Kötü bir sezon geçirdik . Hala daha nasıl olduğuna inanamadığımız bir düşüş yaşadık. Aklımıza getirmek istemediğimiz olaylar zinciri yaşandı . Herkes birilerine salladı . Her zaman olduğu gibi birkaç cılız ses dışında ortaya proje koymadık , sebepleri araştırmadık ve kurbanlar istedik. O öyle dedi bu böyle dedi şöyle oldu böyle olmadı derken Sayın Hüseyin Altınbaş başkan , Sayın Özgür Zengin Futbol Direktörü, Sayın Kural Altıntaş İdari Direktör , Sayın Erhan Altın Teknik Direktör oldu . Geçtiğimiz sezonun kadrosundan gitmek isteyen arkadaşlar gitti , kalarak bu takımı tekrar bir üst lige çıkarmak isteyen arkadaşlar da takımın iskeletini oluşturdular. Çok isim yapmış oyuncular değil de takımın ihtiyacı olan bölgelere ihtiyacı karşılayan isimler alındı . Yıllar sonra alt yapıdan göze batan ve alt yapıyı takip eden hemen herkesin “bu çocuk A takımda sırıtmaz” dediği isimler de profesyonel yapılarak A takım kadrosuna alındı. Önümüzdeki günlerde yine alt yapıdan bazı isimlerin kamp kadrosuna alınacağını biliyoruz . Ve 24.07.2013 te 88 yıllık tarihimizin ilk tesis hamlesi gerçekleştirildi .

Bütün bunlar , Isparta'ya doğru giderken kafamızın içinden geçenlerdi . Acaba nasıl bir takım bulacaktık ? Teknik ve idari kadro nasıl olacaktı ? Takıma hakimler miydi ? Takımın havası nasıldı ?

Otele gittiğimizde takım sabah çalışmasını yapmış ve dinlenmeye çekilmişti . Otel -tabiri caizse dağın başında:) - , gözlerden uzak , sessiz sakin bir köşede . Her türlü travmayı atlatmak için bire bir . İnsan yok , trafik yok , kargaşa yok , ses yok . İnsanın vicdanı ile başbaşa kalabileceği , geçmişin muhasebesini yapıp , gelecekte neler yapabileceğine 2.000 metre yükseklikte , beyine giden mebzul miktarda oksijen ile rahat rahat karar verebileceği bir ortam .

İsmail Tur kardeşimiz , her zamanki sıcak kanlılığı ve misafirperverliği ile bizleri karşıladı ve ağırladı . İlk günden otel ortamını , çalışma ortamını olumsuz etkilememek adına , genel bir duyuru yapmadan sadece GÖZTEPE ANTALYA TAYFA YÜRÜTME KURULU üyesi BURAK AVCI , HALİT KIZILÖREN,EGEMEN ŞENYURT,MEHMET DAL ve GÖZTEPE TARAFTAR DERNEĞİ YÖNETİM KURULU üyesi SELAHATTİN NAYMAN kardeşim ile birlikte gittik. Bir gün önceden Özgür Zengin hocamızı arayarak , ziyaretimizin uygun olup olmayacağı konusunda da onun olurlarını aldık. Otele gittiğimizde her zaman olduğu gibi Fethi Yurttaş abimizi de görebileceğimizi düşünüyorduk. Zira bugüne kadar GÖZTEPE'mizin değil resmi maçlarını , hazırlık maçlarını ve hazırlık kamplarındaki gazozuna maçlarını dahi kaçırmayacak kadar GÖZTEPE tutkunu olan , yaşayan bir tarih ve camiamızın duayenlerinden olan Fethi abinin kampta olmaması düşünülemezdi. Fethi abi otelde yoktu ama bir kez daha bizlerden hızlı davranarak bir akşam önce o yoğun iş programının arasında kampa gelmiş , hocaya ve takıma hoş geldiniz demiş ve gece geç saatlerde ayrılmıştı. Bir kez daha anladık ki bir Fethi Yurttaş olmak öyle kolay bir iş değil. :))

