Suratlar asıktır.
Maça kaçılmış, maç kaybedilmiş okula dönüş yolu çile olmuştur.
Kafalar yukarıya kalkınca merdivenlerde bekleyen 'Mahmut Hoca' gözükür.
Bizimki gene bekliyor, ne ceza verecek acaba, hapı yuttuk konuşmaları...
Ve Mahmut hocanın kendine has yaptırımları.
Kimi zaman, 'yıl sonuna kadar izinsizsiniz' , kimi zaman da 'hepiniz küçük çocuklar gibi tek ayak üzerinde durakcaksınız' cezaları.
Bazen de okul taksitlerini ödeyemediği için okuldan atılma tehlikesiyle karşı karşıya kalan öğrencisini cebinden okutması.
Maddi ve manevi olarak 'BEN BURADAYIM' duruşu.
Hiç kuşku yok gene çok başarılı bir sinema serisi olurdu ancak 'Mahmut Hoca' olmasaydı Hababam Sınıfı'ndan bu derece keyif alır mıydık acaba.
Baktığımda bu oyuncular, bu kulüp hababam sınıfını hatırlatmıştı geçen hafta bana.
Hani ailelerin her türlü maddi imkanı sağladığı, bir dediğini iki etmediği ama manevi anlamda,yaptırım anlamında hiç bir zaman yanında olmadığı, 'uzaktan kumanda' ile her şeyi yönetebileceğini düşündüğü hababam sınıfı.
Asli görevini unutup, her türlü haylazlığın, boş vermişliğin yaşandığı hababam sınıfı.
Gözlerden uzak yerlerde sigara içen, öğretmenleriyle, idarecileriyle dalga geçen,külyutmaza bile külyutturan hababam sınıfı...
İşte bu oyuncular da o öğrenciler gibiydi.
Ta ki düne kadar.
Başkanın sadece bakın ben buradayım mesajı vermesi bile nelere gebe oldu.
Hababam Sınıfı 'dokuz doğuruyorken' bir anda 'uyanışa' geçti.
O öğrencilere, en sert öğretmen hatta okul müdürü bile engel olabiliyor muydu hatırlayın.
Hayır.
O yüzden 600 km uzaktan bazı şeylerin kontrol edilemeyeceği çok açıktı ve öyle de oldu.
Bu takıma bir 'Mahmut Hoca' gerekliydi.
Ve Mahmut hocanın sadece merdivenlerde kendisini göstermesi bile yetti!
Başkan, bundan sonraki dönemde de aynı tutumda olmalıdır.
En azından Ocak ayına kadar.
Sonra da şayet kendisi işlerinin yoğunluğundan dolayı bu süreci devam ettiremeyecekse, sadece kendisinin değil, tüm taraftar ve camianın da hem fikir olduğu bir ismi
'Mahmut Hoca' olarak merdivenlere dikmesi gereklidir.
Bir söz de futbolcu kardeşlerime söyleyeyim.
Hababam sınıfı, çoğunlukla izleyenlerini güldürür az biraz hüzün katar.
Biz sene başından beri bu filmi izlerken hiç keyif almadık.
Hatta sizin ki Hababam'dan ziyade, Ofsayt Osman tadındaydı...
Ta ki düne kadar.
Madem sizler bu kadar hırslı, mücadeleci, sahne tozunu seven oyunculardınız izleyenlerin de keyif almasını sağlayamaz mıydınız?
Her filmden sonra ayakta alkışlanmak daha şık olmaz mıydı?
Neden hababam sınıfı 'merhaba' dedikten sonra hep 'dokuz doğuruyor', 'sınıfta kaldı' serilerini izlettirdiniz?
Ama devam filmi olan 'uyanıyor' güzeldi.
Bundan sonrakinin adı lütfen Hababam Sınıfı 'yükseliyor' olsun.
Süleyman YENGİL