Ahmet Talimciler-Taraf
Olması gerekenleri yapmama konusunda bir hayli yetenekli olan bir ülkenin evlatları olarak bir kez daha rüştümüzü ispatladık! Türkiye Futbol Federasyonun almış olduğu yeni kararla bundan böyle ‘seyircisiz maç oynama’ komedisi sona ermiş olacak ancak bu kez de başka bir komedi başlayacak ‘tribün kapatma’! Bir türlü asıl suçluları cezalandıramıyoruz belki de cezalandırmak istemiyoruz! Çünkü yapılan bütün düzenlemeler her seferinde tribünlerde olay çıkartan medya ve yöneticilerin söylemlerinde olduğu gibi ‘bir avuç kendini bilmezin lehine’ işliyor. Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatı ifadesini bu ülkede duymayan herhalde kalmamıştır aynı şekilde kendisini boy aynasında görme ifadesini de gayet iyi biliriz. Seyircisiz-pardon kadın ve çocuklara yönelik- olarak icat ettiğimiz maçlar nasıl gündeme gelmişti hatırlıyor muyuz? Futbol federasyonumuz ve yapılanları göklere çıkartmaya bayılan futbol medyamız, bu yeni uygulama ile ‘tüm dünyanın gözü üzerimizde’ ne kadar doğru bir adım atmışız havasını ülke içinde yayıyorlardı. Peki ne oldu da yine başa döndük! Ya da soruyu asıl can alıcı yerinden soralım neden bir türlü asıl yapılması gerekeni yapmıyoruz? Tribünlerde olay çıkartan insanları cezalandırmak yerine her seferinde olaylarla hiç ilgisi olmayanları da işin içerisine dahil edip toptan bir anlayışın doğrularını benimsetmeye çalışıyoruz. Alınan kararların futbol medyamızda nasıl verildiğine lütfen şöyle bir bakıverin, orada biat kültürünün yansımalarını göreceksiniz! ‘Türk Futbolunda Devrim Gibi Kararlar-Kadınlara Kötü Haber-Bundan Sonra Tribün Kapanacak’ başlıkları atan yeni düzenleme ile ‘geç de olsa doğru bulundu’ diyebilenlere sahip olan bir ülkede, futbol sahalarında küfür ve şiddet bitmez!! Bitmez çünkü bu zihniyet yapısı yaşanan gelişmelerde asıl yapılması gerekenlerin önünü her seferinde tıkamak suretiyle kendi pozisyonlarını garanti altına almayı görev edinmiştir. Onların asıl derdi de zaten futbol sahalarında olan bitenin önüne geçilmesinden çok, var olan düzenin aynen sürüp gitmesine yardımcı olmaktır.
Elektronik bilet uygulaması ile tribünlerin daha fazla kamerayla izleneceği ve olay çıkartanların tespit edileceğine vurgu yapılmıştı. Yeni disiplin talimatında tribünlerde küfür edildiğinde belirlenen tribünlerin kapatılması gündeme getirilmekte ve her zaman olduğu gibi top yine taça atılmakta! Küfürlü tezahüratın yapıldığı tribün ya da tribünlerde oturan ve bu eyleme katılmayan taraftarlar ise araya kenar süsü olarak iliştirilmektedirler. Bu duruma düşmemek için kendilerinden beklenen küfür edenlere karşı çıkmaları ve onları susturmalarıdır. Holiganlığın beşiği olarak göstermeye bayıldığımız İngiltere’deki tribün uygulamasında ise olay çıkartan, sahaya yabancı madde atan kişi ya da kişiler ve onların oturdukları yerler cezalandırılır. Olaya karışmayan günahsız insanlara ceza verilmez! Çünkü orada futbol gerçekten bir marka değerine sahiptir ve o marka değerinin en önemli aktörleri taraftarlardır. Taraftarlar satın aldıkları bilet karşılığı bir takım haklar elde ederler ve bilet bir nevi sözleşmedir. Bizde ise elektronik bilet almak için para veren ve olaylara karışmayan insanların cezalandırılmasına devam etmeyi ısrarla devrim gibi karar olarak adlandırmayı sürdürmekteler! Ev sahibi takımın tribünlerinin cezalandırıldığı ve misafir takımın %5 oranında seyircisi ile tribünlere girebilme hakkı kazandığı karşılaşmalar ligimizin büyükleri arasında olduğunda mümkün olabilecek mi? Sorusuna federasyonumuz ve onun destekçileri yanıt veremedikleri sürece biz daha çok devrim gibi kararlar alırız!!!