İsmail Tur kardeşimiz ile takımın ve kampın genel havasından sohbet ettik . Daha sonra sohbetimize önce Kural hocamız katıldı . Samimi ve sıcak bir ortamda , takımın durumu ve hedefleri ile ilgili sohbetimizi gerçekleştirdik. Kural hocamızın elindeki defterde yazılı özel notlara bakabilecek kadar :)) samimi bir ortamda , idari anlamda bu sezon ve inşaallah uzun bir zaman herhangi bir sıkıntı yaşanmayacağını , gerek insan kalitesi gerekse tecrübesi ile Kural hocamızın buna izin vermeyeceğini gördük ve çok mutlu olduk . Zaten bir takımda iyi bir havanın yakalanabilmesi için hayata pozitif bakabilen bir ismin bu görevde olması gerekiyordu ve Kural hocam çok büyük bir boşluğu bihakkın doldurmuş durumda.

Sonra Erhan Hocam sohbetimize katıldı. Neler konuştuğumuz bizim aramızda kalsın :)) Erhan hocam , tribünlerimizin neler hissettiğini , sahada futbolcuların neler yapmaları gerektiğini , teknik ve taktik anlamda çağın gereklerini iyi bilen bir görüntü verdi. Ne çok mütevazi , ne de şovmen. Piyasada gördüğümüz hoca profillerindeki efendilik , hırs , akıl ve tecrübenin tamamına sahip ancak bir o kadar da haddini bilen bir kişilik Erhan Hoca. Herkesin yanlış yapabileceğinin ancak yapılan yanlıştan doğru dersler çıkarabilmenin önemli olduğuna inanmış. Bizim bu sezon hocamıza güvenimiz tam. Hoca takıma hakim. Takımla uyum içerisinde . Geçtiğimiz sezon ortası Antalya kampındaki ilk izlenimlerimizde kamp tesislerinden Antalya'ya dönüş yolundaki sinirli ve olumsuz yorumlarımız aklımıza geldi ve kendi aramızda gülüştük. Aradaki fark çok bariz.

Tüm takım yerine takım kaptanı Fatih Yiğen ile görüşmek istedik. Sağolsun o da kırmadı ve akşam idmanına 45 dakika kala geldi ve sohbetimize katıldı. Efendi kişiliği ile takım üzerinde etkili olabilecek , ayakları yere sağlam basan bir isim Fatih. Geçtiğimiz sezon için hiç kimseyi suçlamıyor . Efendiliğinden dolayı o şunu yaptı beriki bunu yapmadı demiyor . Ancak verdiği mesaj şu : “Geçtiğimiz yılın kadrosunda gitmeyip burada kalanlar olarak düşmenin sorumlusu biz değiliz. Yapılan hatalar da en az payı olan bu kişilerdir. Ancak bir türlü düşmeyi kendimize yediremedik ve el birliği ile bu takımı tekrar layık olduğu yerlere getirmek için elimizden geleni yapacağız.” Belli ki kurunun yanında yaş da yanmış. Ve bu yaş yaş yananlar bu sezon bunu tribünlere ve cümle aleme ispatlamak derdindeler. Kendilerine , birkaç vurgulu örnekle , tribünlerimizin bir röntgenini çektik ve bir iki küçük nasihatta bulunduk . İnşallah anahtar niteliğindeki bu nasihatlarimizi kaptan takıma anlatacak ve huzurlu bir sezon geçireceğiz .

