Göztepe Bir Bütündür.
- Ayrıntılar
Özkan Cengiz
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
Bizler için her sene 14 Haziranda futbol sezonu biter, transfer sezonu başlar. Özellikle son yıllarda transferlerin neredeyse son dakika yapılmasından dolayı bitmeyen bir transfer sezonu yaşarız. Telefonlar susmaz duyumlar bitmez. Menajerlerin, gazetelerin yönlendirmeleri derken artık evdekilerin tamamı kim geliyor kim gidiyor takip eder hale gelir.
Bu sene son yılların aksine bu işler erken bitti, daha dedikodusunu geyiğini yapamadan transferler bitti veya bitmeye yaklaştı. Son yıllarda ilk kez dün itibariyle (16.07.2013) takım neredeyse eksiksiz toplandı. 10 günlük İzmir sonra da Davraz kampı için hazırlıklara başladı. Hocamızın dün TV’de yaptığı açıklamaya göre defansa bir takviye daha yapıp kamptaki görüntüye bakacağız.
Bu sene, son yılların aksine birçok açıdan değişik başlıyoruz sezona;
İlk değişiklik kulübün en üst katında yaklaşık 7 sene sonra katı bir vekil değil Başkan Hüseyin Altınbaş kullanıyor. Ve kullanıyor sözcüğü öyle rastgele yazılmış bir sözcük değil gece gündüz 24 saat kullanıyor. Dün gazetelerde yazan habere göre 45 günde 25 ziyaret gerçekleştiren, kulüp içinde idari yapılanmayı yeniden oluşturan, yeni futbol yöneticisi, yeni hoca, 13 yeni futbolcu kadroya katan, göreve geldiği günden beri yemek toplantı görüşme kutlama vb hiçbir taraftar organizasyonunu boş geçmeyen ve görüştüğü herkese cep telefonunu verip arayın, cep telefonunu alıp ararım bak diye uyaran bir Başkan. 7 senedir her şeyi gözlemleyen tabir yerindeyse not alan öğrenen ama uygulamada sorumluluk almayan karar vermeyen ama bugüne hazırlanan bir Başkan
İkinci değişiklik yeniden bir futbol direktörümüz var. Son yedi yılda kısa Erhan Önal maceramızı saymaz isek 3. Futbol direktörümüz Barış Güçlü, Ali Gültiken ve Özgür Zengin. Üç isminde kendi münhasır bir sportif geçmişi var. Bu nedenle o açıdan karşılaştırma yapmak doğru olmaz ancak bu seferki futbol direktörümüzün daha öncekilerine göre artısı bir nevi içimizden biri. Bir sene de olsa a takım sorumluluğu olmadan tabir yerindeyse hengâmenin bir adım gerisinden ama kulübün tam göbeğinden olanları inceleme değerlendirme ve gözlemleme şansına sahip oldu. Ben bu tecrübeyi çok önemsiyorum. Çünkü Göztepe çok fazla kendi has özelikleri olan hiçbir kulübe camiaya benzemeyen hassasiyetleri olan bir yer. İnanılmaz bir futbol kariyerine ve deneyimine sahip olsanız da Göztepe deneyimine sahip değilseniz geldiğinizde bocalıyorsunuz alışma evresi yaşıyorsunuz. Özgür hoca bu nedenle sezona bir sıfır önde başlıyor. Kulübün yapısını, tribün yapısını, sosyal medya yapısını biliyor.
Üçüncü değişiklik hocamız, Erhan hocamız, kendisini çok yakından tanımasak yeni yeni tanımaya çalışsak ta son 10 yılda ilk defa Göztepe’yi anlatacağımız değil Göztepe’yi dinleyeceğimiz bir hocamız olması bile insanın içini rahatlatıyor. Ne demek bu biz son on yılda gelen hocalarımıza taraftarımızı tribünümüzü başarılarımızı 80 bin kişilik ikinci lig rekorumuzu anlatarak Göztepe’yi tanıtmaya çalıştık ama Erhan hocamız o gün o sahada Göztepe forması ile oynayan bir maç sonra Göztepe forması ile kupa kaldıran bir hocamız başta da dediğim bizim nesilin Göztepe ile ilgili ona anlatacakları değil ondan dinleyecekleri var. Bu bile bizi rahatlatıyor.
