Sayın Aziz Başkanım;

Öncelikle, İzmir’liyim, Göztepeli’yim. Bu yazımın yayılmasını ve gereken mesajı iletmesini istediğim için siyasete girmeyeceğim. Fakat, biz İzmirli’lerin, ve hatta Göztepeli’lerin talep ve şikayetleri az çok paraleldir her zaman. Biz ülkemizi severiz.. Bayrağımızı. Ulu önderimizi, ilkelerini ve değerlerini, neredeyse hepimiz canımız kanımızdan öte görürüz. Bizi az çok bilen herkes, bunu bilir.

Biz Göztepe tribününde çok geniş bir yelpazeyiz. Aynı okuldan, İzmir Atatürk Lisesi’nden mezun olduğum saygıdeğer yazarımız Necati Cumalı’dan tutun da, sizin de yakından tanıdığınız, atkımızı boynundan esirgemeyen Ahmet Piriştina başkanımıza kadar. En dindarından, alkolünü alanından, sigarasını içeninden içmeyenine, her tür milliyet ve siyasi görüşünden, ailesiyle maça geleninden, maçta çiğdem çitleyeninden, her maç tezahüratlarla kendinden geçenine kadar. Biz Göztepe tribününde geniş bir yelpazeyiz. Biz bir aileyiz.

2004 yılında, hepimizin gönlündeki tahtı silinmeyecek ve değişmeyecek olan Ahmet Piriştina başkanımızın yerine göreve geldiniz, on yıl önce. Bu süreçteki tamamlanan projelerinizi ve iyi niyetinizi takdir etmekle birlikte, bir konuyu anımsatmak istiyorum. İzmirimiz, spor alanında, özellikle futbol alanında geri kalmaktadır. Tabi ki, kentsel muhalif yapımızın bu konuda bizden götürüleri olacaktır. Ancak, şu an durum apayrı boyutlardadır.

Çok eski gençlik yıllarımdan beri taraftarı olduğum Göztepemizin tribünlerinde sizi çok seyrek de olsa görme fırsatım oldu. Tokatspor ile burada 4 sezon önce maç yaptığımızda, o klübe özel bir resepsiyon ve yemek düzenlemiştiniz. Çünkü Erbaa’lısınız. Anlayabiliyorum. Ben de Ayvalık’lıyım özünde. Ayvalıkgücü herhangi bir kente gitse, ben de karşılar desteklerim.

Bizim sorunumuz artık bunlarla değil. Biz, son 15 senede, Türkiye futbol liglerinde oynanabilecek 5 kategoride, 5 ligte, 5 kümede oynamış olan tek takımız belki de. Çoğumuz 20li veya 30lu yaşlardayız. Babalarımız gibi Avrupa’da yarı final oynayan ilk Türk takımı Göztepe’yi izleme şansımız olmadı çoğumuzun, ama Süper Ligte 7.lik de gördük, Amatör küme de. Hep aynı heyecanla tribünlerde yerimiz aldık, ve şu anki en büyük gerçeklik, bu sene 1-2 İstanbul’un büyütülmüş takımlarından sonra, Türkiye’mizde en fazla taraftarı toplayan takım biz olduk. Resmi istatistiklere bakarak gurur duyabilirsiniz.

Şimdi biz Göztepe olarak, 2.ligte şampiyonluk yolunda yol almaya başladık. Ancak, tarihi Alsancak stadımızın depreme karşı dayanıklı olmadığı gerekçesiyle kapatılmasının ardından, maçlarımız oynayacağımız stadyum konusunda sorun yaşamaya başladık. İç saha maçlarımızı, 2005’teki Üniversite olimpiyat oyunlarının sonrasında hiç özen gösterilmeyen, bakımsız Atatürk Stadında maçlarımızı oynamaya başladık. Dış saha maçlarımızın nerdeyse hiçbirine seyirci olarak, güvenlik sebepleriyle kabul edilmedik. Cizre konusunu hiç açmıyorum, zaten detaylardan haberiniz olmuştur.

Şimdi Atatürk stadının da bakıma alınmasının ardından, yakın il ve ilçelerdeki stat arayışımız da hayal kırıklığıyla sonuçlanmıştır. Ödemiş, Tire, Kuşadası, Aydın, Turgutlu, Menemen, Manisa… Kiminin potansiyeli yeterli değil, kimin çimleri… Kimine emniyet izin vermiyor, kimi fikstür olarak müsait değil. Buca stadına zaten yeterince yüklenilmiş durumda. Bunun sonucunda, Göztepemiz bu hafta oynayacağı iç saha maçı olan Pazarspor müsabakasını Sakarya Atatürk Stadında oynama kararı aldı. Mecburen, Ege bölgesindeki stadyumların müsaitsizliğinden ötürü, Göztepemizle en az 15-20 yıldır yakın dostluk ilişkileri kuran SakaryaSpor’un stadında..

İzmir’den tam 503 kilometre uzakta.

Şimdi size sorum…

İçinize bunu sindirebilecek misiniz?

En doğal hakkımız, şehrimizin, mahallemizin, gönlümüzün takımı Göztepemizi, en azından iki haftada bir, çıplak göz ile, gönülden desteklemek varken, bilmemne kadar ücret ödeyip Sakarya’ya desteğe gitmemizi; bu takımın en az 15-20bin taraftara oynama potansiyeli var iken orada 2-3bin ve çoğu Sakaryalı kardeşlerimiz önünde oynaması, haftasonları ailecek maç izleme zevki olup da maça gitmek isteyen taraftarlarımızın bu keyiften mahrum kalması; sadece Göztepemiz için değil, aynı sorunun, profesyonel ve tarihi İzmir ekipleri Altınordu, Karşıyaka ve Altay için de geçerli olması…

İzmir’in en büyük idari amiri olarak içinizi sızlatmayacak mı?

Ben ve benim gibi çok fazla İzmir ve İzmir futbolu sevdalısının desteğini kaybedecek olmak sizi tedirgin etmeyecek mi? Asla küçümsemek istemiyorum, ve net rakam bilmiyorum, ama Batman gibi merkezlere dahi 30bin kişilik stadyumlar yaptıran bu devlet idaresine karşı yeteri tepkiyi koymamış olmak sizi rahatsız etmeyecek mi?

Türk futbol tarihini az çok bilen bizler, Göztepe, Altınordu, İzmirspor, Karşıyaka gibi, zamanında bu ülkenin en üst kademelerinde zirveye oynamış, Türkiye Kupasını kazanmış, final oynamış kulüplerimiz olduğunu biliyoruz. Sizlerin de bunu bilmesini istiyor, ve bilince davet ediyoruz.

Özetle;

İzmir’imizin acilen, en az 2 büyük stadyuma ihtiyacı vardır. Ve biz gönülden taraftarların bu konuda atılan somut adımlar hakkında acilen bilgilendirilmesi gerekmektedir.

Göztepemizin bu hafta iç saha maçını Sakarya’da oynaması, 503 km. uzakta olması, İzmirli ailelerimiz ve uzağa gitme imkanı olmayan taraftarlarımızın, ücretlerini vererek dahi maç ve takımımızı destek keyfinden mahrum bırakılması, öncelikle İzmir yüksek idari amirlerinin ayıbıdır.

Saygılarım ve teşekkürlerimle…

Erel Mez​