Ahmet Talimciler-Taraf

Barış içinde huzurlu bir toplumda yaşama arzusunun sürekli olarak sekteye uğradığı bir ülkede yaşamak ne yazık ki çok ama çok acı. Ülkemizin toplumsal tarihinin gencecik evlatlarına reva gördüğü muamele ise hiçbir zaman sevgi dolu olmadı. Ardında hep anaların ağladığı, babaların acılarını kalplerine gömdüğü cenazeler ile yarım kalan hikayeler bıraktı. Sık sık gündeme getirilen seksen öncesinde ülkenin kamplara bölündüğü ve her gün ölüm istatistiklerinin verildiği günler yaşandı. Yine aynı dönemde tarihimizin kara lekeleri olan kitlesel katliamlarla yüzlerce yurttaşımız, sırf farklı bir dinsel inanca mensup oldukları için katledildiler. Hemen ardından otuz yıl boyunca süren ve binlerce insanımızın ölmesine yol açan adı konmamış bir savaşla birlikte bir kez daha canlarımızı toprağa verdik.

Farklılıklarımızla birlikte bir arada yaşamak yerine tek tipleştirici bir zihniyet kalıbını kullanmayı seçtik. Yıllar içerisinde pek çok alanda önemli aşamalar kaydettik buna karşın vicdanlarımızı üzerini örtmek suretiyle başkalarının yaşadıklarına ‘kör ve sağır’ bir toplum haline dönüştük. Sadece siyaset üzerinden değil gündelik hayatımızdaki pek çok konu üzerinden ayrışmaya, tartışmaya ve gittikçe de birbirimizi dinlememeye başladık. Gündelik hayatımızda öylesine çok öfkeli ve patlamaya hazır bombalar gibi dolaşır olduk ki şiddet adeta parçamız haline dönüştü. Farklı takımları tutan insanların birbirleri ile olan diyalogları bile birkaç dakika içerisinde önce münakaşalara daha sonra ise kavgalara dönüşmeye başladı. Etnik ve dinsel temeldeki ayrımlaşmaların yanına futbol temelindeki ayrımlaşma ve rakibi yok etme mantığı eklendi. Kötü yönetimler şiddetin daha fazla serpilip büyümesine ve toplumsal hayat içerisinde daha fazla kök salmasına katkıda bulundular. Yaşanan gelişmeleri önleyecek tedbirleri almayarak, adalet duygusunu zedeleyerek, insanları ayrıştırarak, sadece belirli bir etnik, dinsel ya da politik görüşe sahip olduğu için onları baskı altında tutarak şiddeti beslediler. Daha fazla demokrasi söyleminde bulunurlar ancak anti demokratik yapıların sürmesine katkı verirler. Anti demokratik yapılar şiddeti bastırma temelinde hareket ederler, şiddeti temelinde gereksiz hale getirme gibi bir anlayışları söz konusu değildir. Türkiye bir yol ayrımında bulunuyor; geçmişin acı tecrübelerini tekrar yaşamamak ve yine Berkin Elvan, Burak Can Karamanoğlu, Ahmet Küçüktağ’larını kaybetmek istemiyorsa ayrımcılığı, nefreti dışlayan yeni bir dili hayata geçirmek zorunda.


Herkesin kendisinin haklı olduğunu ve adaletin sadece onun için geçerli olduğuna inandığı bir ülkede şiddetin kol gezmesi kaçınılmazdır. Eyyamcı zihniyet kalıpları şiddeti beslemenin yanı sıra ayrışmayı ve kutuplaşmayı da hızlandırırlar. Pazartesi gecesi oynanan karşılaşmada yaşananlar ve ardından yapılan açıklamalar bir kez daha futbol üzerinden toplumsal hayatımıza dair ne kadar çok şey söyleyebileceğimizi ortaya koymuştur. Türkiye’de futbol sahalarındaki eyyamcılık şiddeti besliyor ve nefretin her geçen gün biraz daha yayılmasına katkıda bulunuyor. Ülkemizde futbol sahalarında yaşananlar konusunda ‘dünya bizi izliyor, Avrupa’ya rezil olduk’ söylemlerine artık son verelim. Asıl önemli olanın kendi insanımız için daha insanca koşullarda maç seyredebilecek bir ortam oluşturmak olduğunu ve bunu gelecekteki çocukların futbol/spor sevgisi edinebilmeleri için yapmamız gerektiğini artık lütfen görelim. Bizim yaşadıklarımızın çok daha ağırları oralarda da oluyor, aramızdaki farklılık ise onların bu olayların tekrarlanmaması için gereken düzenlemeleri sistematik bir şekilde hayata geçirmeleri ve yönetim tarzlarını insani düzeyde temellendirmeleridir.

YORUMLAR

KÖŞE YAZILARI

  • İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var? İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var?
    Written by Oguz Resat Sipahi 10 May 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Hangi takımın daha çok taraftarı var? Bu soru çok iç gıdıklayan bir soru biliyorum. Pazar Pazar maçlar da yok. Nereden aklıma geldi diye sorarsanız Dövletimiz sağolsun. İnstagramda Kumluca-Olimpos alanının yüce Dövletmiz tarafından 1. derece sit alanı konumund...
  • Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik...
    Written by Oguz Resat Sipahi 12 Nisan 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk *Ülkemizde 1098, dünyada 108.319 kişiyi covid19'un kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... *Ne mutlu bizlere değil ki ülkemiz, covid19 açısından müreffeh ülkeler düzeyini yakalama ve aşma yolunda koşar adımlar ile ilerliyor... Yine de arada iyi şeyler de var...
  • Gözyaşları... Gözyaşları...
    Written by Oguz Resat Sipahi 21 Nisan 2019
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Uzun zamandır yazasım gelmiyordu ligin ilk devresinde yazacak birşey yoktu pek, ya da dünyevi dertlerden yazasım gelmedi... Ligin ikinci devresinde de yazasım gelmedi bu sefer çoğunlukla dünyevi ailevi dertlerden... Dünkü gözyaşlarına kadar... Taraftarımızın,...
  • Göztepe TEK Büyüktür. Göztepe TEK Büyüktür.
    Written by Özkan Cengiz 28 Nisan 2018
    Özkan Cengiz ozkan@ozkancengiz.net Göztepe TEK Büyüktür. Yıllar önceydi amatördeydik, takıma tribünlerin yoğun tepkisi vardı, hoca ve oyuncular fazlaca tepki alıyorlardı. O günlerin yöneticileri ile bir araya geldik. Şaşkındılar, bize nasıl profesyonel çalıştıklarını anlatıyorlardı. Video analizler...
Diğer yazılar:

Diğer başlıklar

Twitter