Oğuz Reşat Sipahi

http://www.sipahi.tk

Aslında bu yazının çatısını oldukça önce hazırlladıysam da bitmesi zaman aldı... Bitmesinin sebebi ise başlıktan da anlayacağınız gibi, Gosso'nun da gitmesi oldu... 

***

Bu sene çıktığımız ligden son düştüğümüzde Özant Abi (Önçağ) ile kahır hasbihalleri ederken "10 seneden once geri donemeyiz..." dediğimizi çok net hatırlıyorum... Daha önce geri dönme şansı elimize geçtiyse de kullanamadık... 14 yıl sonra geri döndük. Şampiyonluk Başkan'ın maddi manevi yönetsel desteği (o olmasa şampiyonluk gelmezdi)-Yönetim-Teknik Direktör (anlayamadığımız değişiklikler maçı çevirdi)-Topçular (olay penaltıyla bitti), Medya (Eskişehirlilere göre bize daha çok destek verilmiş), Siyasetçi (en azından hakem konuşulmayan bir maç oldu) ve Taraftarın (15000 kişi oraya göç edip ortalığı toza dumana çevirmeseydi o şampiyonluk gelir miydi???) ortak eseriydi. Biri eksik olsa kuvvetle muhtemelen olmayacaktı... Ve hayatımızın en mutlu gecelerinden birini yaşamayacaktık...

***

Çok net söylemem gereken birşey varsa her çıktığımızda 10 sevindiysem her düştüğümüzde 50 üzüldüm... Bu yazının içeriğinin ana sebebi de bu...

***

Tekrar düşmek kesinlikle istemiyorum...

***

Aşağıdaki yazdıklarım 1981'deki çıkışın sevincini ve 82'deki düşüşün hüznünü bile az çok hatırlayan toplamda hatırladığı yedi düşüş olan bir amatör taraftarın yorumları....

***

Şampiyonluk sonrası Başkan Mehmet Sepil açıklamalarında genelde kadro istikrarı ve teknik direktör istikrarından bahsetmişti...

Aşağıdaki cümleler Sayın Başkan'ın röportajlarından...

İlk işimiz Teknik Direktör Yılmaz Vural ile görüşmek olacak. Kendisinden çok detaylı rapor alacağız. Biz de ona düşüncelerimizi ve planlarımızı aktaracağız. Hocamız geldiği günden bu yana çok emek sarf etti ve Göztepe’yi Süper Lig’e çıkararak tarihe geçti. Umarım tüm hedeflerimiz uyuşur ve kendisiyle yola devam ederiz. Yılmaz Vural dışında kafamda hiçbir teknik adam yok... (http://www.sabah.com.tr/spor/futbol/2017/06/07/ilk-isimiz-yilmaz-vuralla-gorusmek)


Mevcut kadroyu da büyük ölçüde koruyacaklarını anlatan Başkan Sepil, “Kimse benden sil baştan takım yapmamı beklemesin. Yap-boz tahtasına dönmeyeceğiz. Mevcudumuzda Süper Lig’de bize katkı vereceğine inandığımız çok sayıda futbolcu var. Ayrıca 4 kişi hariç tüm oyuncularımızın da sözleşmeleri devam ediyor. Bazıları Süper Lig’de yedek kalma korkusuyla takımdan ayrılmak isteyebilir, ona da saygı duyarım” diye konuştu. (http://www.milliyet.com.tr/mehmet-sepil-yilmaz-vural-disinda-kafamda-izmir-yerelhaber-2093023/)

***

Yukarıdaki söylemleri gördüğümde çok umutlanmıştım bu sezon ve gelecek için... Ama yaşadıklarımız şu ana kadar olanlar aslında beklediklerimin tamamına ters şekilde gelişti... Başkan'ın ilk söylemlerine de...

