Hafta sonu Antakya’da oynanan Hatayspor-Göztepe futbol karşılaması, 5 golün ve bizim için çok değerli 3 puanın yanı sıra “Çok güzel hareketler bunlar” dedirten anlamlı ve hafızalarda kalıcı görüntülere de sahne oldu.
Maç gününün atmosferi, şehre bir gün önceden giden bir kısım taraftarımızın gördükleri sıcak ve dostane ilgiyle belli olmuştu aslında. O arkadaşlar tarafından sosyal medyada yapılan duygu ve düşünce paylaşımları, Akdeniz insanının tipik sıcaklığını İzmir’e kadar hissettirmişti.
Taraftarlarımızın Antakya’da böylesi bir atmosferle karşılanacağının ipuçları, Hatayspor taraftarlarının sosyal medya sayfalarında paylaştıkları daha önce tribünlerimizde farklı maçlarda açılan “REYHANLI YANINDAYIZ” ve “ÖLÜ MÜ DENİR ŞİMDİ ONLARA” pankartlarının yer aldığı resimler ve altındaki yorumlarla verilmişti zaten. Paylaşılan resimlerin altında yapılan yorumlarda öne çıkan Göztepe taraftarının ‘adamlığı’ ve toplumsal ilişkilerimizde geleneksel bir kültür olan “vefa duygusuydu.”
Yani Hatayspor taraftarları, kendi evlatlarının acılarını paylaşan Göztepe taraftarına saygı duyduğunu belirtiyordu. Ve bu duygu hali, insani olarak anlaşılabilecek en basit durumdu. Aksi yönde bir duygu, düşünce ya da davranış göstermenin her şeyden önce kendi toplumu tarafından ayıplanacağının da farkındaydı herkes.
Her iki taraftar topluluğunda da hazırlıklar günler öncesinden başlamıştı.
Maçın sportif anlamda kritikliğinin yanı sıra acıların paylaşımının ortaklaştırdığı iki takım taraftarı buluşacaktı.
Normalde bu derecede kritik bir maç öncesinde taraftarların karşılıklı “atarlanmaları” en geç maç haftasının başında başlardı ve her iki takımın taraftarı da “mevzulara” hazırlık yapardı. Stat içinde tribünler arasındaki gerilim maç sonunda stat dışına taşardı. Yaşanan olaylar hemen flaş haber olarak internet sitelerinde ve sosyal medyada yer alır, ertesi günkü gazeteler bildiğimiz terminolojiyle haber yapardı. Ve belki de, olaylar sebep gösterilerek bir sonraki deplasman olan Çankırı maçına bizlerin alınmaması yönünde İl Güvenlik Kurulu kararı alınırdı.
Ama ne mutlu ki, bunların hiçbiri olmadı. Ortaya bambaşka bir fotoğraf çıktı.
Maç için şehre gelen Göztepe taraftarları, daha şehre girmeden son ilçe olan Serinyol’da ‘Arama Noktası’nda karşılandı. Burada bir grup taraftarımız özel araçlarla alınarak, hiç tanımadıkları ama sanki çok yakından tanıyormuşçasına sahiplendikleri “Ali İsmail Korkmaz, Ahmet Atakan ve Abdullah Cömert’in “ yaşadığı ev, sokaklar ve arkadaşları ile buluşturulmak üzere yola çıkıldı.
Yol boyunca ve “içine ateş düşen” evlerde konuşulanlar futboldan çok anılardı, insanlığa dair gelecek umutlarıydı…
Farklı renklere gönül veren arma sevdalıları olarak yaşam, umut, direnç ve ölümden konuştukça aynılaşıyorduk. Üzerlerimizdeki forma ve atkılar bizleri ayrıştırmıyor, ortaklaştırıyordu. Konuşmalarımız taraftar kimliğimizin ötesinde insani yanımızlaydı. Evlerdeki ailelerle ve sokaklardaki Antakya’nın yiğit gençleriyle adeta duygudaş olmuştuk.
Biz, onların acılarını yüreğimizde hissettiğimizin sözsel ifadesi olan bestemizi söylemiş, onlar da bizlere olan vefa, sevgi ve saygılarını belirten bestelerini…
Daha maç başlamadan her iki takımın taraftarları olarak “çok güzel yürekli dostlar” kazanmıştık. Artık bizlerin Antakya’da, onların da İzmir’de evleri vardı. Birbirimiz için öğrenci, asker ya da hastalarımız söz konusu olduğunda rahatlıkla adres gösterebileceğimiz birer irtibat noktası olmuştuk.
Bizleri stadın misafir taraftar giriş kapısına kadar geçirip kendi tribünlerine öyle geçecek kadar da yakın alakayı eksik etmediler.
Maçın başlangıcında, tribünlerimizden bir kere daha “Antakya’nın yiğit gençlerini” unutmadığımızı belirten pankartımızı açarak yüreklerimizde yıldız olan Ali İsmail Korkmaz’a, Abdullah Cömert’e ve Ahmet Atakan’a selam gönderdik.
Birbiri peşi sıra gelen gollerimiz bizleri coşturup, ev sahibi tribünleri üzerken sahadaki kısmi elektriklenmelerin dışında tribünler arasında en ufak bir günü çirkinleştirici davranış sergilenmedi. Ufak çaplı bireysel hareketlenmeleri ise her iki tribünün kendi ağırlığı başarıyla bloke etti.
Maçın sonunda kazanılan ya da kaybedilen puandan çok daha fazlasını kazananlar ise Hatayspor ve Göztepe tribünleriydi.
Karşılıklı başarı dilekleri, alkışlar ve sloganlarla uğurlandık Antakya’dan.
