Saha kenarında bir hoca, ismi Tamer Tuna.
Üzerinde klasik teknik direktörlerde gördüğümüz gibi eşofman ya da takım elbise yok.
Montu dikkat çekiyor.
121.filonun montu.
Hava eğitim uçuşu sırasında düşen uçaktaki iki şehit pilotun giydiği montlardan.
Güzel bir jest yapıyor gene, tribünleri duygulandırıyor.
Ama o bir ZAVALLI.
Çünkü diğer meslektaşları gibi en ufak bir negatif durumda hakem hakkında konuşmuyor, kebapçı basıp kendini rezil etmiyor, sokak hayvanlarını Belediye'ye şikayet edip toplattırmaya çalışmıyor, aksine Bornova Belediyesi Hayvan Barınağına yapılan bağış kapsamında maç öncesi sahaya kucağında yavru köpekle çıkıyor.
***
Tribünlerde binlerce kişi.
Maç dağılmış, kimse birbirinin dediğini anlamıyor, çünkü sesler kısık...
Boğazlarda acı, ama yüzlerde tebessüm var.
Tribünlerden gene ortalar açılmış, haftadır kazanamayan üstüne üstlük üç banko oyuncusu olmamasına rağmen inancını yitirmemiş bir inanç dalgası...
Doğanlar'da gırtlaklarını bırakarak dönüyor herkes evine, görevini yapmanın vermiş olduğu gururla.
Ama hepimiz birer ZAVALLIYIZ.
Çünkü aynı günün akşamında oynanan, adı derbi olan maçtaki gibi rakip oyuncunun kafasına yabancı madde atmamış, 90 dakika küfür etmemiş, taşkınlık yapmamış, sadece takımımızı desteklemişiz.
***
Bir başkan.
Adı Mehmet Sepil.
Kılığı kıyafeti herkesten farklı.
Ortamda olması gerektiği gibi değil, kendisinin istediği gibi.
Hakemler tartışılırken, rakip tartışılırken, federasyon tartışılırken hiçbir yerde göremezsiniz.
Ama bir sosyal sorumluluk projesi olsun, hep en önde destek verirken onu görürsünüz...
Ama o bir ZAVALLI.
Çünkü çok muhterem o İstanbul başkanları gibi 'galibiyet yolunda her şey mubahtır' diyerek TV'lere çıkıp rakip teknik direktör hakkında, oyuncusu hakkında bangır bangır bağırmaz, bazen bizi bile sinirlendirecek kadar sessiz olmayı, edepsizliğe her daim tercih eder.
***
Bir oyuncu.
Adı Demba Ba.
Sessiz,sakin ama yüzü hep gülen.
Kıyaslanıyor, o mu iyiydi yoksa bu mu iyi deniyor, yerini doldurabilecek mi diye tartışılıyor.
Çıkıyor, belki de yılın en iyi gollerinden birini atıyor ama gol sevinci bile mütevazi.
Ama o bir ZAVALLI.
Çünkü ben Chelsea'den geldim kompleksiyle takılmıyor, eleştirilere kulak asmıyor, tribünlere, medyaya oynamıyor, sosyal medya hesaplarından abartılı şeyler paylaşmıyor.
***
Bir takım.
Adı GÖZTEPE.
Bu sene her şeyi, herkesin alıştığından farklı yapmaya çalışan, hocasıyla başkanıyla, oyuncu adabıyla lige renk getirmeye çalışan,hakemlerle ilgili, TFF ile ilgili konuşmayan, sadece futboluyla anılmak isteyen bir camia.
Ve tüm otoritelerin lige renk getirdiği konusunda hem fikir olduğu bu camia hakkında, o çok muhterem İstanbul basınından pek bir muhterem kişi, izlediği ilk ve tek maçında kötü performans gösterdi diye 'Zavallı Göztepe' manşeti atabilme talihsizliği gösteriyor.
Çünkü bu oyun bu ülkede öyle bir seviyeye gelmiş ki; sosyal sorumluluk, duyarlılık, yaratacağın farklılık önemli değildir.
Tüm kriterlerin sahada o hafta oynadığın oyunla değerlendirilir.
Siz bir maçta izlediğiniz sahadaki o zavallılığa aldanın, biz bizim için değerli olan zavalılıklarımızla kazanacağız!
Süleyman YENGİL