***

Yılmaz Vural ile bir şekilde anlaşılamadı. Çok para istediği konuşuldu. Rakamı 2-6 milyon tl arası duydum. Net rakamı bilmiyorum. 2 gerçek ise çok yüksek değil, 6 gerçek ise çıkma priminden/ganimetten pay istediğini düşünüyorum. İstediği çok geldi muhtemelen...  "Şampiyonluk primi verilmemesi yüzünden gitti..." diyenler de var... Ne olursa olsun Süperlig'de iki mac kazandırsa kendini amorti ediyordu. Yılmaz Vural'ın bizim için yaratılmış "all in one package/hepsi birarada" bir teknik direktör olduğunu düşünüyorum... Hem teknik direktör hem medya direktörü  hem sportif direktör, şovmen vs... Bir artısı da kalacak ve gidecekleri oyucuları bilmesinden dolayı  daha iyi seçebilirdi. Başkan gibi bana göre de Yılmaz Vural kalmalıydı...Vural benim bile beklemediğim şekilde oyuna da oyuculara da olumlu etkidi coğunlukla... Keşke ortada buluşabilselerdi... Bu sebeplerden yazık olduğunu düşünüyorum...

***

Yılmaz Vural bizde sezonu bitirebilir miydi? Bizde sezonu bitirmesi garanti Hoca, dünyada mevcut mu bilmiyorum ama şansı Tamer Tuna'ya göre daha yüksekti (bana göre).

***

Kadroyu bu kadar değiştirmek mantıklı mı? Sevgili Metin Diyadin de üst lige çıkınca çıkınca tamama yakın değiştirmişti... Herkesin kendi fikri var... Futbolun en güzel tarafı da bu... Ben 5'den fazla ilk onbir değişiminin olumsuz sonuçlanma olasılığının uüksek ve gereksiz olduğunu düşünenlerdenim...  Bana kalsa hepsi çok iyi olmak üzere çok sağlam geri dörtlü, bir defansif orta saha, bir on numara, bir de çift kanat oynayabilen oyuncu alırdım... Kaleye de Göktuğ'u koyardım (bunun risk olduğuna katılıyorum... Ama golleri diğer herkesin yemesi mübah bizim altyapımızdan yetişen Göktuğ vs yiyince günah olmasına katılmıyorum...)...  Tamer Tuna bir kısım oyuncuyu hiç idmana çıkarmadan gönderdi. Bir kısmını birinci, bir kısmını ikinci kamptan sonra... Oyuncuların da tip tip oldugunu dusunuyorum bazısı tak gör tadında, bazısı Arap atı gibi sonradan form tutan... O yüzden geçirdikleri süre ne kadar yeterliydi bilmiyorum...

***

Derken... Tamer Tuna geldi... “Transferler iyi gidiyor. Takım son anda çıktığı için geç kaldık gibi göründü ama inanılmaz bir çalışma oldu. Başkanın çok büyük desteği var. İşbirliğimiz çok iyi gitti hep. Son yıllarda çıkıp düşen takımların neden kalıcı olamadıklarını araştırdım. Yapılan transfer politikalarını inceledim. Ne gibi hatalar olduğuna baktım. Takımların tamamı değişmiş hep. Ligi bilmeyen oyuncular alınmış. Fiziksel yeterlilikler olmamış. Biz birbiriyle oynamış, ligi bilen oyunculara yönelmeye çalıştık. Aldığımız oyuncular hep iş performansı olan isimler.” şeklinde konuşan Tamer Tuna ne yazık ki neredeyse tüm takımı değiştirdi. (http://www.fanatik.com.tr/2017/07/18/tamer-tuna-goztepe-besiktas-gibi-13079289

