Oğuz Reşat Sipahi
Göztepemiz çok da sürpriz olmayan bir şekilde (Takımın kritik maç performansı çok yüksek sayılmaz...) bir önemli maçı daha kazanamadı yağmurlu hatta sağanak yağmurlu bir günde... Amatör takımlara bile tribünlerinin tamamı kapalı stadyumlar yapılırken, biz de bir kez daha "İzmirli" olmayı yaşadık sağanak altında her türlü sırılsıklam olurken...
***
Kritik maçtı çünkü kazansa lider olacaktı Göztepe... Olamadı...Şu anki tempo daha çok play off gibi aslında... Üste bir yaklaşıyor bir uzaklaşıyor... Lider maç başı 2 puanda Göztepe üç puan uzakta. Lakin uzun seriler Metin Diyadin'in tarzı pek değil...
***
Oyuncuların birini grip tepti (takıma grip aşısı yapıldı mı bilmesem de önerelim...), diğerleri sakatlandı derken... Diyadin maçta ilginç bir kadro çıkardı. Muhtemelen stada gidenlerin çoğu gibi yağmur yağmaz mı diye düşündü bilmiyorum... Ama taraftarın ondan beklentisi olabilecek bu gibi sorunlara da hazırlıklı olması... Son noktada pas yüzdesi oldukça yüksek oyunclar çıkardı... Pas yüzdesi düşük olanları elerken... Buna karşı çılgınca yağmur yağdı...Yağmurlu havada güçlü olanlar yere sağlam basanlar ayakta kalır...Leroy krampon seçiminden midir nedir ki kendisi devre arasında değiştirdi kramoununu... Sonuçta ilk devre ayakta duramadı... Arkası dönük top alınca üç kişi basıyor Leroy'a önü dönük top atmayı da başaramadık çoğunlukla... Genelde Leroy durunca genelde takım da duruyor... Ki yine durdu... Yerine giren Emre de alan bulamadı... Besara yağmur olmasa belki iş yapardı ama yağmurda becerilerini gösterecek bir ortam yoktu...Maçtan hüzünle çıkarken Hoca Salim ve Ertuğrul ile başlasa farklı olabilir miydi siye sormadan edemedim...
***
"İstatistikler diyor ki gollerin %60'ı duran toplardan, %25'i atağa çıkarken kaptırılan toplardan %15'i rakibin becerisinden kaynaklanır." (Fitbol derhisi sayı 2 s:9 Yılmaz Vural demiş...)Bizim attığımız gollerin de önemli kısmı duran toplardan kaynaklanıyor... Yediğimiz gol de öyleydi. Gole neden olan vuruş Mehmet Erdem'in geresiz faulunden kaynaklanırken... Vuruş esnasında Emre golü atan oyuncuya yetişmeye çalıştıysa dauyandığında geç olmuştu..
***
"Futbol mühendisliktir... Saha zeminini ayak basmadan anlayacak, rüzgarın yönüne göre kaleyi seçecek..." Fatih Terim'in Fitbol dergisindeki yazısından...Yağmurlu havada toplar garip seker şutlar önemlidir denir doğru düzgün şut iki takım da çekmedi...Kornerde bile kısa pas yapmayı analamak da kolay değildi top iki metre öteye tepilirken bile durmayı tercih ederken...Bu kadar hızlı adam varken takımımızda rakibin arkasında suda duracak top atmayı da tercih etmedik... (Rakip ikinci devre denedi...)
***
Çetin Altan kalça kırığı ardından normalde de artan ölüm olasılığını atlatamamış maçtan iki gün önce vefat etti... Ölmeden önceki gün de ilginç bir şekilde tekrar aklıma düştüydü hayır değilmiş... Güçte titreşim dedikleri bu olsa gerek...