Akşam idmanı için sahaya geçildi. Daha önceki yıllardan edindiğimiz tecrübeye göre , bir takımın antrenman sahasına gidiş gelişi az çok o takımın havası hakkında bilgi verir . Geçtiğimiz yıl , 3 Ya da 4 grup halinde ve son derece laubali şakalar eşliğinde ya da antrenman sırasındaki olumsuz hareketlerden dolayı bağıra çağıra gidip gelen bir takımın ardından , araçlara disiplinli bir şekilde binen ve inen , hızlı bir şekilde hazırlıklarını tamamlayıp hocasını dinlemek üzere orta sahaya yollanan bir takım gördük. Takıma yeni katılanlar ile alt yapıdan katılanların kendilerini yabancı hissetmedikleri , kimsenin ben generalim havasına girmediği , mütevazi ve herkesin takımın bir ferdi olduğu bilincindeki bir takım gördük. Sevindik . Kamptaki bizim gördüğümüz tek gazeteci Habertürk'ten SEDAT YILMAZ abimizdi. Kucaklaştık hasret giderdik . Geçen sezonun ilk yarısının son maçında Kütahya daki kar topu tacizini şaka yollu tekrar hatırladık. :) O gün bilgisayarına bir zarar gelmemesinden dolayı sorun yok dedi ama bizler onun o hareketi hiç ama hiç hak etmediğini çok iyi bilen insanlar olarak tekrar “kusura bakma abi” demeyi ihmal etmedik . Sedat abi de takımı genel anlamda iyi bulduğunu , geçen yıl ile bu sezon arasında çok farkın bulunduğunu , grubumuzda ciddi yatırım yapan 2-3 şehir takımı dışında diğer takımların maddi imkansızlıklar içinde boğuştuğunu , kimi takımların yönetim oluşturmakta dahi güçlük çektiğinden bahsetti. Bu arada küçücük bir ayrıntıyı da ondan satır arasında alıverdik : Kampın ilk akşamı alt yapıdan gelen oyuncuların ayrı bir yerde biraz da ürkek tavırlarla oturduklarını gören Erhan Hoca'nın onları kaldırıp diğerlerinin arasına kattığını ve kaynaşmayı sağladığını bizlere anlattı. Sevindik. 5 kuruş borcu olmadan küme düşen sanırım ilk takım olarak tarihe geçtiğimizin bilincinde olan tribünlerin bir ferdi olarak bizler de mücadelenin normal şartlarda geçmesi dileğinde olduğumuzu , kirli siyasetin kirli ellerini işin içine sokmamasını dilediğimizi , aksi takdirde bunun ilk etkisinin tribünlerde görebileceğimizi belirterek çalışmanın başlaması ile birlikte sohbetimizi bitirdik .

Sezon başı olduğu için takım kondisyon ağırlıklı bir çalışma yaptı. Ben de bunu tahmin ettiğimden , özellikle kalecilerimizin çalışmasını takip etmek üzere onların bulunduğu bölgeye gittim . Antalya'daki finallerde özellikle beğenimi kazanan Doğancan'ı yakından izlemek istedim. Kalecilerimiz büyük bir hırsla ve çalışkanlıkla çalışıyorlar . Yavuz hem kardeşlerine iyi bir örnek olacak kadar hırslı hem de güven verici. Egemen şu hali ile Yavuz'u zorlayabilecek durumda değil. Ancak Doğancan çalışma azmi , yerinde hareketleri , kendine güveni ve inanılmaz kurtarışları ile bu çizgisini devam ettirirse ligde en azından ilk 18 e girebilir . Şu kadar söylemek isterim ki : Doğancan , çalışması ve atletikliğinin yanında hareketleri ve uyumu ile de yıllarca bizim tribünlerimizin göz bebeği olabilecek bir yapıya sahip. Yani bizim mahallenin çocuğu :) Aynı şeyler Göktuğ kardeşimiz için de geçerli . Kaleci antrenörümüz Göktuğ kardeşimiz ile de birebir ilgilenerek , bazı yanlışlarını ve gördüğü bazı hataları bizzat göstererek düzeltmesi konusunda kendisine yardımcı oluyor. Bu sohbetlere Doğancan'ın da katıldığını görmek , rekabetten ziyade kardeşlik duygularının hakim olduğunu bizlere hissettirdi. Çok sevindik. Dilerim Doğancan – Göktuğ ikilisi yıllarca kalemizi korurlar ve bizim çocuklarımız olarak efsaneleşirler. Ben kendilerine güveniyorum .