Dördüncü ama pek göze batmayan bir değişiklik daha var kulübümüzde o da tabir yerindeyse emekçilerin konumundaki değişim ve yeniden yapılanma. 7 senedir ağzını açan herkesin söze kurumsallaşma ile başladığı ama o kurumsallaşmayı vücuda getirenleri görmezden geldiği yapı geçmişte kaldı. Üst kadrolarda sürekli değişim yaşayan Göztepemiz’de alt kadrolarda istikrar abidesi görevi görenler. Doğan Mutlu, Gürol Güncan, Sevil Bölgen, İsmail Tur başta olmak üzere diğer idari ve mali kadrolar ilk defa köşelerinde seslerini duyurmak için uğraşmıyorlar. Emekten gelen güçlerini şu anda kulüp içerisinde kimse de olmayan tecrübelerini kullanarak aktif olarak yönetime destek verip sorumluluk alıyorlar. Koltuğunun derdinde vekillerle değil elini taşın altına koyan Başkanla omuz omuza çalışmanın verdiği güvenle eskisinden daha mutlu daha verimli daha heyecanlılar.
Kulüp kanadında yaşananlar bu şekilde, bu gelişmelerin taraftar üzerindeki etkilerini taraftar sitelerinden facebook sayfalarından gözlemlesek te dün akşam Göztepe Taraftar Derneği’nin vermiş olduğu iftar yemeğinde ilk kez fiziken gözlemleme şansımız da oldu. Ortak görüş şuydu. “Bizden biri Başkan olsaydı 45 günde ancak bu kadar yapılabilirdi ve yapıldı mutluyuz umarız sonrası da böyle devam eder”
Evet! zurnanın zırt dediği yer sonrası;
Sezon başlayacak takım sahaya çıkacak haftalar akmaya başlayacak. Bu haftaların istediğimiz şekilde akması için bugün itibariyle konuşmamız gereken bazı şeyler var. Yukarıda ifade ettiğimiz 4 değişikliğin bir tane ana fikri var. “TECRÜBE”
Son dönemde Kulüp içinde ama sorumluluğun dışında olan bir başkan ve tecrübeleri, kulüp içinde ama sorumluluğun dışında olan bir futbol direktörü ve tecrübeleri, son dönemde olmayan ama kulübün tarihini herkesten çok bilen yaşayan bir hoca, son yedi yılda istikrarı tecrübeye dönüştüren bir idari kadro ana fikir tecrübelerinden ders alıp daha iyisini yapma gayret ve çabası içerisindeler.
Bunu yapması gereken bir kitle daha var bizler yani Web siteleri ile Facebook sayfaları ile forumlar ile eposta listeleri ile dernekler ile gruplar ile semt ve üniversite temsilcilikleri ile tabir yerindeyse Göztepe Camiası.
Göztepe camiasının müthiş bir eleştiri, tepki verme, sonuç alma daha doğru ifade ile “İSYAN” gücü var. Bu güç teknolojik imkanlarla da her geçen gün daha da artıyor. Ancak son yıllardaki tecrübelerimize baktığımız da ondan ders almaya kalktığımızda şunu görüyoruz. Özellikle son yıllarda İSYAN gücümüzü genelde kendi kendimize kullanmışız. Bazen başka bir taraftar grubunu, bazen başka bir web sayfasını, futbolcumuzu, hocamızı ve çoğunlukla da yöneticilerimize isyan modundayız. Haksız mıyız tam olarak değil haklı olduğumuz noktalar çoğunlukta. Ama haklı bile olsak bu yıpratıcı gücün kendi içimize yönelmesi sonuçta bize zarar veriyor.
Artık bundan ders almalı ve bu gücümüzü kendi kendimize karşı değil dışarıya karşı kullanmalı kendi içimizde tek bir yumruk olmalıyız. Geçen sezonu inceleyin tek bir maç kskspor maçı kendi içimizi unuttuk hedefi dışarıya koyduk. O hafta boyunca neler yaptık neler oldu sonuç ne oldu. Çok küçük ama çok net bir örnek.
