Ara transferler, kim gidecek, kim gelecek konularıyla meşgul değilim. Devre arasına girilmişken ligimizin kitap okuma envanterine şöyle ufaktan gireyim dedim.

Yalnız ondan önce futboldaki okumaya ilişkin bir anımı anlatmak istiyorum:

"Tolstoy, Dostoyevski, Puşkin, Anton Çehov. Hepsi Rus edebiyatının  büyük yazarı.  Biz onların eserleriyle büyüdük. Sonra futbolcu olunca hep onların etkisini gördük."

Bu sözler bir zamanların ünlü futbolcusu Oleg Blochin'e ait. Geçen yıl Oleg'le  röportaj için Kiev'de buluştum. Bloghin,  edebiyatın futbol yaşamına etkisinden söz etti.

Oleg Blochin, "Edebiyat bizi dizginledi. Örneğin hakeme itiraz etmenin anlamsız olduğunu düşünürüz. Bunu da takım olarak sahada uyguladık." dedi.

O akşam kaldığım otelde Bloghin'in bu sözlerini irdeledim. 1988 Avrupa Futbol Şampiyonası sürecine  baktım.  Hollanda ile final oynadıkları seneye. SSCB,  o yıl eleme grubu  ve finallerde oynadığı 14 maçın 7'sinde hiç kart görmemiş, toplamda 8 sarı kartla yılı tamamlamış. Görülen sarıların tamamı da yapılan faullerden..

Hatta şu da var, o dönemin unutulmaz Teknik adamı Valery Lobanovski devre arasında takıma taktik vermez; oyunculara birer- ikişer sayfa klasiklerden okuturmuş.

Lobanovski'nin bu uygulamasına benzer farklı bir metodu da geçtiğimiz sene kaybettiğimiz sahaların "sol açığı" Metin Kurt uygulardı. Kurt, Yedikule Futbol Takımı'nı çalıştırırken futbolcularına bazen  klasik müzik dinletir, zaman zaman da onları tiyatroya götürürdü.

Şimdi bizim envantere geçiyorum... Bazı teknik adamlarımızla konuştum. Sağolsunlar, içten cevaplar verdiler. Acaba şu anda ellerinde hangi kitaplar var?

Fatih Terim: "Mükemmele ulaşmanın 163 yolu."

Tom Peters imzalı kitapta, bağlantı kurmak, sunum yapmak, yazı yazmak,  etkin bir dinleyici olmak, hataya açık olmak, yetkilendirmek, egodan arınma, teşekkür etmek, Özür dilemek, takdir etmek, sabırlı olmak gibi konuların yaşamdaki önemi anlatılıyor. Bana sorarsanız son yıllarda büyük değişim gösteren Fatih Terim'de bu kitabın etkisi de  var. Terim, mükemmelin peşinde... Bu köşeyi takip edenler bilir, Hoca kendi hayatını anlatan kitabı da yazmak üzere.

Aykut Kocaman: "Dostoyevski'nin Karamazov Kardeşler'ini okuyorum"

Aykut Hoca, sezon başından beri bu dünya klasiğini okuyormuş. Kitaptan çok etkilenmiş. Bu başyapıtta bir aile ve onun yaşadığı felaketlerle birlikte Rus toplumunun geçirdiği sarsıntılar anlatılıyor. İnsan ruhunun en ince ayrıntısından kesitler sunarak. Dimitri Karamazov, bir trajedi kahramanı... Bana göre son iki yılda bir teknik adam olarak derin sıkıntılar yaşayan Aykut Hoca, Karamozov Kardeşler'in akışında  kendinden çok şey buluyordur.

Samet Aybaba: "Mevlana ve Şems'le meşgulüm. Ayrıca "Mevlana'dan Güzel Sözler" kitabını da nereye gitsem yanında taşıyorum. Beni rahatlatıyor o sözler"

Samet Hoca'ya bir zamanlar karşılıklı olarak da oynadığı Blochin'in  yukarıdaki sözlerini hatırlatınca, "Ben de çocukluğumdan beri okuyorum. Özellikle de Rus klasikleri okudum" dedi. Sezona eldeki imkanlarla sıkıntılı başlayan Samet Aybaba, ilk yarıda çok başarılıydı. Gerçi her maçında bir korku filmi de yaşanmadı değil. Bence bu süreçte Samet Aybaba, Mevlana'nın huzur dolu dünyasına sığınarak güç toplanmıştır.

Mustafa Denizli: "Geçtiğimiz günlerde yaşama veda eden  kayınpederim Şerafettin Elçi'nin biyografisini okuyorum. Hasan Kaya'nın Doğu'nun Elçisinden Yüce Divan'a adlı kitap. Ortaokul sondan beri kitap okurum. Ömer Seyfettin'in Diyet'i ilk okuduğumdur. Osmanlı tarihini çok okudum. Dünya kültürlerini anlatan kitaplara meraklıyım. Uzak Doğu, Pers, Mezopotamya, Roma uygarlığı hep ilgimi çekmiştir."

Öyle anlaşılıyor ki, şu aralar kayınpederinin yaşamından kesitlere dalan Mustafa Hoca, Rize'de başarıyı ararken başucundaki kitaplarla birçok medeniyete yelken açacak.

Hikmet Karaman: İshak Alaton'un hayatını anlatan "Lüzumlu Adam" kitabını okuyor. Hikmet Hoca ile Euro 2012'de de beraberdik. Hoca kitaplara ve Avrupa futboludaki gelişmelere oldukça meraklı.

Kısa bir araştırmayla okuyan futbolcuları da tespit ettim...

Gidenlerden Alex ve İvan Ergiç'in elinden kitap düşmezdi. Fenerbahçe'de en çok okuyan Bekir İrtegün.  Bekir, yanardağlar/volkanlar üzerine araştırma yapıyor. Hatta şu aralar İzlanda’daki yanardağ patlamasının iklimi nasıl değiştireceğiyle ilgili kitaplara merak salmış. Yabancılardan Dirk Kuyt iyi okuyanlardan. Galatasaray'da en çok okuyan futbolcu Cris'ti. Eskilerden Popescu, Capone iyi okurdu. Belediye'den Cihan Haspolatlı, Orduspor'dan Hasan Kabze çok kitap okuyanlardan. Trabzonspor'dan Giray Kaçar ve  Beşiktaş'ın genç kalecisi Cenk de kitapla yatıp kalkanlardan. Hatta Cenk'in bir röportajında Nietzsche'den "unutmak iyileştirir" sözünü kullanmışlığı bile var.