Bir sevdadır Göztepe! Bir tutkudur! Mesafe tanımaz! Gerçek Göztepelinin sevgisi sınırsızdır. Yenilse de yense de! Amatörde de Süperlig'de de! Issız kuytu köşelerde dahi yanlız bırakmaz takımını! Herşeyden öte sever!
Bu yazıyı okuyan birçok insanin bu duyguları benimle paylaştığına eminim. Göztepeli mesafe tanımaz, takımının arkasından bazen cepte hiç para kalmasa da birbirine yardım ederek deplasmanlara koşar. Ben artik maalesef çok uzaktayım koşamıyorum ama vaktinde kendi imkanlarımca koştum. 16 yaşında eğitim için İzmir'den ayrıldığım için aslında bana iç saha dış saha hep deplasman gibiydi. Ama farketmezdi. Şehir dışında da olsam hem babam hem ben iki tane kombine alırdık, iki haftada bir izmir'deki maçlara giderdim, gidemesem de kulübe yardımımız dokunsun derdik arada sırada da deplasmanlara giderdik. Başta babam ve en yakın Göztepeli arkadaşım Akın Yaran'la birlikte Ankara'dan Denizli'ye, İzmit'ten Bursa'ya armanin peşinden imkanlar el verdikçe koştuk. Ben bunu belki 2-3 sezon yapabildim. Bunu her sezon yapan yüzlerce binlerce Göztepeli var düşünsenize! Dedik ya Göztepeli ve Göztepe sevgisi mesafe tanımaz.
Sonra mesafe daha da arttı. Yüzlerce kilometre, yurtdışında yaşamaya başlayınca binlerce kilometre oldu. İşte esas hasret o zaman başladı. Maçlara gidemez olduk, alt liglere düştükçe izleyemez, dinleyemez de olduk. İnternetten takip etmeye başladık, dibe vuruşumuzun hüznünü, sonra küllerimizden doğuşumuzun heyecanını hep uzaktan yaşadım. Sonra üst liglere dönüş başlayınca ilerleyen teknoloji sayesinde yeniden kavuştuk Göztepemize online olarak, internet üzerinden izleyerek. Bizlere maç öncesi, maç içi, maç sonrası görüntülerini ulaştıran, maçlardan gerek radyo anlatımı gibi sadece ses, bazen de görüntülü bağlantı ile adeta tribünde olma çoşkusunu yaşatan tüm sosyal medyadaki tüm Göztepelilere binlerce kez teşekkür ederim.
TAM35 Göztepe insanın hayatına her yerde giriyor. Saatin 19:25 olduğunu görünce mutlu oluyor insan. Telefonunun şarjının %35 kaldığını görünce seviniyor! Facebook'ta birşeyi beğenirken 35. beğeniyi yapınca gururlanıyor! Göztepe ile ilgili bişey satın almak istediğinde 33 lira denince isyan ediyor, abicim bari TAM35 lira yapsaydınız diyor insan, 2 lira daha fazla vermeye razı!
Yurtdışından Türkiye'ye maça gideceği zaman rötarlardan dolayı maçı kaçırsa da maç esnasında uçakta olduğu için dayanamayıp uçaktaki telefona sarılıp kardeşini arıyor insan maç skorunu öğrenmek için. Uzaktan seviyorsunuz ama kalbiniz hep Göztepe ile atıyor, heryer TAM35, heryer sarı-kırmızı!
Şimdi ayrı bir coşku var içimde, özellikle 90. yılımızı kutladığımızdan beri tarif edemeyeceğim bir coşku var! Babamın gençlik döneminde gördüğü Göztepe efsanesinin geri dönüşünün coşkusu sanki. Kader işte babam da Ankara'da okuduğu için o da Göztepe maçlarına uzun mesafe gidermiş, Avrupa Kupası maçları için karda kışta yaptıkları yolculukları anlatır. İçimden bir ses de bana Kemal yakında sen da uzun mesafe Avrupa Kupası maçına gidebilirsin diyor. Daha umutluyum!