Tribünler olarak bilmemiz gereken birkaç basit gerçek var : Göztepe 'de başkanımız Sayın Hüseyin Altınbaş başta olmak üzere herkes işini bihakkın yapmakta. Mesai mevhumundan uzak 24 saatini Göztepe ile yaşayan bir ekip var . Bu ekibin lideri Hüseyin Altınbaş. Kolay kolay yakalanamayacak bir ahenk yakalanmış durumda . Bizim için iki yol var : Ya kişisel ön yargılarımızdan sıyrılarak , takımdaki bütün oyuncular için olumlu hisler besleyerek , toptan bir sevgi atmosferi oluşturarak bu takımı birlikte uçuracağız. Ya da her sene yaptığımız gibi , bir iki olumsuz sonuçta hatalarını gördüğümüz bir iki futbolcuya yüklenecek , o isimleri bunalıma sokacak , yerin dibine geçirecek , gördüğümüz yerde , antrenmanda maçlarda ana avrat küfredecek takımın kimyasını bozacağız . Her sezon başında tekrar tekrar söylediğim gibi : Değilmi ki göğsünde şanlı GÖZTEPE armasını taşımaktadır. O halde hiç kimseye küfür edemezsiniz . Edemeyiz . Sezonun ilk düdüğü ile başlayıp son düdüğüne kadar ne başkana , ne hocaya , ne topçulara ne ona ne buna küfretmeden , eleştirilerimizi sevgi ve saygı sınırları içerisinde dile getirerek , GERÇEKTEN BÜYÜK BİR AİLE olduğumuzu önce takımımıza hissettirip sonra da dost düşman cümle aleme bir kez daha göstererek bu yolda omuz omuza yürümemiz gerekiyor . Futbolcular , tribünlerin iç saha ve dış saha maçlarına nasıl fedakarlıklar yaparak hazırlandığını ve maçlara geldiğinin farkında. Bugüne kadar değilseler bile artık bunun farkındalar . Çünkü Fatih kaptana bunu üzerine basa basa anlattık izah ettik . Takımdaki tüm oyuncuların derdi , Göztepe armasını en iyi şekilde temsil etmek. Takımdaki oyuncuların tamamının kafasında armayı temsil etmenin yolunun çok çalışmak , çok mücadele etmek olduğundan geçtiği gerçeği var . Yani onlar bunu builiyorlar . O halde biz de o kutsal armayı en iyi şekilde nasıl temsil edebiliriz sorusunun cevabını en çağdaş bir şekilde verebildiğimizde başarının bir bütün olarak geleceğini bilmemiz gerekir.

NE OLURSA OLSUN GÖZTEPE'MİZE BİR ŞEY OLMASIN...

Mustafa Dalyanoğlu

YORUMLAR

KÖŞE YAZILARI

  • İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var? İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var?
    Written by Oguz Resat Sipahi 10 May 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Hangi takımın daha çok taraftarı var? Bu soru çok iç gıdıklayan bir soru biliyorum. Pazar Pazar maçlar da yok. Nereden aklıma geldi diye sorarsanız Dövletimiz sağolsun. İnstagramda Kumluca-Olimpos alanının yüce Dövletmiz tarafından 1. derece sit alanı konumund...
  • Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik...
    Written by Oguz Resat Sipahi 12 Nisan 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk *Ülkemizde 1098, dünyada 108.319 kişiyi covid19'un kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... *Ne mutlu bizlere değil ki ülkemiz, covid19 açısından müreffeh ülkeler düzeyini yakalama ve aşma yolunda koşar adımlar ile ilerliyor... Yine de arada iyi şeyler de var...
  • Gözyaşları... Gözyaşları...
    Written by Oguz Resat Sipahi 21 Nisan 2019
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Uzun zamandır yazasım gelmiyordu ligin ilk devresinde yazacak birşey yoktu pek, ya da dünyevi dertlerden yazasım gelmedi... Ligin ikinci devresinde de yazasım gelmedi bu sefer çoğunlukla dünyevi ailevi dertlerden... Dünkü gözyaşlarına kadar... Taraftarımızın,...
  • Göztepe TEK Büyüktür. Göztepe TEK Büyüktür.
    Written by Özkan Cengiz 28 Nisan 2018
    Özkan Cengiz ozkan@ozkancengiz.net Göztepe TEK Büyüktür. Yıllar önceydi amatördeydik, takıma tribünlerin yoğun tepkisi vardı, hoca ve oyuncular fazlaca tepki alıyorlardı. O günlerin yöneticileri ile bir araya geldik. Şaşkındılar, bize nasıl profesyonel çalıştıklarını anlatıyorlardı. Video analizler...
Diğer yazılar:

Diğer başlıklar

Twitter