Bekir Coşkun-16 Şubat 2008
Hürriyet
FUTBOLUMUZ da çok güzel oldu.
Eskiden de güzeldi.
Nerden anlıyorum; reklamlardan:
Böğürmekle bağırmak arasında bir koro sesi "Beklöööö bizööö İsvöçrööö"
diyor ve birbirlerine sarılmış herkes zıplıyor. Oradan 135 bin Ye Te Le
(135 milyar Te Le) maaş alan Fatih Terim'in kafası gözüküyor.
Yarı aç, yarı tok yaşayan hemşireler, öğretmenler, polisler, memurlar,
işçiler, emekliler sürünürken, verdikleri vergi ile 135 bin Ye Te Le maaş
alan Fatih Terim de zıplamaya katılıyor.
Kim olsa zıplar:
"Beklööö bizööö İsvöçröööö..."
Bizim Mahmut Kutay'a soruyorum:
"İsviçre'deki maç yarın mı?..."
"Yok 7 Haziran'da..."
"Niye şimdiden zıplıyorlar?.."
Meğer Federasyon seçimleri var...
*
İşte bu noktada futbolumuz bir kez daha güzelleşiyor.
Çünkü o reklam filminde zıplarken kafası gözüken Haluk Ulusoy'un yerine bu
seferBaşbakan'ın oğlunun "Gemicik" işinden arkadaşı Hasan Doğan, Türkiye
Futbol Federasyonu başkanlığına getirildi.
Son zamanlardaki ihale ve demokrasi geleneğine uyarak, yine tek aday
olarak...
Konya AKP milletvekili adayı gibi diğer birçok AKP yakını-yandaşı ile
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın danışmanı da yönetimde artık.
Gazeteler "Futbol da AKP'lileşti" diyorlar.
Güzelliği görüyor musunuz?..
*
Ben oldum olası içinde rüşvet, vergi kaçakçılığı, kara para, yolsuzluk,
avanta, bıçak, satır, küfür, kan, revan, hatta cinayet olan kirli bir şeyin
"spor" olamayacağını söyledim.
Bu futbol "spor" değildir.
Adı; hobi, eğlence, bahis, sektör, kumar ya da başka bir şey olabilir.
Ama "spor" değil.
Koyun bir de bunun içine; siyaseti, hatta bir tarikatın Türkiye'yi ele
geçirmeentrikalarını...
İşte böyle bir şeydir futbol.
"Spor"a benzemiyor.
Her şeye benziyor.