Güzel, kazançlı ve bir o kadar da anlamlı bir Antakya deplasmanı dönüşünün yorgunluğu çökmüştü otobüste hepimize…
Fatih Eroğlu Kardeşliği
Beste ve makaralarla devam eden dönüş yolculuğumuzda, Adana gişelerinden geçerken yol kenarında Denizlispor taraftarlarının otobüsünü fark ettik. O gün oynanan Adanaspor- Denizlispor maçı için deplasman yapan ve maçın bitimiyle dönüş yoluna koyulmaya hazırlanan taraftarlar olduğunu anladık.
Hemen Yeşil Cephe grubundan arkadaşlara ulaşmaya çalıştık. Öğrendiğimiz bilgiler hem içimizi rahatlattı hem de fazlasıyla memnun olmamızı sağladı.
Deplasman otobüsü Yeşil Cephe grubuna aitti ve Denizli’ye gidecek birkaç taraftarımızı almak üzere Yalı Derneği’nin otobüsünü bekliyordu.
Evet, yanlış okumadınız. Denizli’de ikamet eden birkaç taraftarımız Denizlispor’un Yeşil Cephe grubuna emanet edildi ve onların otobüsü ile Denizli’ye gitti.
Bu satırları okuyan kimi taraftarlarımızın kafasında ‘nasıl yani?’ gibi soruların uçuştuğunu ve durumu anlamakta zorlandığını tahmin edebiliyoruz.
Tuhaf gibi görünen bu güzelliğin anlaşılabilmesi için kalleş bir saldırı sonucu hayatını kaybeden yiğit tribün emekçilerinden Fatih Eroğlu’nun Yeşil Cephe grubu ile miras bıraktığı felsefeyi bilmek gerekiyor. Fatih Eroğlu’nun vefatından sonra Yeşil Cephe grubunun ülkemiz tribünlerine yaptığı çağrı ve ev sahibi oldukları Fethiyespor maçında kendi tribünlerini farklı renklere gönül vermiş arma sevdalılarına açmaları neticesinde yaşanılanları hatırlamak bile yeterli.
Aslında o gün daha yüksek sesle konuşmuştuk gerek kendi taraftarlarımızla gerekse de farklı takımların taraftarlarıyla…
Tribünlerde, yaralayıcı ve öldürücü özelliği olan materyallerin kullanılmasını yasaklamalı, kullanan kişi ya da grupları gayri meşru ilan etmeliyiz.
Çünkü tribünlerdeki şiddetin her türlü zararlı etkisi en başta biz taraftarlara olmaktadır. Şiddet olayları, tribünlerdeki baskı ve yasakların gerekçesi yapılmaktadır. Sokulamayan pankartlar, yapılamayan görsel şovlar ve gidilemeyen deplasmanlar konusunda bizler de kendi üzerimize düşen sorumluluğu almalıyız artık.
En temel insan hakkı olan ‘yaşama hakkı’ ihlal edilen onlarca tribün emekçisi var ülkemizde.
Artık daha fazla yeni can kayıpları ya da yaralanmalara sebep vermemek için yeni bir başlangıç çağrısı yapmalıyız birbirimize.
Şunu söylemek çok da zor olmasa gerek:
“Kendi tribünlerimizden ve diğer tribünlerden hiçbir grup ile görülecek hesabımız yoktur. Bu saatten sonra ne deplasman yollarında ne de iç saha maçlarında asla emanet taşımayacağız, araçlarımızda ya da üzerlerimizde bulundurmayacağız. Kendimizi en başta kendi tribünlerimizin sonra da diğer tribünlerin vicdanına ve arma sevdalılarına duyulan saygının koruyuculuğuna emanet ediyoruz”
Tribün grupları ve tribünler arasında mevzuların, küfürlerin, nefret söylemlerinin değil, üretici ve yaratıcı görsel şovların, bestelerin yarıştığı BAŞKA BİR TRİBÜN MÜMKÜN!
Viva Göztepe
#Göztepe "Başka Bir Tribün Mümkün!"
- Ayrıntılar
YORUMLAR
KÖŞE YAZILARI
-
İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var?
10 May 2020Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Hangi takımın daha çok taraftarı var? Bu soru çok iç gıdıklayan bir soru biliyorum. Pazar Pazar maçlar da yok. Nereden aklıma geldi diye sorarsanız Dövletimiz sağolsun. İnstagramda Kumluca-Olimpos alanının yüce Dövletmiz tarafından 1. derece sit alanı konumund...
-
Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik...
12 Nisan 2020Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk *Ülkemizde 1098, dünyada 108.319 kişiyi covid19'un kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... *Ne mutlu bizlere değil ki ülkemiz, covid19 açısından müreffeh ülkeler düzeyini yakalama ve aşma yolunda koşar adımlar ile ilerliyor... Yine de arada iyi şeyler de var...
-
Gözyaşları...
21 Nisan 2019Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Uzun zamandır yazasım gelmiyordu ligin ilk devresinde yazacak birşey yoktu pek, ya da dünyevi dertlerden yazasım gelmedi... Ligin ikinci devresinde de yazasım gelmedi bu sefer çoğunlukla dünyevi ailevi dertlerden... Dünkü gözyaşlarına kadar... Taraftarımızın,...
-
Göztepe TEK Büyüktür.
28 Nisan 2018Özkan Cengiz ozkan@ozkancengiz.net Göztepe TEK Büyüktür. Yıllar önceydi amatördeydik, takıma tribünlerin yoğun tepkisi vardı, hoca ve oyuncular fazlaca tepki alıyorlardı. O günlerin yöneticileri ile bir araya geldik. Şaşkındılar, bize nasıl profesyonel çalıştıklarını anlatıyorlardı. Video analizler...
Diğer yazılar: