Oğuz Reşat Sipahi
Bu yazıyı altıncı hafta sonrasında yazmaya başlamakla birlikte işler güçler nedeniyle sonu yedinci hafta bitimine kaldı...
An itibariyle yedi haftada 12 puandayız hedefi maç başı 2 puan olarak kabul edersek 2 puan gerideyiz... Dışarıda 1 içeride üç puan yerine dışarıda üç içeride bir puan diye gideduruyoruz ama olsun... Dış maç puan ortalamamız 2,5 iç saha 0,66... Aradaki fark manidar...
Kazanıp kaybetmeye arada da berabere kalmaya devam ediyoruz fitbolun doğası gereği... Sonuçlara göre de tribünler ve sosyal medyada az gevşek-gevşek ya da gergin bir yapı süreğenliğini koruyor...
Bu yedi haftanın en eleştirilen ismi "OOOOO Metin Diyadin" idi... Yedi haftada şampiyonluğu garantilememiz mümkün değil... Hatta daha kümede kalmayı da garantilemedik... Güleceksiniz belki ama bu da bir bakış açısı... Lig uzun maraton... Tüm maçlarımızı kazansak bile son 8-12 haftadan önce şampiyonluğu garantilemek pek mümkün değil... Üzüntü ve muz kabuğu...Teknik direktorlugun fitratinda var eleştirilme ama Metin Diiyadin'in ağlayacağınıi sanmıyorum en kötü çeker gider... Bu arada Başkan Sepil de pekçok kere göndermeyeceğini beyan etti...
Sene başından beri sistematik hakem saçmalıklarını (Verilmeyen lehimize penaltıları, verilen aleyhimize penaltı (Malatya maçındaki karikatür gibi penaltı ve kartlar...) ve kendi kendimize attırdığımız saçma sapan absürt ötesi goller olmasa (Urfa Balıkesir maçı vs) gözönünde bulundurursak 12 puan fena değil play off temposu şu an için...Play offdan mevcut statükoyla (1 Kasım ne getirip götürecek göreceğiz...) İzmir takımı çıkması kolay değil ise kötü haber... Çıkamazsak çok üzülür müyüm???? Hem evet, hem hayır... Hayır daha fazla aslında... Çıkarsak Başkan katkısı olmadan yaşama olasılığımız artar ki Başkan katkısı/Toplam bütçe şu an muhtemelen %75+ (Biz 25 TLlik bileti tartışırken durum bu, ben daha ucuz bilet için kel arkasını da açsalar mı diye önereyim bu arada...)... Onun dışında düşeceksek, çıkmamayı tercih ederim aslında bu kişisel görüşüm esasında ve stadsız kuvvetle muhtemelen düşeriz... Çıkmadan burada kalmanın maliyetinin çok olması da madalyonun diğer yüzü...
Balıkesir maçında bir 11 yalındaki çocuk yorumu yorumu takımın forvetlerini bir Göz hastalıkları hekimine göndermekti... Atatürk Stadı'nın ufo ve 50-100 metreden pozisyon manzaralı tribünlerinden tam kavramak mümkün olmasa da uzun özeti izleyince katılmamak mümkün değil...
Tek tek yorumlamak gerekirse Besara ve Özgür beklenen performansı gösteremedi... Maah değişken bir iyi bir kötü... Arada Halil'i özlemeyenler vardır ama benim gibi özleyenler de mevcuttur...Gokhan Karadeniz'den yeterince faydalanabiliyor muyuz? Eldeki yaratıcı gücü en yüksek 3-5 isimden biri (Genelde saha içindeki 3-3,5 yaratıcı futbolcumuz oluyor...)... Diyadin'in aşk/sevgi dolu takip edicileri "Balıkesir maçı öncesi kupa maçı ile Balkes maçı arasında da sakatlanmış olabilir mi?" diye de sordu mu bilmiyorum... İmkansız değil, son noktada idmanları izleyen Hoca, en iyi kadroyu seçmek onun işi... Diyadin durduk yerde kendine neden zarar versin ki? Ki onun da işi kolay değil bazılarını idmanda kötüyse de oynatsa diğer oyunculara yanlış yapmış olacak, oynatmasa tribün tdleri kızacak...
Aslında benim geçen seneki kadrodan beklentim daha fazla adam kalmasıydı... İlk 7 hafta itibariyle çoğunlukla geçen sezondan 1-2 kişi ya oluyor, ya olmuyor... Bu bağlamda yine yeni takım kurgusu... Bu da yine en az altı hafta bekleme süresi ki yeni doldu esasında... Hocanın gelen-giden seçimlerine saygı duyuyorum kişisel olarak... Ama "Halil ve Umut kalsaydı faydalı olabilirler miydi?" diye sormadan da edemiyprum... Halil olumlu ve olumsuz yanlarıyla ayrı bir yazı konusu esasında...
