Sevgili Göztepeli futbolcular, sevgili kardeşlerim. Camiamız ve kendiniz için çok önemli bir maça çıkıyorsunuz. Hepinizin bunun farkında olduğunu biliyorum. Tarihi boyunca yeri hep yükseklerde olmuş bir EFSANE kulübün oyuncularısınız. Bugün içinde bulunduğumuz yer, kesinlikle ne size ne de camiamıza yakışan bir yer değildir. Sizler ve bizler hep birlikte çok daha iyilerine layık bir camiayız. Şöyle bir Göztepe’nin şanlı tarihine bakacak olursanız geçmişte neleri başardığımızı, olmaz denileni yaptığımızı, birçok final maçında sahadan başımız dik çıktığımızı göreceksiniz. Şimdi sıra sizlerde, yurtiçinde ve yurtdışında yüzbinlerce taraftarın yüreği sizler için atacak, bunda kuşkunuz olmasın.
Ülkemizde futbolun ilk oynandığı güzel İzmir’imizde, yıllarca sarı-kırmızılı formanın başarılarına bizzat tanık olmuş, sizi bağrına basmış emektar Alsancak Stadında çıkacağınız, adı yarıfinal de olsa hepimiz için final niteliğinde olacak bir maç öncesi sarı-kırmız formalı ağabeylerinizin nelerin üstesinden geldiğini birkaç maçla size anlatmak isterim. Öncelikle tabii ki, akla ilk gelen Atletico Madrid maçı. Madrid’de 2-0 kaybettiğimiz maçın rövanşında kâğıt üzerinde doğal olarak herkes rakibin tur atlayacağına inanıyordu. İspanyollar turu cepte keklik gördüklerinden İzmir’e turistik bir seyahate gelmiş gibiydiler. Halil’in penaltıdan ve Gürselin attığı gollerle son dakikalara 2-0 önde girmiştik. Maçın bitimine çok az kala Bombacı Halil’in kırk metreden attığı füze ağlarla buluşunca maçı 3-0 kazanıp turu atlamıştık. Atletico’lular şaşkınlık içindeydiler. Sadece güzelim Alsancak Stadı değil, bütün kent Göz Göz Göztepe nidaları ile inliyordu.
80’li yıllarda Karşıyaka ile çekiştiğimiz ve şampiyonluğun son maça kaldığı final nasıl unutulur ki. Karşıyaka deplasmanda Bandırmaspor’la, biz de Alsancak’ta Balıkesirspor’la oynuyoruz. Karşıyaka’nın puan kaybetmesi, bizim de maçı almamız geriyor. Şampiyonluk için başka seçenek yok. İki kez öne geçmemize karşın son dakikalara 2-2 beraberlikle giriyoruz. Tribünlerde yürekler ağızlarda. Bandırma’dan gol haberi yok. Bize bir gol yetiyor. Ve nihayet yanılmıyorsam dakika 89, bir korner atışımızda o gol de geliyor ve 3-2 kazanıp şampiyon oluyoruz. Tribünler karnaval havasında, herkes birbirine sarılıyor. Çoğumuzun gözlerinde sevinç gözyaşları… Futbolcularımızı bağrımıza basıyoruz.
Sevgili futbolcu kardeşlerim bir başka büyük final maçı ile sözümü noktalamak isterim.
Tarihler 28 Haziran 1970. Fenerbahçe lig şampiyonu, Göztepe kupa şampiyonu olarak en büyük kupa olan Cumhurbaşkanlığı Kupası için Ankara 19 Mayıs Stadyumu’ndayız. O yılların en ünlü hakemi Cezmi Başar’ın düdüğü ve maç başlıyor. O ne? Daha 3. dakikadayız Fenerbahçe, Nedim’in golü ile 1-0 öne geçiyor. Eyvah diyoruz. Ama stadda rakip taraftarın çoğunluğuna karşın boğazlarımız yırtılırcasına onlardan daha fazla tezahüratla futbolcularımıza desteğimizi sürdürüyoruz. Maç dengeleniyor. Devrenin bitimine bir dakika kala Ertan Öznur’un golü ile derin bir nefes alıyoruz. İkinci yarı başlıyor. Sahada fırtına gibi esen bir Göztepe var. Belli ki futbolun profesörü rahmetli Adnan Süvari oyunu çözmüş ve gerekli taktiği öğrencilerine vermiş. Sahada sanki sadece Göztepe var, Fener’den eser yok. 70. dakikada sarışın Danimarkalı futbolcumuz Nielsen dar alanda yaptığı rakibi bayıltıcı çalımlar sonrası topu rahmetli Gürsel’le buluşturuyor ve Koca Kaptan ikinci golümüzü atıyor ve durum 2-1 oluyor. Fenerbahçe ve yandaşları neye uğradıklarını şaşırıyor. Göztepe fırtınası bitmedi, sürüyor. Dakika 89, Fevzi Zemzem son vurucu darbeyi yapıyor ve maçı 3-1 alıyoruz. Cumhurbaşkanlığı Kupasını İzmir’e, müzemize getirirken, ligde o sezon tüm maçlarda sadece altı gol yemiş olan Fenerbahçe’yi üçlüyorduk. Maç sonrası Göztepe taraftarları olarak Ankara caddelerini Göz Göz Göztepe tezahüratı ile çılgınlar gibi inletiyoruz.
Sevgili futbolcu kardeşlerim, yukarıda anlattığım sevinç tablolarını bizlere tekrar yaşatacak bir ekip olduğunuza inanıyoruz. Siz yukarıdaki tarihi yaratan efsanenin çocuklarısınız. Bunun için tribünlerde hançerelerimiz yırtılıncaya kadar sadece sizi destekleyecek binlerce taraftarınız olacak. Bazıları diyebilir ki 2-0’ dan sonra turu çevirmek zor.Hayır değil sevgili kardeşlerim. İlk maçın 1-0 olduğunu düşünelim, tur için 2-0 gerekli olacaktı. Siz 2-0’a getirin, inanın ondan sonrası bu taraftarla üç de olur dört te. Bizler yanınızdayız, sizlere inanıyoruz. Efsane olmaya çok yakınsınız. Başta hocanız Sayın Suat Kaya’yı ve hepinizi tek tek gözlerinizden öpüyorum. Sahada sizler, tribünlerde bizler inanıyoruz. BAŞARACAĞIZ.
İrfan Asil..