Kafamızı dışarıya çevirdiğimizde o kadar çok uğraşmamız gereken konu var ki. İşte daha geçen hafta “Göztepe için Ölürüm ama Fiyatta Anlaşamadık” diyen bir belediye başkanı sahnedeydi. Emsallerini para cezası ile geçiştirirken bize maçlar boyu kapama veren TFF hep gündemde. Neredeyse yılan hikayesine dönen imar sorunları ile merkezi hükümet. Direk rakiplerimize destek veren bir spor bakanı, her gün bizi karıştıramaya çalışan basın, hepsi Göztepeyi bekleyen 17 tane rakip vs vs vs.
Bu şehrin en büyük kitlesel gücü Göztepe Taraftarlarıdır. Bu ülkenin en büyük sosyal medya güçlerinden birisi Göztepe Sosyal medyasıdır. Bu şehrin en güçlü bu ülkenin en doğru Kulüp Yönetimi Göztepe yönetimidir. Bu şehrin en güçlü sportif ve idarı yapılanması olan kulübü Göztepe’dedir.
Öyleyse Göztepe’nin tüm parçalarının birleşerek tek bir yumruk olması ve siyasi otoriteye, futbol yönetimine, iş dünyasına, medyaya ve rakiplerine karşı yumruğu masaya vurmasının zamanı gelmiştir.
Göztepe tribünün dinamikleri, dernekler, gruplar, taraftar siteleri facebook sayfaları gerekirse bir araya gelip yeni sezonla ilgili temel prensipleri belirleyip bu prensiplere uyacağını açıkça beyan etmelidir.
Yıllar sonra döndüğümüz Alsancak Stadyumunu;
Rakip takım hocasının “15-20 dakika varınızı yoğunuzu ortaya koyun Göztepe’yi baskı altına alın. 15-20 dakikada bu oyunu gören Göztepe tribünü çözülür. Sonra tribün tepkisiyle takım çözülür, takım çözülünce de Göztepe çözülür” diye talimat verdiği bir stadyum olmaktan çıkarıp “90 dakika defansta kalın mücadele edin, Göztepe tribünün gücü ile bize 90 dakika saldıracak takımdan bir puan alsak galibiyet sayılır” denilen bir stada çevirmek boynumuzun borcudur.
Her Şey Tek Büyük Göztepe İçin
Özkan Cengiz
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
YORUMLAR
KÖŞE YAZILARI
-
İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var?
10 May 2020Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Hangi takımın daha çok taraftarı var? Bu soru çok iç gıdıklayan bir soru biliyorum. Pazar Pazar maçlar da yok. Nereden aklıma geldi diye sorarsanız Dövletimiz sağolsun. İnstagramda Kumluca-Olimpos alanının yüce Dövletmiz tarafından 1. derece sit alanı konumund...
-
Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik...
12 Nisan 2020Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk *Ülkemizde 1098, dünyada 108.319 kişiyi covid19'un kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... *Ne mutlu bizlere değil ki ülkemiz, covid19 açısından müreffeh ülkeler düzeyini yakalama ve aşma yolunda koşar adımlar ile ilerliyor... Yine de arada iyi şeyler de var...
-
Gözyaşları...
21 Nisan 2019Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Uzun zamandır yazasım gelmiyordu ligin ilk devresinde yazacak birşey yoktu pek, ya da dünyevi dertlerden yazasım gelmedi... Ligin ikinci devresinde de yazasım gelmedi bu sefer çoğunlukla dünyevi ailevi dertlerden... Dünkü gözyaşlarına kadar... Taraftarımızın,...
-
Göztepe TEK Büyüktür.
28 Nisan 2018Özkan Cengiz ozkan@ozkancengiz.net Göztepe TEK Büyüktür. Yıllar önceydi amatördeydik, takıma tribünlerin yoğun tepkisi vardı, hoca ve oyuncular fazlaca tepki alıyorlardı. O günlerin yöneticileri ile bir araya geldik. Şaşkındılar, bize nasıl profesyonel çalıştıklarını anlatıyorlardı. Video analizler...
Diğer yazılar: