Özkan Cengiz
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
Türk Futbolu’nda Finansal Milada dair sorular yorumlar.
1) Sistem ne yenilik getiriyor ?
Hiçbir yenilik getirmiyor,
TFF nezdinde uygulanacağı söylenen cezaların tamamı zaten hali hazırda “KULÜP LİSANS VE FİNANSAL FAIR PLAY TALİMATI” içerisinde yıllardır var.
Bankalar tarafında da isteyen banka istediği zaman bugün anlatılan yapılandırmayı kendi borçlusu ile istediği zaman yapabilir. Hatta geçen yıl sonu çıkan Borçların yeniden yapılandırmasına ilişkin çerçeve anlaşmalarına izin veren hukuki düzenlemeler ile anlatılanlardan daha iyi şartları bile uygulayabilirler.
2) KSK, Eskişehir vb. alt liglerde yer alan yok olma yolunda doğru hızla yol alan tarihi Kulüpler de yararlanıyor mu?
Her ne kadar açıklamalar da yararlanıyor gibi anlatılsalar da esasında hiçbir şeyden yararlanamıyorlar. Çünkü Bankalar Birliği Başkanının çok açık ifade ettiği gibi sistem geliri olan Kulüplerin gelirlerinden borçlarını ödedikleri bir sistem. Alt liglerde gelir yok ki, istersen borcu on değil elli seneye yay gelir olmadıktan sonra neyi neyle ödeyecekler.
3) Sunumlar da konuşmacılar borcun % 86’sın 4 sözde büyük kulübe ait olduğunu ama buna karşılık gelirlerinde % 85’nin bu kulüplere ait olduğunu esasında bir adaletsizlik olmadığını ifade ettiler bu yaklaşım doğru mu?
HAYIR!
Belki de konuşmalarda en çarpıtılan gerçek bu, gelirlerin niye % 85 i bu kulüplere ait çünkü bizzat TFF tarafından yaratılan naklen yayın geliri paylaşım anahtarından dolayı bu şekilde.
Şampiyonlar payı adı altında gelirlerin önemli kısmını hiçbir paylaşıma sokulmadan bu kulüplere dağıtıldığı için gelirlerin bu kadarına sahipler. Adil bir dağıtım olsa gelirlerdeki bu durum mümkün olmaz. Ama borçlar bizatihi kendi hataları ve beceriksizlikleri bu ikisi karşılaştırılabilir veriler değil.
4) Denk Bütçe ne demek ? Göztepe, Kasımpaşa, Sivas, Başakşehir denk bütçeyi sağladıkları için mi tebrik ediliyorlar?
Denk bütçe gelirleri ile giderleri birbirine denk olan demek, ne yazık ki Türkiye’de bunu sağlayan kulüp yok.
Çünkü hem gelir dağılımındaki adaletsizlik nedeniyle kulüplerin gelirleri kısıtlı hemde sözde büyükler başta olmak üzere bilinçsiz ve sorumsuzca yapılan ödemeler nedeniyle giderlerin başlıca kalemi futbolcu ücretleri çok yüksek bu denklemde denk bütçe yapmak imkansız.
Bu kulüplerin başarısını hepsini kendi bazında değerlendirmek lazım, birbirine en benzeyen kulüpler aslında Göztepe ve Kasımpaşa ikisi de hem profesyonel bir anlayışla yönetiliyorlar, hemde Mehmet Sepil ve Turgay Ciner gibi sistem de yukarıda sebeplerden dolayı normal şartlarda kapatılması mümkün olmayan gelir gider dengesizliğini kapatacak Başkanları var.
Demir Grup Sivas ve Medipol Başakşehir ise isimlerinde de anlaşıldığı üzere sponsorları sayesinde borçlanmayan Kulüpler ancak kaynaklarını da verimli kullandıkları aşikar.
5) İlk soruda değişen hiç bir şey yok dediniz o zaman nasıl düzelecek herşey?
Bugüne kadar TFF kendi talimatlarındaki cezaları uygulaması gerektiği gibi uygulamadı, süre uzatımları yaptı, borçluluk kriterini sanki vadesi gelmemiş borçluluk kriteriymiş gibi uyguladı, tabi devlette buna çanak tuttu, kulüplerin devlete olan vergi ve sgk borçlarını sürekli yapılandırdı. Ve bu şekilde sanki bu kulüplerin hiç vadesi geçmiş borcu yokmuş gibi davranıldı, o açık kapı kullanıldı.
Şimdi Sn. Demirören diyor ki o günler geride kaldı. Artık biz bu kuralları orasından burasından çekip esnetmeyeceğiz, Denk bütçe kriterine uymayana transfer yasağı koyacağız, vadesi geçsin geçmesin borcu artana cezayı yapıştıracağız, devlet borçlarında eski taksitlerini ödemeyenlerin yeni yapılandırmalarını kabul ettirmeyeceğiz. Vb.
