Bir renk cümbüşüdür Göztepe.
Öyle ki, yüzümüze renk katar.
***
Nereden,nasıl, hangi vasıfla, hangi özgeçmişle, hangi kariyerle, hangi başarıyla olduğu belli olmayan birisi teknik direktör olarak gelir.
Önce boğazımıza bir şey düğümlenir, ama kötü düşünmek istemeyiz, olacakları görür ama kendimize yediremeyiz.
Her sene, her devre arası yaptığımız gibi 'belki de hayırlısı' olur deriz.
Bir de Göztepe formalı eski fotoğrafları çıkar meydana, yüzümüz aydınlanır.
Sonra bir bakarız ki o kişi,sanki hiç oynamamış Göztepe'de, öğrenmemiş taraftarını, tanımamış camiasını.
Korkar da korkar, çekinir de çekinir rakiplerden. 1-0 olsun benim olsun zihniyetine girer. Çünkü aslında olunmaz iki sene Göztepe'de oynamakla Göztepeli, düşün(e)mez insan kaptanlık bandını taksa da Göztepeli gibi...
Aydınlanan o yüzler, kapkara olur bir anda.
***
Devre arası kim olduğu belli olmayan, gerçekten topçu mu izliyor yoksa menajerlik oyunu oynayarak oyuncu mu öneriyor halen anlaşılamayan kişiler bir fiyaskoya daha imza atar.
Başkan onaylı, teknik direktör destekli fiyaskolar Gürsel'lerin, Halil'lerin, Nevzat'ların formasını sırtına geçirir.
Sağlam kulübe kapak atılmış,attırılmış rahatlanılmıştır.
Oynasan ne olur,oynamasan ne olur, nerden geldin, kaç maçta forma giydin, ne işler yaptın millet bilse ne olur bilmese ne olur?
Herkes rahattır.
Taraftar hariç...
Kimlerin takımda forma giydiğini gördükçe her maç çılgına dönülür, yüzler sinirden kıpkırmızı olur.
***
Vaatler birbirini izler
17'de 17 yapacağınız denilir
Şampiyonluk çantada kekliktir.
Ancak o uğruna her türlü övgü düzülen takım, ligin neredeyse sonu gelmişken toplamda oynadığı maçların yarısını bile kazanamamıştır.
Bizde hal böyleyken, mütevazi, hiçbir vaatte bulunmayan takımlar 9'da 9 yaparak senin önüne geçer.
Taraftar bir kez daha renk değiştirir, yüzler mosmor olur.
***
Özetle;
Lige renk katmaz aslında Göztepe.
Renkli rüyalar otelidir burası.
Her gelen bir fırça darbesi bırakır taraftarın yüzünde.
Aracısı,vasıfsızı,komisyoncusu
Kırmızısı,siyahı,moru...
Ne diyelim
Tek rengin sarıyla-kırmızı olduğu, içini ve çevresini onu hak edenlerin doldurduğu bir camia olmak dileğiyle...
Süleyman YENGİL