Barış Yengiloğlu-Posta
Şu günlerde herkesin kafasında olan; Göztepelilerin de cevap aradığı soru şu: Göztepe’de neler oluyor? Yanıtını ben vereyim. Neler olma(ma)sı gerekenler anlatılınca, soru da zaten yanıt bulacak.
İşte, Göztepe'de olma(ma)sı gerekenler:
1- Kulübün yazılı ilkeleri (Göztepe Anayasası) olmalı; ve buna kesinlikle uyulmalı. Böyle bir anayasa var mı? Varsa haberimiz yok.
2- İletişim kanallarından, halka açık şirket gibi sürekli camia bilgilendirilmeli. Fikir alışverişi yapılmalı; ortak akılla hareket edilmeli. Yani yekvücut olunmalı.
3- Göztepe formasının önemini, öyküsünü; futbolcudan antrenöre, hatta ziyarete gelenlere kadar anlatacak camia insanları kulüp içinde bulunmalı. (Gönülden ve karşılıksız hizmet eden Adil Artuner’i ayırıyorum. Adil Ağabey, ellerinle yapıp ayakta tuttuğun müze için sonsuz teşekkürler.)
4- İzmir’de görev verilen kişilere yetki verilmeli. Yetki verilirse hesap sorulabilir. Yetki verilmiyorsa, ortada güven problemi var demektir. Yetkisiz yöneticiyi süs bitkisi gibi oturtmanın kulübe faydası olmaz.
5- Tesis ve stat sahibi olunmalı. (Urla tesisleri kaplumbağ hızında ilerliyor. Göztepelilerin yıllardır hayalini kurduğu yetinmeyip taslak proje olarak hazırladığı Gürsel Aksel Stadı yapımına hükümet onay verdi. Emeği geçen Bor yapı sahibi Hakan Yenigün, İzvak Başaknı Tuğrul Yemişçi ve yönetim kurulu, İzmirli kulüp başkanları ve özellikle Göztepe'nin hakkını başkan vekilinden çok savunan Altınordu Başkanı Seyit Mehmet Özkan'a sonsuz teşekkürler. Öte yandan bu stada onay veren Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ve Spor Bakanı Suat Kılıç'a da teşekkürlerini Göztepeliler adına kulüp yönetimi sunar diye düşünüyorum.)
6- Sezon başında, teknik direktör, olması gereken yeterliliklerle belirlenmeli. Yıllarca görev yapacak kişilikte insanlar teknik ekibe seçilmeli. Altyapıda sadece futbolcu değil, teknik adam da yetiştirilmeli. Eş-dost-akraba kontenjanından teknik ekip seçilmez.
7- Transferler, ne hocaya ne de 'Güvendiğim arkadaşımdır' denilen kişilerin tekeline bırakılmamalı. İzleme komitesi olmalı. Heyetin verdiği raporla teknik adamınki harmanlanıp, ortak akılla Göztepe formasını taşıyacak futbolcular transfer edilmeli.
8- Altyapıdan en az dört oyuncun A takım kadrosunda yer alması vazgeçilmez koşullardan olmalı.
9- Futbolda yeterliliği olan tecrübeli bir Profesyonel Şube Yöneticisi olmalı. Teknik adam raporunu ona, o da görüşlerini belirttiği ek raporla birlikte başkana sunmalı.
10- Futbolcu anlaşmalarında, dörtte biri peşin, kalanı maç başı anlaşılmalı. Futbolcu hak etmediği parayı Göztepe’den alamayacağını bilmeli.
11- Kulüp, menajerle değil, futbolcuyla anlaşmalı. Anlaşırken de maddi sorumluluğu dışında kalan; bineceği arabası, oturacağı evi, faturaları ve bilumum kaprisleriyle uğraşmayacağını baştan beyan etmeli.
12- Personel dahil edilerek, tek prim sistemi uygulanmalı. O da hedef primi olmalı. Örneğin hedef Süper Lig ise takım Süper Lig’e çıkınca başta belirlenen prim ödenmeli.
13- Sosyal sorumluluklar yerine getirilmeli. Her yıl huzur ve bakım evlerinde kalan 7’den 70’e insanımız ziyaret edilmeli. Bu tip kuruluşlara maddive manevi destek verilmeli. Kulübe büyük emekleri geçmiş Göztepeliler ayırdetmeksizin hatırlanmalı, anılmalı.
14- Kültürel etkinliklere katılım gösterilmeli. Sinema, sergi, imza günleri ve gösterilerde birarada olunmalı. Paylaşma ve birliktelik kültürü geliştirilmeli.
15- Taraftar tek çatı altında toplanmalı. Göztepe hizmet, işadamları ve taraftar dernekleri birleşmeli. Birleşmeleri konusunda yardımcı olunmalı. Üretilecek projelerle maddi manevi sorunları çözecek sistem kurulmalı. (Örneğin takımından taraftarına tek vücut olan, tribününde olay çıkmayan Göztepe’nin; sezon sonu TFF’den alabileceği 1 milyon liralık 'centilmenlik ödülü', geliştirilecek projelere kaynak olmalı.)
Son ve en önemli madde 16. madde: Bu madde acil durumlarda geçerlidir. (Şu an Göztepe’nin içinde bulunduğu duruma tekabül eder) Önceki maddeler önümüzdeki sezona kadar unutulur. Başkanından taraftarına, futbolcusundan teknik ekibine, personelinden efsane kadrosuna tüm Göztepeliler, omuz omuza verir, "Alayına isyan marşıyla inadına Göztepe" der. Bilirler ki; onlar omuz omuza verdiklerinde isteyip de başaramadıkları hiçbir şey olmadı, olamaz.