***

Tamer Tuna gelmeden önce bu kararın büyük bir risk olduğunu açıkça belirtmiştik... Pekçok Göztepeliye göre de en yii tercih değildi. Tamer Tuna iyi bir insan, potansiyeli olan çok iyi bir teknik direktör olabilir... Belki Göztepe dışında bir takımda da çok başarılı olabilir... Dilerim ben yanılırım ve umarım Göztepe'mizde de başarılı olur... Lakin genç ve tecrübesinin tek başına yöneticilik açısından az olması, taraftarı olan bir kulübü tek başına yönetmemiş olması ki bizde taraftarı ve medyayı da yönetmek oyuncuları yönetmek kadar önemli, aldığı oyuncuların çoğunun oyuncu kariyerlerinin ondan iyi olması, Türkiye Furbol Federasyonu ve ana erkin bizim aleyhimize oynayacak olması [örnek Süperlig'e ayakbastı cezası ikisi seyircisiz (bre vicdansızlar... bu faşoliginizin mantığı herkesi cezalandırmamak değil miydi...neden herkese ceza???) üç maç ceza], takımın çoğunu değiştirmiş olması (ilk onbirde geçen seneden bir ya da iki kişi kaldı bu ona birbirine alışması zaman alacak bir takım dezavantajı oluşturdu), takımın defansını ilk maça günler kala henüz oluşturmamış olması, hazırlık maçı olsa da dört maçta  14 gol yemiş olması (umarım geçen sezonki gibi kötü hazırlık maçlarının ardından iyi bir sezon gelir), takımda Türk oyuncu neredeyse kalmaması, zor takımlarla seyircisiz başlayacak olması, oligarşi kökenli stajyer teknik direktör görünümünde olması (Belki de geleceğin Terim'ine staj yaptırıyoruzdur geçmişte olduğu gibi... Terim-Gs kökenli teknik direktörlerden sonra Bjk kökenlilerdeyiz tekrar, Önder Özen'in gelişini hatırlatması, görürse Bjk-Gs maçlarında olası ters sonuçta olacaklar çok da mutluluk verici olmayacaktır...) başlıca dezavantajları...

***

Bunlara karşı başka bir bakış açısıyla genç olması bir artı olabilir (oyuncularla iyi iletişim, iyi teknoloji kullanımı, Nagelsmannizm çok iyi rakip analizi vs)... Umarım bazı kardeşlerimizin belirttiği gibi çok üstün bir yöneticilik ve teknik direktörlük-oyuncularla iletişim yeteneği vardır ve bütün bu dezavantajları avantaja çevirir. Umarım yabancı dili "United Colors of Benetton" takımımız için yeterlidir... Kurtarıcı bir olasılık takımın 1.5 puan ortalama ile gitmesi olur o zaman olası ara ara kötü sonuçlar tolere edilir. Lakin altıncı haftada üç puanla düşme hattında olursak kimse onu topa tutulmaktan kurtaramaz... Bu uzun cümlelerin ardından, pek çok taraftarın fikri ise 6-8. haftayı görmesinin hiç de kolay olmadığı yönünde... 

***

Çekincelerim ve sorularım: 
i)Takımın ilk onbirinin bu kadar yabancı ağırlıklı hale gelmesi... Bazı Alman takımlarında daha fazla ilk 11 Türk kökenli oyucu olabilir.. Altyapıyı bıraktık, İzmir kökenli bir oyuncu ise muhtemelen olmayacak... 

ii)Gidişatı bir zamanların Buca geçen senenin Adana'sına benzeten kişi çok, kadro devinimi ve stil gidişat açsından, Allah korusun düşersek bu yabancıların çoğunu elden çıkarmak zorunda kalacağız. Ve muhtemelen borçlu şekilde düşeceğiz...

iii)Efsane takım çok uzun süren bir teknik direktör ve kadro istikrarı sürecinin sonunda İzmir'e tarihin en büyük başarılarını yaşattı. O başarılar büyük çoğunlukta bu ülkenin ve bu şehrin hatta bu takımın altyapı oyuncularıyla geldi... Yabancı ağırlıklı bir kadro ile değil... Teknik direktör olarak Tamer Tuna'nın o kadar uzun süre bu takımda kalacak br teknik direktör olma olasılığı da ne yazık ki çok yüksek değil... Biz ise ilk onbirde neredeyse hiç Türk oyuncusu olmayan bir tkım haline gidiyoruz... 

