeyler de var...
  • Gözyaşları... Gözyaşları...
    Written by Oguz Resat Sipahi 21 Nisan 2019
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Uzun zamandır yazasım gelmiyordu ligin ilk devresinde yazacak birşey yoktu pek, ya da dünyevi dertlerden yazasım gelmedi... Ligin ikinci devresinde de yazasım gelmedi bu sefer çoğunlukla dünyevi ailevi dertlerden... Dünkü gözyaşlarına kadar... Taraftarımızın,...
  • Göztepe TEK Büyüktür. Göztepe TEK Büyüktür.
    Written by Özkan Cengiz 28 Nisan 2018
    Özkan Cengiz ozkan@ozkancengiz.net Göztepe TEK Büyüktür. Yıllar önceydi amatördeydik, takıma tribünlerin yoğun tepkisi vardı, hoca ve oyuncular fazlaca tepki alıyorlardı. O günlerin yöneticileri ile bir araya geldik. Şaşkındılar, bize nasıl profesyonel çalıştıklarını anlatıyorlardı. Video analizler...
Diğer yazılar:

Diğer başlıklar

Twitter