Yani daha açık bir ifade ile yazılı olan ama uygulanmayan kuralları artık uygulayacağız diyorlar. Dediklerini yapacaklar mı göreceğiz. Çok uzakta değil gene talimat değiştirip süre uzatmazlarsa en son 2016 da güncellenen talimatnamenin 23.maddesi çok açık ve net.
“MADDE 23 – ULUSAL KULÜP LİSANS İÇİN BAŞVURU
Süper Lig, 1.Lig ve 2.Lig kulüpleri her yıl mart ayının son iş günü mesai saati bitimine kadar Ulusal Kulüp Lisans başvurusunda bulunmak zorundadırlar. Bu şartı yerine getirmemeleri halinde, 24. madde hükümleri saklı kalmak kaydıyla başvuru tarihini takip eden sezondan itibaren kulüp bir alt lige düşürülür ve Türkiye Kupası müsabakalarına katılamaz.”
6) Böylesine köklü bir değişiklik olurken yılların kanayan sorunu Yönetici ve Başkanlara Sorumluluk Geliyor mu?
TV programına baktığımızda TFF tarafı gene topu taca attı, bitmeyen yılan hikayesi spor kanununa attı topu. Yaz tahtaya gelir haftaya durumu devam ediyor.
Umutlandırıcı gelişme Bankalar Birliği Başkanından geldi. Ben kullandırdığım yeni kredi de hangi Başkan ve Yönetim Kurulu yetkiliyse onlardan kişisel kefalet isterim dedi.
Bu sözler sorunu bilip çözümü evrene göndermeyen on numara beş yıldız yönetici yaklaşımıydı. Kendisini canı gönülden tebrik ediyor. İradesinin devamını diliyorum.
7) Futbol için yapılan bir yapılandırma konuşulurken bir anda Amatör branşlarda konunun içine dahil oldu. Nasıl olacak?
Şimdi normal bir ülkede, iyi niyetli yöneticilerin olduğu bir ülkede tabi ki futbol için yapılan bir düzenleme de futbol federasyonu tarafından yapılan bir düzenleme de diğer branşların gündeme gelmesi abesle iştigaldir.
Ancak hem TFF Başkanı hemde Bankalar Birliği başkanı bizim futbol yöneticilerimizi tanıyor biliyor, bir takım giderleri amatör şubelerin üzerine yıkıp futbol bütçesini denk bütçeye getirebilirler. Bu tarz olayların önüne geçebilmek için olaya top yekûn yaklaşıyorlar. Çok acı ama ne yazık ki başka çare yok. Amatör şubeler de bu durumun acısını çekecekler.
8) Bu değişikliğin daha kesin ve net sonuç vermesi için nasıl değişiklikler olmalı ?
Bence bu sistemin başarıya ulaşabilmesi için Gelir paylaşım sistemine bir müdahale edilmesi gerekiyor, ve bu konuda bir ödüllendirme yapılması gerekiyor.
Örneğin gelir pastasından nasıl şampiyonlara ayrılan bir pay varsa, borcu olmayanlara da, denk bütçeyi yakalayanlara da, kulübünü rasyonel ve verimli yönetenlere de bir pay ayrılmalıdır.
Hatta bu işlem bu aşamada da yapılmalıdır. Bugün borçsuz olan kulüpler belki 40-50 milyonluk bir kadroya sahipler ama, borcu yapılandırılacak kulüpler 400-500 milyonluk bir kadroya sahip, borcunun oluşturduğu yük ertelenirken, borcunun karşılığı elde ettiği varlıktan fayda sağlamaya devam edecekler.
Olayın gözle görülmeyen adaletsizliği bu noktadadır. 200 milyon borcu olanla 100 milyon borcu olan 100 milyon borcu olanla borcu olmayan, ödeme takvimi açısından yükümlülük düzeyin de aynı yere getiriliyorlarsa bunun karşılığı olarak 200 milyonluk futbolcu varlığı olanla 50 milyon futbolcu varlığı olanda fayda düzeyi açısından birbirine yakınlaştırılmalıdır.
9) Genel Değerlendirme ve Sonuç
Başta da ifade ettiğimiz üzere gerek TFF tarafında gerek finans çevreleri açısından görünürde olan bir şey yok sadece herkes daha iyi niyetli daha kararlı gözüküyor.
Ama bu iş artık niyet ve karara bırakılamayacak noktadadır. O yüzden yapılacak hukuki düzenlemeler, uygulanacak yaptırım ve cezalar, ulusal lisans kontrol sisteminin işleyişinin yakından takip edilmesi gerekiyor.
Bu işin bir kayırma bir adaletsizlik mi olduğu, yoksa hepsi bir kenara gerçekten Türk Futbolunun yeniden doğması mı olduğu artık sahada belli olacak.
Bir spor sever olarak ta bunu yakından takip edeceğiz. Dilimiz döndüğünce söylemeye anlatmaya devam edeceğiz.
Özkan Cengiz
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.