Sayın Hüseyin Altınbaş,
Göztepe Başkanı olarak bir gazeteye verdiğiniz röportajı satır satır iki kez okudum. Yaşı 60’ı devirmiş bunun 50 yılını Göztepe taraftarlığına adamış bir İzmirli olarak bu sanal ortamdan size seslenmek ihtiyacı duydum. Tabii sade bir taraftarın bu sesi size ulaşabilirse…
Sayın Başkan, röportajdaki birçok noktada sizinle hemfikirim. Diyorsunuz ki; “Bizden evvel saçma sapan işler yapılmış.” O dönemleri bilen biri olarak hakkınızı teslim etmemiz gerekir. Haklısınız. Ancak iş dünyamızın zirvesindeki işadamları olarak bunu önceden biliyor olmanız gerekmez miydi? Herhangi bir yatırıma karar verildiğinde “fizibilite” denen kavrama başvurulduğunu size hatırlatmak haddim olamaz. Kulübü almakla açıkçası pişman olduğunuzu söylüyorsunuz. Bu ifadeniz gerçekten tam bir hayal kırıklığı yarattı Sayın Başkan. Türk futbol tarihinin hafızasında inanılmaz işleri ilk kez başarmış bir kulüp olan Göztepe’ye üç otuz paraya sahip oldunuz dersek bize kırılır mısınız?
“Taraftar taraftarlığını bilmeli” diyorsunuz ve geçen yıl yaşanan olayları örnek veriyorsunuz. Olaylara yol açanların dışında onbinlerce Göztepe taraftarının en az sizin kadar öfkelendiğini, vandalizme varan davranışları kınadığını da bilmenizi isterim. Bu olumsuzluk dışında kafanızda oluşturduğunuz taraftar profiline uygun bir taraftara da sahip bir camia olduğumuzu hatırlatmak isterim. 2000’li yıllarda Göztepelist’in öncülüğünde oluşturulan “Göztepe Taraftar Anayasası” nı okumadıysanız okumanızı öneririm. Türkiye’de bir ilk olan bu girişime gelin yönetim olarak destek verin, tüm unsurları ile yaşama geçirelim. Size yine bir başka taraftar özverisini hatırlatmak zorundayım. Ağabeyinizin Başkanlığı döneminde benim de üyesi olmaktan gurur duyduğum Göztepe’ye Hizmet Derneği olarak Seferihisar’da tesis yapılmak üzere alınan 15 dönümlük arsayı elinizin bir kenarı ile ittiniz. Kabul etmediniz. Belki spor dünyasının oldukça yenilerinden olduğunuz için bilmemeniz mazur görülebilir ama böyle bir taraftar özverisinin dünyanın hiçbir yerinde olmayacağını bilmenizi isterim.
Söyleşinin bir yerinde “Ne yazık ki, lafla büyük kulüp olunmuyor” demiş ve eklemişsiniz “Bugün Altınbaş’ı bu camiadan çıkar, kimse Göztepe’nin kapısından geçmez.” Değerli Başkan bağışlayın, birinci cümleniz ne kadar doğru ise ikincisi o derecede sığ ve yanlış. Seksensekiz yıllık, mazisi gurur verici zaferlerle dolu bir kulüp, merak etmeyin sahipsiz kalmaz. Unutmayın ki, amatör kümede bile onbin taraftarını tribünlere getirebilen bir kulüptür Göztepe.
Sayın Başkan, İlhan Cavcav’ı kendinize idol seçmekle isabetli bir iş yaptığınızı maalesef söyleyemeyeceğim. Evet, Gençlerbirliği’nin kasasından dolarlar taşıyor olabilir, söylediğiniz gibi. Peki, ülkenin kalbi olan Ankara’da ne kadar taraftarı var takımının… Yok mertebesinde. Ayrıca son dönemlerde futbolumuzda yaşanan kirlilikte hatırı sayılır kusurları vardır İlhan Cavcav’ın. Ucuza futbolcu bulup, pahalıya satmaktan başka bir hüneri olduğunu sanmıyorum. Gençlerbirliği’nin sportif başarı açısından Göztepemizin eline su bile dökemeyeceğini, biraz araştırırsanız görürsünüz. Sportif bir yarışmanın içindeyseniz eğer müzenizde şampiyonluk kupaları yoksa kasanız paralarla dolup taşsa ne yazar.