iv)Playoffdan son on senede çıkan on takımın yarısı iki sene içinde düşmüş... Normal şartlar altında en büyük düşme adaylarındanız... Başkan'ın teknik direktör tercihinin riski azalttığını söylemek zor... Benim aklıma da pekçok Göztepeli gibi "İnşallah düşmeyiz..." geldi doğal olarak ilk duyduğumda Tamer Tuna'yı... Başkan Sepil şu ana kadar düşme hattındaki bir Göztepe'yi yönetmedi. Ve bu sene işimiz kolay değil... Takımı bozmanın tehlikelerini şampiyonluk sonrası demeçlerinde belirten Başkan Sepil'in kendi belirtiği riskleri bu kadar almasını anlaması zor... 20. yılını yaşadığımız AŞ döneminde Başkanların aldıkları ve almadığı kararlar ile pekçok başarı ve başarızızlık geldi... Tabii ki başarılar doğru kararlar başarısızlıklar da tersi kararlarla geldi... Geçmiş tecrübeler gösteriyor ki ne yazık ki camiamız "Şampiyon Göztepe" "Göztepe kümeye..."  dönüşümü olduğunda, yönetmesi oldukça zor hal almakta.

v)Altınordu'nun u Milli ouncularının en azından yarısı kadar u Milli oyuncu üretsek de A akımda oynatacak oyuncu bulamamamızı Göztepe camiası olarak irdelememiz gerek... Altyapıya yeterince yatırım yapıyor muyuz? Çıkan oyuncuları (U milli) kötü olduğu için mi oynatamıyoruz? Risk almamak için mi oynatmıyoruz? Bizim altyapımızda mevcut sistemimizde kendini daha da geliştirmek pek olası olmuyor mu? Bizim u Milli oyuncularımız günde ne kadar ek çalışma yapıyor? Oyuncularımızın motivasyonunda mı altyapı hocalarımızın motivasynunda mı A takım teknik direktör ya da taraftarın motivasyonunda mı sorun var? Yoksa hepimizde mi problem?

vi)Göztepe için en önemli maçlar üçlü oligarşi ile oynayacağı maçlar olacaktır. Göztepemiz düştüğü sezonlarda dahi onlardan ciddi puanlar almıştır. O yüzden o maçlardan beklentiler yüksek olacaktır. 

vii) Kadroyu geç oluşturduk. Defansı hala oluşturamadık... Buna karşı kadro en azından kağıt üzerinde fena değil. Gidenlerden daha kaliteli olduklarını düşündürseler de (en azından bir kısmı) uyumu yakalayabilecekler mi göreceğiz...

***

Benim kişisel hayata genel yaklaşımıma göre, çok fazla adam değiştirerek kurumlarda uzun vadeli başarı yakalamak zor. Bu kadar kadro değişimi takımın başarısına ne kadar olumlu etkir anlaması zor. Umarım beklentilerin tersi olur... Gelişmiş ülkelerde yönetenlerin yapılması gerekenleri bilip uygulama olanları daha yüksek... Bizim ülkemizde ise başarı için gereklilikler bilinse de uygulamak, o veya bu sebepten çok olası olmuyor...

***

Son üç seneyi de (Başkan Mehmet Sepil dönemi) teknik direktör değiştirmeden geçiremediğimize göre bu sezon da teknik direktör değiştirme olasılığımız var... Olası teknik direktör değişimi daha da problem oluşturacak... Belki de aslında mentalite olarak değişmemiz gerek... Gosso da (çalışkanlığı ile kaptanlığı ile) Murat Akın ise kafası çalışan topçu prototipi ile (en azından bildiği dillerle takıma faydalı olabilirdi, ne faydası oldu diyenlere Antalya'daki glün başlangıcındaki kafa ile 30 metrelik çapraz pası izlemelerini öneririm ben 100 kez filan izledim... Ayrıca ikisi de Göztepe için gelecekte kullanılabilirdi...) Göztepe'ye faydalı olabilirdi  (bana göre)...  

***

Gosso'nun gidişine 8 yaşındaki evladım da, "Gosso'yu da mı gönderdiler???" dedi... Yani 8 yaşındaki çocuğa göre bile istikrarımızı sağlamakta zorlanıyoruz... 