Kaleci Gökhan'ın sabah aksam yan top çalışması lazım Adana maçı dışına skora çok etkiyemedi ki Yeni Malatya maçında formayı Oğuzhan'a bıraktı... Oğuzhan Malatya maçında dengeliydi... Gosso parantezi hak ediyor... iyi bir kesici ama ofansa katkısı Elazığ maçı ilk gol asisti dışında fazla değildi... Beklentim kişisel olarak daha fazla katkıda bulunması... Hakan Barış agresifliği bir yana senenin önemli transferlerinden... Oynadığı üç maçta 7 puan aldık... Kalan dört maçta 5 puan... Giray ve Barış Başdaş iyi kesiciler... Ama üst düzey kendilerine güvenleri nedeniyle bazen saçmalıklara neden olabiliyorlar... Adana maçında 2-0 galipken o kırmızı kart ve TFF aşkının dört maç cezası ile sonuçlanan sürece ihtiyaç yoktu... Malatya maçında penaltı verilen pozisyonda müdahale dışarıda olsa da yine gerek yoktu... Urfa maçındaki anlamsız asist de 2 puana neden oldu... Vleminckx ve Leroy... İkisinin de katkısı fazla... Leroy maç içinde inişli çıkışlı... Vleminckx daha stabil... Takımın temposu ondan çok etkileniyor gibi... Eldeki yaratıcı topçulardan belki de en önemlisi... Leroy maç içi daha az inişli çıkışlı olsa takım da daha stabil olabilir... Emre Leroy dışındaki eldeki en yaratıcı futbolculardan... Bu ligde klasını daha rahat gösterebiliyor... O da takımın temposunu belirleyenlerden... Geçen seneden kalanlardan Erkan, Mehmet Erdem ve kaptan Ertuğrul sıra onlara geldiklerinde hazırlar... Halil'i kaybettik 1-2 kez Salim girdi... Umarım bir gün ilk onbirde en az iki altyapılı görebiliriz tercihen dört... Hakan Arslan haftalar ilerledikçe daha verimli oluyor... Önündeki sol açık iyi yardım ettiğinde dahaverimli oluyor doğal olarak... Fuchs genelde ortalamanın üstünde...
Takımın genelinde saha içinde bir gerginilik var... Bunun taraftarın şampiyonluk baskısından olduğunu sanmıyorum çünkü tribünlerimizde sayısal baskınlığı azaldı faşolig sayesinde... Tribünlerde eski günlerin biletli sayısıyla oranlarsak 1000-2500 kişi ancak var.. Son Balkes maçının 3750'si eskinin 2500'ine denk gelir diyebiliriz başka deyişle... Oyuncular gereksiz yere birbirlerine de giriyorlar... Ksk maçını bu sinirle kaç kişi tamamlarız tahmin etmesi zor... Bir olumsuz yanımız ise oyun soğutmakta pek başarılı olmayışımız... Yerde yatan Balıkesirspor gibi abartmasak da olur ama bazen ihtiyaç oluyor... Deplasmanda üzerimize gelen takımlara karşı rahat içeride kapatanlara kötüyüz... İyi prese karşı çıkmakta zorlanıyoruz... Biz prese kalktığımızda da kontralar tehjlikeli oluyor...
Erciyes maçı için uyarı tarih lig sonuncularına karşı verdiğimiz kayıp puanlarla doludur aman maç boyu ciddiyet...
Olumlu yanları normalde panikleyebilecekleri anlarda bir anda toparlayıveriyorlar... Takımın kondisyonu fena değil son dklarda bulduğumuz goller kanıtı sayılabilir... Gollerimiz genelde kanatlardan geliyor özellikle duran toplardan... Kornerden gol ortalamasi kaleci ile karşı karşıyadan daha yüksek bir takımımız var ironik hakkaten... Duran toplar liginde gollerimizi biz de çoğunlukla duran toplardan buluyoruz... Forvetlerin de bence kaleci ile karşı karşıya çalışmaları gerek... Bu kadar şutör varken daha çok şut atabiliriz... Bu kadar teknik/hızlı adam varken göbek varyasyonlarımız da daha zengin olabilir...
Atatürk Stadı'nda 8000 kişinin altı genelde plasebo etkisi gösteriyor başka bir deyişle yoka yakın etki... Bu sistemle bedavacı olasılığının sıfıra yakın olabileceğini bulundurarak degerlendirmek gerek rakamlari bu sistemde bedavaci gören var mi?
Stad meselesinde bu kadar alınan yol 150 metrekarelik şahıs/özel arazi hissesi için olmaz ama Ksk'ninki biterse bunda katkısı olan her Göztepelinin vebali büyük olur... Ne yapılabilirse yapılıp çözülmesi gerek...
Sonuç an itibari ile şampiyonluğu garantilememiz mümkün değil zaten teorik ve pratik olarak... O yüzdendir ki kümede kalmak dahil (Acısını düşenler hatırlar...) garantilenmiş birşey yok... Takım kadro-Hoca (boş zamanlarda bu ligde şampiyon olduğunu hatırlayarak...)-Başkan-yapılanma-tesisler itibariyle şampiyon olursa sürpriz olmaz... Tek eksiğimiz stad umarım onun bittiği günü de görürüz... Şampiyonluksa olma ihtimalimiz olmama ihtimalimizden az değil... Umarım kenetlenir ve tekrar üçlü oligarşiyle dans edebilir hale geliriz...