Şimdi sizleri yazıya sadece 2.5 dakika ara vermeye ve su videonun ilk 2.5 dakikasını izlemeye davet ediyorum:
https://www.facebook.com/
Video su sözlerle başlıyor:
"Artık kupa Göztepelilerin hemen hemen çok çok yakınında, maç bu şekilde biterse Göztepeliler Türkiye Kupasını alan ve şampiyon bir takım hüviyetiyle Avrupa sahalarında Turkiye'yi temsil edecekler!" (Göztepe-Galatasaray 1968-1969 Türkiye Kupası final ikinci maçı)
"Ve Ege'nin incisi İzmir şimdi bambaşka bir heyecan içinde! Avrupa Fuar Şehirleri Kupasında Göztepe-Ujpest ile karşı karşıya!" (1968-69 Fuar Şehirleri Kupası yarı final ilk maçı)
"1969-70 Türkiye Kupası finalinde Göztepe 3-1 galip!" (Göztepe-Eskişehirspor 1969-1970 Türkiye Kupası final ikinci maçı)
"Teknik direktör Adnan Süvari omuzlarda! Türkiye Kupası Nevzat'ın elinde ve Göztepeli Nevzat omuzlarda!"
"KUPA GÖZTEPENİN!"
Sonra işte bu sözleri duydukça beni bugünleri tekrar yaşayacağımıza inandıran, benim de babam gibi o muhteşem zaferleri görebileceğime inandıran isim konuşuyor! Mehmet Sepil!
Önce kazandığımız iki Türkiye Kupası final maçlarının ve çıktığımız Avrupa Kupası yarı final maçının görüntülerini izliyorum, Efsane kadronun muhteşem başarılarını görüyor, gurur duyuyorum, sonra da Mehmet Sepil'in o güler yüzüyle "...gene Sahili yakıcaz! Biz Göztepe olarak bunu yıllardır yaptık, bu sene inşallah en güzelini yapıcaz!" deyişini dinliyorum. Bana bu başkan hersene herşeyin en iyisini yapmak için ne gerekiyorsa yapacakmış gibi geliyor. O Efsane günlerin heyecanıyla kanım kaynıyor.
Başkan konuştuktan sonra burnunu Güzelyalı'ya dikmiş sarı-kırmızı bayraklı Göztepe fırkateyni görülüyor, sahile bakıyor, batan güneşin camlara yansıyan sarısı benim gözüme sanki balkonlardaki Göztepe bayraklarıymış gibi geliyor! Sonra taraftarımızın 90. yil coşkusu, Göz Göz Göztepe diye haykıran küçük Göztepeli kardeşlerimi gördükçe onları ve bizi çok çok güzel bir geleceğin beklediğini düşünüyorum. Bizim başarı özlemi, hasreti ve isyanıyla kabaran Göztepe sevdamızın, coşkumuzun yerini o küçük Göztepelilerde başarılarla dolup taşan bir Göztepe sevgisinin alacağını düşünüyorum. Bu jenerasyonda binlerce Göztepeli isyan marşıyla nasıl sarıldıysa Göztepemize onların da 90.yıl coşkusu gibi hep çoşku içerisinde sarılacağına inanıyorum.
Ve sonra sahil yanmaya başlıyor. Binlerce taraftar, bir o kadar meşale! Her sene daha güzelini yapan, her 14 Haziran'da daha çok yakan, giderek büyüyen, yeni Efsanelere doğru yelkenleri açmış bir Göztepe!
Beni en çok umutlandıran isim: Mehmet Sepil! Göztepeli! Babam Sepiller köklü Göztepelidir, onlar yelkencidir der! İşte işin beni en çok umutlandıran tarafı da bu, yıllar sonra gerçek Göztepeli bir başkanımız var, atkısını yüzüne sarıp taraftarlarla maçtan önce yürüyen bir başkan, otobüsün en arkasına binip deplasmana giderken taraftarlarla şarkı söyleyen bir başkan, maçlarda tribünlere 3'lü çektiren bir başkan! Herşeyden önemlisi de Göztepe'nin bir Spor Kulübü olduğunun bilincinde olan, yelken şubemizi şahlandiran, Hentbol şubemize el atan ve namağlup şampiyon olarak Superlig'e yükselmesini sağlayan bir başkan! Futbolda ise PTT 1.Lig'e yükseldiğimiz ilk sezon Superlig yolunda işin öneminin ve ciddiyetinin farkında olup hedeflerimiz doğrultusunda bir kadro kurulması için gerekli imkanları sunan bir başkan! 90. yılda Futbolda ve Hentbolda şampiyonluklar kazandık, Yelken'de ve Eskrim'de birincilikler, dereceler ve madalyalar kazandık. Düşünsenize önümüzdeki yıllarda ve 100. yılımızda bu ve belki başka branşlarda ne güzel başarılar ve nasıl muhteşem bir coşku olacak!
Ben ve benim gibi İzmir dışında olan Göztepeliler, bizler uzaktan, delicesine sevmeye devam edeceğiz, ama artık daha da umutluyuz.
Göz Göz Göztepe!
Mustafa Kemal Cambazoğlu