Futboldaki en bilinen sözlerdendir; ‘atanın ve tutanın iyi olacak’
Şimdi şöyle bir bakalım;
14 gol ile en çok atanımız (O ya da bu haklı tartışmasına girmiyorum) sezon ortasında Konyaspor’a satıldı.
İkinci en golcümüz kim?
4 golle Tayfur Bingöl.
Nerede?
Kimse bilmiyor, herkes birbirine soruyor.
Sakat mıydı, cezalıydı da biz mi kaçırdık vs.
Ve bomba sonradan patlıyor.
Söylentiler; maça ilk 11 başlamak istediği için kadro dışı bırakıldığı yönünde.
Eğer öyleyse ve durum sürecek ise ciddi sıkıntı…
3 gollü Castro ( iyi ki o sahada)
Ve 2 gollü Ghilas.
(Genelde tüm hafta idmanlarda görmemize rağmen maç kadrosunda göremezdik, bu hafta o durumu çok şükür ki aştık!)
Bir de Dembaba var ki o yedek kulübesinde.
Tüm bu donelerle gol atabilme ihtimalimizin çok düşük olduğu zaten belliydi.
Buna bir de 0 gol 0 asistlik performansına rağmen forvet olarak maça başlayan Goufrann eklenince ileride adeta kafası kesik tavuk gibiydik.
Ancak her şeye rağmen skoru değiştirebilecek 1-2 pozisyon yakaladık.
Değerlendirebilseydik, Karabük’teki gibi bir üç puan alabilirdik, olmadı.
***
Şimdi bir de tutana bakalım;
Hiçbir başarı tesadüf değildir derler.
Gerçekten de Trabzon deplasmanında bunun kanıtını izler gibiydik.
Yakın arkadaş çevresinde sürekli konuştuğumuz konu; Beto’nun izin gününü dahi spor salonunda geçirmesi, idman yapması ve tam bir profesyonel olması idi.
Belki yerel ve ulusal basında da sürekli iyi olduğundan bahsediliyordu ama bu derece bir patlama ve reaksiyonu sanırım hiçbirimiz beklemiyordu.
Umarım nazar değmeden, Beto’n gibi devam eder.
Ama her maçta bu şekilde böyle gitmesi elbette ki ve maalesef mümkün değil.
Zaten futbolda benim inandığım; bir maçtan sonra o takımın en iyi oyuncuları kaleci ve defans hattı ise o takım iyi futbol oynamıyordur.
***
Şahsi fikrim; takım oyunu ve kulübe kalitesi olarak düşüşte olduğumuz yönünde.
Gözüken en bariz problemler;
Pas takımı olma yönümüzü kaybettik.
Kontraya çıkamıyoruz.
İleri uçta zaaflarımız var.
Sezar’ın hakkı Sezar’a ama gelinen noktada maalesef kulüp içerisindeki en formsuz kişi bence Tamer hoca.
Başarısını, duruşunu, konuşmasını, maç önü ve sonu analizlerini bütünüyle takdir ediyorum ancak kendisinde ciddi bir form düşüklüğü var.
Sabri’den sol açık yaratmaya çalışmak, Goufrann’a iyiyken-kötüyken sabredip, her nerede olursa olsun oynatma gayreti içerisine girip,Ghilas ve Scarione’yi bir türlü kazanamamak, genç oyuncuları 3-5 dakika da olsa takıma kanalize edemeyerek ezber değişikliklere gitme gibi zaaflarımız var.
Sene başı hedefimiz 40 puandı.
Bunu da her zaman söyledik ve bakıldığında bu hedefi rahatlıkla gerçekleştirebilecek durumdayız.
Bu takım ve hoca, bundan çok daha fazlasını gerçekleştirebilecek potansiyele sahip ki bunu bize gösterdiler.
Ancak artık jetonun düşmesi ve ısrar edilen bazı şeylerde ısrar edilmemesi, ısrar edilmeyen bazı şeylerde de ısrar edilmesi lazım.
Süleyman YENGİL