Oğuz Reşat Sipahi
Cumartesi günü Metin Diyadin Suat Kaya'nın gidişinin ardından ilk maçına çıktı. Tff denen becerisi kısıtlı izlenimi veren futbol düşmanı kurumun anlaşılamaz şekilde Bandırmaspor maçındaki cezayı artırması sonucunda (Takımın o maçta ceza almasını değil verilen cezanın teamüllere aykırı olarak artırılmasını eleştiriyorum...) seyircisiz ve aşırı yağmurlu havada oynandı. İlk devre oldukça dağınık bir oyun oynayan takım ikinci devre toparlanarak ilk şut ve organize ataklarının ardından iki gol bulmayı başardı, ardından üç net pozisyon verse de golyemeyen takım Diyadin ile ilk üç puanı aldı.
Bu arada TFF'yi yönetemeyenlere soru sormak rasyonel olmasa da, hani cezaları tribüne indirgemişlerdi yöneticiden çok yönetemeyici izlenim veren yetenek sizsiniz grubu?
Bugün de bir Ziraat Türkiye Kupası maçı oynandı.Tff denen pekçok kişiye göre Türk futbolunun katili, becerisi kısıtlı ve sınırlı, pekçok kişinin ülkeyi yönetenler gibi zeka testi skorunu merak etmeden duramadığı bir kısım kişiler tarafından yönetilen utanç verici kurumun (Bakınız geldiklerinde Türk Milli takımının uuslararası arenadaki sıralaması ve şu anki durumu...) üçlü oligaşinin maç programını azaltmak, daha rahat fark yemelerini sağlama amaçlı tek maçlı oynanan eleme maçında Göztepe, Bölgesel Lig takımlarından Cizrespor'a 2-0 mağlup oldu.
Maçı izlemedim. Giden arkadaşlar ortamın çok gergin olduğunu söylüyorlar. İstiklal Marşı'nda ayağa kalkamayan devlet erkanı mı arasınız,maça havaalanından zırhlı araçla gitmeler mi... Kafileye çeşit çeşitli tacizler... Bunun böyle olacağı ilk günden belliydi. Yani hiçbiri sürpriz değil...
Benzeri şeyler Ümit Kayıhan döneminde şampiyon olurken de olurken Göztepe 0-1 galip gelmiş bugünkü teknik direktörümüz Metin Diyadin de oynarken hakeme "Hocam korkma, bak biz korkmuyoruz..." mealinde birşeyler söylemişti...
Aynı Metin Diyadin bu maça ki ne kadar zorlu geçeceği belli olmasına rağmen as kadroyu götürmeyi uygun görmedi...
Şahsi fikrimce bu maça ya ceza alma pahasına çıkılmamalıydı ki bu tip bir harekete kişisel olarak şapka çıkarırdım. Ya da kişisel olarak sahaya çıkılacakdıysa as kadroyla çıkılıp korkmadan kazanmak için oynanmalıydı. Mevcut durumda bunun normal bir maç deneyimi olduğunu kabul etsek bile, yedeklerimiz çok kötü bir ortamda çok zor bir maç deneyimi yaşamış oldular. Sonunda elendiler... İyimser bakış açısı şu sahada galip gelirsek buradan çıkamayız düşüncesi galip geldi. Sahada galip gelmedik. Sahadan çıkabildik. Kanaatimce sahada galip gelirsek sahadan çıkamayacağımız bir ortam olduğuna inandıysak, sahaya çıkmamak daha gurur verici bir düşünce olurdu. Bu arada ikinci devre bir Diyarbakır deplasmanımızın daha olacağını akılda tutarak, bizim yedek takımımızın da ligde şampiyonluğa oynayabileceği düşüncesi en azından bende ağır bir yara aldı.
Göztepe evet böylesine kötü, İlyas Salman'ın dövlet olarak nitelendirdiği kurumun bile giremediği bir ortamda maça çıktı ve bitirdi ama ne yazık ki sonuçta bir Bölgesel Lig takımına yenildi. Tff denen pek çok kişi için kusturucu düzeydeki mide bulandırıcı kurumun ve devlet denen her daim halkının tümünün güvenliğini ve refahını sağlayamamasıyla ünlü oluşumun da istediği buydu. İstedikleri olmuş oldu. Tam kadro çıkmayarak kendimize, eş zamanlı rakip, TFF ve dövletimize mağlup olduk. Bize de bunun bazılarına göre üzüntüsü, bazılarına göre utancı ve yine bazı bazılarına göre kafile sağlam gelirse sevinci, belki de hepsi birden düştü. Sevinebileceğimiz kısmı için gözler aydın olsun... Kalbi üzüntüye düşenlere gelmiş geçmiş...
Sondan bir önceki söz Tff denen Türk futbolunun katili, becerisi kısıtlılar grubunun bir sonrki turda üçlü oligarşinin Cizre'ye düşmesi durumunda maçı nerede oynatacağını merak etmemek mümkün değil... Son söz 40 yıl sonra da saygıyla andığımız, bu saygının 100 sene sonra da değişeceğini sanmadığım şartlar ne olursa olsun sahaya çıkıp, elden gelenin en iyisini yapanların Kaptanı Gürsel Aksel'den... Biz bugüne kadar Göztepe'de formamıza hiç ihanet etmedik, ettirmedik. Size şerefli bir forma bıraktık...