***

Tekrar belirtmek gerekirse... Her çıktığımızda 10 sevindiysem her düştüğümüzde 50 üzüldüm... Bu yazının içeriğinin sebebi de bu...Tekrar düşmek kesinlikle istemiyorum...Bütün bu uzun kelamların sebebi 1981'deki çıkışın sevincini ve 82'deki düşüşün hüznünü bile az çok hatırlayan toplamda hatırladığı yedi düşüş olan bir amatör taraftarın yorumları.... Düştükten sonra herkes uyaracaktır. Biz olası problemleri oluşmadan önce de belirtmiştik. Şimdi de belirtmeyi Göztepemize borç biliyoruz. Başkanların doğru kararlarının olumlu sonuçları da kötü kararlarının sonuçları da hepimizi direkt etkiliyor.  Kötü haber, çok büyük olasılıkla Tamer Tuna başarılı olsa da gidecek (önceki başarılı teknik direktörlerimize bakınız...) başarısız olsa da gidecek... Yani her türlü çok büyük olasılkla gidecek ne yazık ki...  Dilerim çoğu Göztepeli'yi yanıltıp başarılı olup da gönderilenlerden olur... Hatta daha da yanıltarak 40 senedir olmadığı gibi sezonlar bitirir ve kalıcı olur bizim bir değerimiz haline gelir.

***

Oligarşi tabanlı teknik direktörlerle değil kendi değerlerimiz teknik direktörlerle yönetilen kendi yetiştirdiğimiz oyuncuların da oynadığı bir Göztepe diliyorum...

***

Herşey sadece Göztepemiz için...

 

Not: Her şampiyonluğun uzun öyküleri yazılıyor ama düşüşlerin öyküleri yazılmıyor. Geçmiş düşüşlerin özellikle Süperlig düşüşlerinin analizini yapmak isteyenler Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. adresine gönderebilir (Göztepelistte yayınlanmak üzere...)

 

 

 






YORUMLAR

KÖŞE YAZILARI

  • İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var? İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var?
    Written by Oguz Resat Sipahi 10 May 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Hangi takımın daha çok taraftarı var? Bu soru çok iç gıdıklayan bir soru biliyorum. Pazar Pazar maçlar da yok. Nereden aklıma geldi diye sorarsanız Dövletimiz sağolsun. İnstagramda Kumluca-Olimpos alanının yüce Dövletmiz tarafından 1. derece sit alanı konumund...
  • Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik...
    Written by Oguz Resat Sipahi 12 Nisan 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk *Ülkemizde 1098, dünyada 108.319 kişiyi covid19'un kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... *Ne mutlu bizlere değil ki ülkemiz, covid19 açısından müreffeh ülkeler düzeyini yakalama ve aşma yolunda koşar adımlar ile ilerliyor... Yine de arada iyi şeyler de var...
  • Gözyaşları... Gözyaşları...
    Written by Oguz Resat Sipahi 21 Nisan 2019
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Uzun zamandır yazasım gelmiyordu ligin ilk devresinde yazacak birşey yoktu pek, ya da dünyevi dertlerden yazasım gelmedi... Ligin ikinci devresinde de yazasım gelmedi bu sefer çoğunlukla dünyevi ailevi dertlerden... Dünkü gözyaşlarına kadar... Taraftarımızın,...
  • Göztepe TEK Büyüktür. Göztepe TEK Büyüktür.
    Written by Özkan Cengiz 28 Nisan 2018
    Özkan Cengiz ozkan@ozkancengiz.net Göztepe TEK Büyüktür. Yıllar önceydi amatördeydik, takıma tribünlerin yoğun tepkisi vardı, hoca ve oyuncular fazlaca tepki alıyorlardı. O günlerin yöneticileri ile bir araya geldik. Şaşkındılar, bize nasıl profesyonel çalıştıklarını anlatıyorlardı. Video analizler...
Diğer yazılar:

Diğer başlıklar

Twitter