Oğuz Reşat Sİpahi
Ülkemiz bombalarla dolu "İstikrarlı" yaşam biçimini devam ettirirken... Tesadüfen de olsa bu yaşımıza gelmeyi başardığımız yurdumuzda, bugün de ölmedik ve sevdiğimizin maçına gidebildik haftalık çilemizi çekmek üzere... Şükürler olsun hem çilemizi çektik:-(, hem de geri gelmeyi başardık...
***
İlk devre Göztepelileri açık tribüne veren Altınordu'nun taraftarının açığa değil, kale arkasına verilmesi Göztepeli durusuna uygun olmamış bence... (Diyeceksiniz ki kaç taraftarları var evet katılıyorum ama o zaman ilk devreki teklif de kabul edilmemeliydi.)
***
Mehmet Sepil: "Barış Güçlü ne yapmış? Ben bu tepkiye çok rahatsızım. Sanki kendisi oyuncuları getirip önümüze koymuş bizde imzalamışız sanılıyor. Teknik direktörümüz kimi istediyse onu aldı, en son olarak da benim onayıma sunuldu." (https://www.facebook.com/GöztepeMedia/posts/968337689901691 )
Başkan acaba gitmek için ön hazılık mı yapıyor düşünmeden edemiyorum bu açıklamadan bir hafta sonra Barış Güçlü'nün istifasının (!) ardından.. Giderek klasik Göztepe Başkanı tarzı yönetmeye başlıyor izlenimi veriyor Başkan Sepil, endişe verici şekilde... Ve bundan sonra oklar ona dönmeye başlarsa sürpriz olmayacaktır başarısızlık durumunda...
***
Metin Diyadin'i gönderdikten sonra 100 Göztepeliye sorsak birinin bile aklına gelmeyecek bir seçeneği teknik direktor yaptı Başkan Sepil. Önder Özen'i Başkan Sepil seçtiyse de başar,ı kimin tavsiyesiyle olduysa o da başarı... Barış Güçlü'yü de gönderdikten sonra başarılı olur mu bilinmez ama bir ihtimalll; sportif direktör olarak denenebilir ama mevcut gidişatıyla (5 maç tek galibiyet) sezon sonunu görmesi zor teknik direktör olarak...
***
Ligin en değerli kadrosuyla son 12 haftada tek galibiyet aldı Göztepe. Bu 12 maçın beşi Önder Özen ile... Ligin en değerli kadrosuyla son üç sıradaki takımlara beş maçta 9 puan verdi takım. Zaten bu dokuz puanı alsalardı, başka atraksiyona gerek kalmadan en kötü playoffdaydı Göztepe. Şampiyonluğa oynayacak iki ayrı onbir çıkacak kadroyla gelinen nokta bir başarı öyküsü... O başarı öyküsünde beğenmediğimiz Metin Diyadin'in puanları olmasa düşme hattındaydık... Yalnızca ikinci devreki puan durumuna baktığımızda da küme düşme hattı puanındayız.
***
İkinci devre sağlam finansal sistemimizle maddi sorunu olan takımlar çuvallarken biz atı alıp Üskidar'ı geçecekti Göztepemiz... Bu sefer transferin çoğu zarar oldu izlenimi veriyor aksine... "Hiç transfer yapmasak daha fazla puan almaz mıydık" sorusunu sormadan edemiyor insan.
***
Altınordu maçında takım iki gol atıp birbirinden absürt- ama benzer yapıda- iki gol yedi. Sürekli duran topdan saçma ötesi-absürt goller yiyor takım Gökhan ile ve defans kurgusunun katkıları ile... Bugün Emre bir kez daha bu takımda her zaman onbir oynaması gereken adam olduğunu gösterdi. İlk değişiklikte oyuncu çıkarma tercihini Emre olarak seçmesi ilginç gerçekten... Mirkan ve Diarra'nın attığı iki gol de jeneriklikti. O golü atan Mirkan'ın iki adımdan atamaması ise ilginç ötesiydii. Buna karşı Gökhan Değirmenci fantastik goller kurtarıp fantastik ötesi goller yemeye devam ediyor defansın da katklarıyla... Kimse kusura bakmasın ben dahil pekçok kişinin beklentisi Göktuğ Bakırbaş'ın oynatılması artık... En kötü o da saçma gol yer. Göbeğe de gençlerden mi çare bulur, yoksa şapkadan havuç mu çıkarır bilmiyorum ama müdahale etmesi gerekiyor gözüküyor.
***
Gökhan Karadeniz gibi aslında yaratıcı özelliği oldukça yüksek bir topçunun bu hale düşürmesi kendisini... Başarı gerçekten kendisi ve bizim açımızdan.... Leroy için de geçerli bu...Leroy'un geçen haftaki penaltıyı dışarı atması anlaşılır değil... Ligin en değerli oyuncularını verimli oynatamayan bir sistemimiz var tartışılması gereken...
***
Kayseri maçındaki tribün olağanüstüydü, mühemelen takımdan daha çok yoruldular, bir dakika susmamışlardı... Bugün de ellerinden geleni yaptılar, buna karşı golü attıktan sonra maç bitinceye kadar ıslık yapan tribünü özledim...
***
Ligin lk devresindeki takım gol atınca defans yapmaya başlasa da çoğunlukla yemiyordu... İkinci devreki takımda yaptığımız olağanüstü değişikliklerle bunu kaybettik 3-0 olsa bile rahatlamak mümkün değil. Bu devre öne geçip de gol yediğimiz golleri ve puanları sayamadım... Duran toplardan bu kadar saçma goller yemeye devam edersek play offu zaten geçtim, düşme tehlikesi yaşayabiliriz...
***
Futbolda ve hayatta kontrol grubu yok ama öncesi sonrası müdahale çalışması ise olası. İkinci devre hangi oyuncu ile müdahalede bulunulmuş oyuna ve sonuç ne olmuş? Besara hamleleri kaç puana mal olmuş, Özgür İleri kaç puana mal olmuş artı eksi... Mehmet Erdem'in sol bek oynadığı (Sol açık özelliğine saygı duyuyorum ama beklik açısından, güçlenmesi, güçlenirken de çok alması gereken yol var gibi gözüküyor tribünden...) maçların analizi... Yediğimiz ikinci golde kaçırmış gözüküyor adamı Kerem ile birlikte...
***
Bütün bunlar olurken Forum Bornova'daki otobüs hamlesi insana iyi hissettiren nadir işlerden biri oldu, düşünen ve gerçekleştirenlere teşekkürler...
***
Ülkemiz bombalarla dolu "İstikrarlı" yaşam biçimini devam ettirirken...
***
En kısa zamanda 37-38 puan olmak gerek tekrar saçma düşüncelere gark olmamak için... Üçlü serinin Göztepe'mizi tekrar iddialı konuma sokması imkansız değil. Bunun için teknik direktör Önder Özen'in durumu iyi analiz etmesi gerekiyor. "Neden sürekli duran toplardan saçma goller yiyoruz? Neden öne geçince skoru koruyamıyoruz?" analitik bir çözüm getirebilirse başarıyı getirebilir. Ben dahil pekçok kişiye göre göbeğe çözüm getirmesi gerekiyor... Ama bunu başaramazsa, ligin en değerli kadrosuyla küme düşmemiş olmak bir başarı olacak gibi...