Çetin Altan bazıları beğenir, bazıları beğenmez ki herkes herkesi her zaman beğenmek zorunda değil (Buna ben de dahil...); dünya görüşü, dünyaya bakışı, entelektüelliği ve felsefi yanı bir yana kişisel olarak en sevdiğim ve saatleri ayarlamak için kullanılan saatin bozukluğunu herşeye rağmen ısrarla ve yılmadan ifade etme üslubu/biçemi dahil en çok etkilendiğim yazardı kendisi köşe yazıları ve diğer eserleri ile... Nereden gelip nereye gidiyorduk hatırlamıyorum ama bir uçak yolculuğunda da denk gelmiştik eşi ile... O da kafasının çalışma stili ve kapasitesi olarak ülkeye fazlaydı... Ülke seçim sistemine baraj garabetini sokanların barajı oluşturma sebeplerindendi sonradan farklı yönlere eğilim gösterdiyse de... Lakin kaçmak/gitmek gibi bir tercihi olmadı. Muhtemelen yazamaz hale gelinceye kadar da yazmaya devam etti. Söylediği gibi insanlık kötüye gitmiyor arada sinüs eğrileri çizse de...
“Gelişmiş” ülkelerde politikacılar, “devlet” denilen şeffaf cam bir kutunun içinde otururlar ve oralarda saatleri düzeltmek için örnek gösterilen bir meydan saatinin bozukluğunu açıklamak suç değildir. Bir türlü “gelişmiş olamayan” ülkelerde ise politikacılar kapalı tahta bir kutunun üstünde otururlar ve kutunun kapağını açmaya çalışmak, kasıtlı olarak “devlet”i yıpratmaya çalışmak sayılır; saatleri ayarlamak için örnek gösterilen bir meydan saatinin bozukluğunu söylemek ise, bir vatan ihaneti...” Çetin Altan
***
Son noktada doğanlar doğmaya, ölenler ölmeye devam ediyor hayatın döngüsü gereği... Altınordu maçında da hava şartlarına daha hazılrklı gözüken takım üç puanı aldı... Ya da yağmur yağdı böyle oldu... Normal havada kafa kafaya nasıl sonuç olur merak etmeye devam ederken, bu ne ilk, ne de son mağlubiyetimiz... 13 sezondur Süperlig'de değiliz, ölmedik... Bizler yaş aldık, çocuklarımız doğdular, büyüdüler, onlar da tribünlerde yerlerini alır oldular... Bu süreçte Göztepemizin temel problemlerinden mağazalaşmada ve kurumsal yönetişimde bir miktar yol alınırken, tesisleşmede de bir miktar mesafe kat edildi. Bir de kullanmaya muvaffak olamadığımız taşınmazımız var... Hentbol şubemiz oturdu gibi... Stad meselemiz ise devam ettiriyor varlığını... Stad olmadan Süperlig'e çıkarsak ne olur o da "?"... Bir iyi bir kötü haber hasbelkader stadyum olursa da altyapı için yer problemi ortaya çıkacak gibi... Bu gelişmelerin çoğu sermayedar başkanlarla oldu... Hala Başkan bütçenin önemli bölümünü destekliyor... Bütün bunlara rağmen şampiyon olursak şaşırılacak bir durum yok... Başka bir deyişle çıkma ihtimalimiz çıkmama ihtimalimizden az değil... Kadro yapımız ve teknik direktör ve diğer yapılanma şeklimizle sürpriz olmaz...
***
Her ne kadar bizim görüp göremeyeceğimiz "?" olsa da...
Ne kadar zaman alacağını tahmin etmek zor olsa da...
Değişken hızlarla bazen yavaş, bazen de hızlı olsa da...
Hatta ara sıra bazı bazı iki ileri bir geri olsa da...
İbre sürekli geri gitmiyor...
Önemli ve değerli yazar Çetin Altan'ın da sıkça kelam eylediği gibi insanlık kötüye gitmiyor ve belki "sürekli" kötüye gitmiyor ve bir miktar ilerleme sağlanabiliyor...
Hayal ettiğimiz Göztepe'yi görmeye bizim ömrümüz yeter mi bilememekle birlikte...
Enseyi karartmamak önemli...
Evet bir gün herşey çok daha güzel olacak...
Gücümüz yettiğince uğraşmaya devam...
Allah rahmet eylesin...