Son Deplasman
Ne acı şeydir insanın sevdiklerini kaybetmesi. Vakti gelince herkes anasını, babasını, kardeşini, amcasını, halasını, dedesini, nenesini, evladını, yeğenini, dostunu, arkadaşını, kısacası kendince değerli insanları kaybeder.
Ben canımı, kardeşimi kaybettim ama vakitsiz oldu bu ayrılık. Daha 25 yaşındaydı o, çok erkendi, vakti değildi.. Yaşayacağımız güzel günleri, arkasında yüzlerce sevenini bırakıp gitti bu diyardan...
İnanmak istemesem de biliyorum o bir daha geri dönmeyecek aramıza. Beraber gülüp, beraber ağlayacağımız günler yok artık.
Artık üstünde sarı-kırmızılı forman değil, kalbin kadar temiz kefenin var. Hiç yakışmadı o kefen sana be Berkay’ım...
Neden bu kadar erken oldu bu ayrılık? Hani herkes gider sen kalırdın! Neden gittin başkan? Daha ne günler yaşayacaktık, şampiyonluklar kutluyacaktık; çile çektiğimiz günlere inat.
Son deplasmanımız böyle mi olacaktı Berko?
Hayatımın en kötü deplasmanıydı bu. Beste söylenmeyen, içki içilmeyen, makara yapılmayan deplasman mı olur hiç?
Heyecan da yoktu hiçbirimizde, karalar bağladık hepimiz. İçimiz buruk, gözümüz yaşlı, yarımız eksik gittik son deplasmana; Balıklıova’ya...
Dönüşte neden yoktun peki? Ne işin vardı o kara toprağın altında?
Şimdiden çok özledik seni, biliyoruz geri dönmeyeceğini ama gözler seni arıyor işte n'apalım... Kalksan, gelsen “Şaka yaptım başkan yaa ben ölmedim” desen keşke.
Kader ayırdı seni bizden, ama elbet bir gün biz de dönmeyeceğiz o son deplasmandan...
Melekler kadar özgürsün şimdi, rahat uyu kardeşim...
Ruhun Şad, mekanın Cennet olsun Berko!
Yiğit İmirdoğan - Egepostasi.com 06.09.2013