Oğuz Reşat Sİpahi
Öğrencilerime derslerde düzenli olarak sorduğum bir soru ülkenin en önemli sorununu tanımlamaları... Bunu politikaya girmeden hala en büyük sorun ise kimse çözemediği için öyle olduğunu belirterek soruyorum... En sık verdikleri cevap eğitim... Adalet, sağlık, basın özgürlüğü, egoizm ve terör başaltı yanıtlar... Basın özgürlüğü demişken, o ve ya bu gazetede, o-bu-şu politik görüş yelpazesindeki sağ merkez ya da daha soldaki köşe yazarı ya da gazetecilerin yazdığı habere, fikrine, köşe yazısına katılmayabilirsiniz ama yazmak ve duyurmak en doğal demokratik hak ve özgürlüklerdir. Vatandaştan toplanan vergilerle iş yapanların, yaptıkları eylemleri haber yapanları içeri atması tam da bizim gibi çok ileri demokratik (Dünya demokrasi indeksinde Kenya ve Uganda'nın altında 98. sıra https://en.wikipedia.org/wiki/Democracy_Index )ülkelerin özelliğidir...Herkesin bildiğini ya da zaten öğrenmiş söyledikleri yazdıkları için pek çok gazeteci zor günler yaşıyor... Allah yardımcıları olsun...
Ülkenin en önemli sorunu belki eğitim ama eğitimin kalitesi ve içeriği de... Zaten diğer değişkenlerin de önemli bir kısmı eğitim ve kalitesiyle çözülme olasılığı olan problemler...Ülkenin bir önemli sorunuysa insanların işini iyi ya da daha iyi yapma, daha fazlasını yapma isteğinin eğitim sürecinde pek de oluşmamış olması...
Kupaya gelelim.... Türkiye gibi bir adı olan Kupa'nın başına Zİraat kelimesini koymak da oldukça kapitalist yaklaşım... Tüm çağların en önemli metası paranın sınırı olmuyor... Bu vesileyle Türkiye Kupası'nı Z.T. Kupası haline getirmek... 1960'larda çift maç usülü oynanırken şimdi oligarşinin ve yayıncıların-sponsorların istekleri doğrultusunda mevcut saçma statüye getirilen Z.T. Kupası haline getirmek... Çift maç olmayan sistem de işin komik, saçma ve ironik diğer tarafı...
Kupa maçı ile ilgili alaka ne? Metin Diyadin bu ligde boş zamanlarında şampiyon olmuş bir teknik direktör... Bu sene de olursa sürpriz olmaz ki beklentimiz o yönde... Ligin en değerli ikinci kadrosuyla şampiyon olur, ne olur? kendini bir kere daha tekrarlamış, kendinden beklerntileri karşılamış olur. Kupa maçının Nazilli maçı anı itibariyle kendisi için başka bir ilki yaşaması mümkündü... Hoş aynı Diyadin bu kupada ikiden fazla maç oynayamamışsa da teknik direktör olarak...Mesela Türkiye Kupası'nı almak...Bunu ikinci ligden almak ilginç olabilirdi, hem de politik destek olmadan... Bu vesileyle Avrupa'ya gitmek... Hadi çok geldi hayallerinize, yoruluruz ederiz, olmadı gruplara kalmak... Gençlere oynayabilecekleri altı maç daha sunmak... Belki tekrar üçlü oligarşi ile mücadele etmek... Onun yerine iki-üç gün önce ciddiye aldığını söylediği Z.T: Kupası'na 16 kişi ile çıktı Metin Diyadin... İşler kötü giderse sokmak zorunda kalabilir diye olsa gerek, başüstü topçuların çoğu yoktu bile yanındaki iki boş kontenjanda... Tribündeyse sahadaki inananlardan, 50-75 kat fazla insan maç boyu destek verdi... Destekleri yankı bulmasa da, sahada maçın %90'ındaki vasat hatta vasatın altındaki oyuna rağmen... Günün tek iyi tarafı beş genç topçumuzun oynamasıydı yeşil dikdörtgen alanda... Lakin onlar da ne yazık ki vasatın üstüne çıkamadılar (Bir kısmı vasatı da bulamadı...).... Biri kırmızı kart gördü gereksiz çift sarıdan... Benim beklediğim performansın altında hadi onu geçtim koşu düzeyinin altındaydılar...Salim'in asisti akılda kaldı ama o da maç süresince performans olarak iyi değildi ikinci gol de dahil ki orada müdahale edebileceği uzaklıktaydı... Altyapıdan gelenler kendi kalelerine gol atsalar kızmak saçma olurdu lakin beklenenin altında koşmaları düşündürücü ve üzücüydü. Diyadin ve gençlerimiz belki kendilerine gereksiz geleceği belli altı maçtan kurtuldular...
Elalem ligin normal maçında dört-beş oyuncu koyabilirken Göztepemizin bunu ancak 16 kişilik kadroyla çıkmayı uygun gördüğü maçta yapabilmesi, yaptığında da aldığımız sonuç manidardı... Bu sezon sahada altyapıdan gelen oyuncu dakikası maçına harcanan parayı merak etmedim değil bunlardan sonra... Bir de bunun diğer takımlarla karşılaştırılması... Dışarıdan gelen zaten düzenli oynayan oyuncuların daha hırslı olması da ilginçti. İsa da oynayamadığı günleri kırmızı kart ile süsledi. Sonuç 18 yerine 16 oyuncuyla çıktığımız maçta 9 kişi ile bir alt ligin halen grubundaki 13. sıradaki takımına yenildik. Altyapı oyuncularımız rahat üçünde oynayabilecekleri altı maçı da kaçırmış oldu bu vesileyle... Diyadin ve ekibi Göztepe'de olumluya döndüğünde olumlu gitme eğiliminde olan havayı da tekrar sekteye uğratmış oldu...
Tarihindeki en büyük başarılarından ikisi bu kupayı almak olan Göztepe bir kez daha kupayı önemseyerek, saçma bir mağlubiyet aldı... Tribünse muhtemelen buna sahadakilerden çok daha fazla üzüldü... Hadi geçmiş olsun... Türkiye Kupası'na yaklaşım Z.T.Kupası ya da Z.T. K. oldukça bu böyle gider... Maçı daha çok isteyen Nazilli Belediyespor'u kutluyorum.