Doğduğum andan itibaren Göztepeliydim. Hep sarıydım, hep kırmızıydım.
Kolayı seçip Bizans’ı tutmamıştım. Göztepe’yi seçmiştim. 2.Lig’e düştük, 3.Lig’e düştük ve dahası amatöre düştük Göztepeliliğimiz biraz olsun eksilmedi inanıyorduk ki dönecektik ıssız kuytu köşelerden.
Yürüyoruz Güzelyalı sokaklarında üstümüzde sarı kırmızı renkli formalar. Sayımız arttı git gide. Sarımız güneş gibi aydınlattı. Kırmızımız damarda kan… Sensiz geçmedi bu yaşam, senin içindi bütün kavgam. 1925’te doğdu Şanlı Göztepe… O günlere inandık güneşli günlere, dalgaladık sarı-kırmızıyı. Türk tribünlerinin en iyi marşı olan İsyan Marşı’nı yazdık, acıların arasından söyledik İsyan Marşımızı. Her zaman kaldırdık elleri üçlü için son sesimize kadar haykırdık Göz-Göz için. Son nefesi verir gibi şahadet getirir gibi maç izledik. İstanbul takımlarına deplasmanı yaşatan tek takım olduk. Avrupa’dan ilk başarıyı getiren Türk takımı olarak tarihe geçtik. Güneşli günlerdi o günler, ya bugünler?
Yüz binlerce taraftar eski günleri arıyor ellerde kaldı sarı-kırmızı formalar, atkılar… Eski Göztepe ruhunu arıyor taraftarlar. Bu ruh yakalansın, yakalanmasın tüm taraftarlar yine dolduracak statları her maçın ardından bir tutam sevgimiz artacak. Sokakta oynasa kaldırımda destekleyeceğiz. Biz Göztepeliyiz, biz ayrıcalıklıyız,
Biz Tam 35’iz. Biz İzmiriz…
Emre Gözütok
(facebook sayfamızdan alıntıdır)