Sayın Altınbaş, bütün yükün omuzlarınızda olduğunu belirtiyorsunuz. Doğrudur. Ancak holding olarak geldiğinizden beri yönetsel kadrolarınıza Göztepe kültürünü, duruşunu bilen ve tüm camiamızda saygınlığı olan bir tek kişiyi bile almadınız. Kimler derseniz şöyle bir etrafınıza baksanız onları göreceksiniz. Nedir bu camia ile aranıza çektiğiniz duvarlar? Süper ligi bile kâfi görmeyip, “Biz olsak Göztepe’yi Şampiyonlar Ligi’nde oynatırdık” diyecek muhalifler çıkabileceği serzenişinde bulunuyorsunuz. O dönem Göztepe ile ilginiz olmadığından belki bilmiyor olabilirsiniz, ağabeyiniz Sayın İmam Altınbaş’ın Başkanlığı döneminde söylediği, hepimizi pek keyiflendiren “Bernabau Stadın’da Real Madrid’i yenecek bir takım yaratacağız” sözlerini anımsatmak isterim.
İzmir’de 40 yıl önceki statta maç yapıldığından yakınıyorsunuz. O statların kahrını çok çekmiş sade bir taraftar olarak tespitinize şapka çıkartabilirim. Keşke bunun baş sorumlusunun, sizin ifadenizle “ sürekli hayal üreten İzmir” olmadığını, ülkeyi yönetenler olduğunu görebilseydiniz. Ayrıca hayal çok ta kötü bir şey değildir. Ağabeyiniz İmam Bey’in Bernabau hayalini, sizi bilmem ama bizler saygı ve sevinçle karşılamıştık. Son on-onbeş yılda Türkiye’nin birçok kentine modern statlar yapılırken, eskileri yenilenirken İzmir yok sayıldı. İktidarların İzmir’e yaklaşımını hayata bakışı çok net olan bütün İzmirliler bilir.
Son sözler olarak Sayın Başkan; Sportif anlamda dibe vuran bir kulübü şöyle ya da böyle 1. Lig’e taşıdınız. Teşekkürler. Fakat gelinen noktada taraftar olarak çok mutlu olduğumuzu söyleyemeyiz. Çünkü “Hep birlikte el elebir üst lige”sloganımız küflenmeye yüz tuttu. Bugün takımın bulunduğu kategoride total olarak en fazla maddi değere sahip kulübüz. Şampiyonluğa oynayan rakiplerimiz bizim yarı ederimizdeler. Şu an ilk iki sıradaki iki takımın toplam değeri bizimkine yetişmiyor. Geçen yıl da, önceki yıl da öyleydi. Taraftar desteğinden söz etmiyorum bile. Böyle bir tabloda sahada fırtına gibi esen, giydiği formaya, taşıdığı armaya saygı duyan ve bunun gereğini yapan bir takım görmek istemek her taraftarın hakkıdır. Günümüzün iletişim kanalları sayesinde güzel futbolun ne olduğunu artık hepimiz görüyor, öğreniyoruz. Bunca harcanan paraya, hem yönetim hem taraftar olarak bunca desteğe rağmen her maçta diken üstünde maç izliyorsak, ortada yanlış giden bir şey var demektir. Futbolcu seçiminden teknik adam tercihine kadar her şeyin sorgulanması gerektiğini düşünüyorum. Biz tribündekiler, başarılı iki-üç pas yapamayan kötü bir oyuna layık değiliz.
Sayın Hüseyin Altınbaş, girişte belirttiğim gibi oldukça kıdemli bir taraftar olarak, siz hayalden pek hoşlanmasanız da, ben Göztepemizin ilk Avrupa deplasman maçına gidecek uçak için bilet alacağım günü hayal ederek inadına yaşayacağım. Bunda şahsınızın ve kurumunuzun katkısı da olursa sizlere şükranlarımı sunacağım. Saygılarımla.
İrfan Asil
27 Kasın 2013